İstasyonu’nun kurulduğu taşınmaz üzerine 30 yıl süre ile davalı lehine intifa hakkı tesis edildiğini, davalı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği için müvekkilinin yakınları dışında kimseye mal satamadığını, sözleşmenin devamının telafisi imkansız sonuçlar doğuracak bir aşamaya geldiğini, davalı şirketin ismini ve nev’ini değiştirdiği için intifa hakkının da sona erdiğini, 04.12.2003 tarihinde kabul edilen 5015 Sayılı ... Piyasası Kanunu gereğince lisans alınması zorunluluğunun getirildiğini, davalı firmanın dağıtıcı firma olarak lisans almadığını, müvekkil ile yapmış olduğu sözleşmeyi ... Düzenleme Kurumu’na bildirmediğini, davalı şirket dağıtım şirketi olmadığı için müvekkiline ... verme imkanının bulunmadığını, bu hukuki durum içerisinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının kaldırılması için çekilen ihtarnameye olumsuz cevap alındığından bu davanın açıldığını ileri sürmüş ve ......
üzere, intifa hakkının tapu sicilinden terkini için gereken harçlara taşınmazın malikinin katlanmasının gerektiği düşünüldüğünde, taşınmaz maliki için intifa hakkının bedel gösterilerek terkin edilmesi halinin intifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinden daha lehe olduğunun anlaşıldığını, başka bir deyişle, taşınmaz maliki intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde daha fazla tapu harcı ödeyeceğinden taşınmaz maliklerinin intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi hallerinde tapu müdürlüğüne intifa hakkının bedel karşılığında terkin edildiği hususunda beyanda bulunduklarını, taşınmaz maliklerinin bir an önce intifa hakkını tapu sicilinden terkin edebilmeleri için taşınmaz maliklerine veya taşınmaz malikleri tarafından yetkilendirilen kişiler adına intifa terkinini sağlayabilmeleri için müvekkiline vekaletname düzenlettirdiklerini, intifa hakkının terkini işlemi için tüm işlemlerin taşınmaz maliklerinin yetkilendirdiği kişiler tarafından yapıldığını, dava dosyasına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2003 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada 9.3.1998 tarihli görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesi hükümlerine dayanılarak, davalı yararına tesis edilen intifa ve irtifak haklarının kaldırılması ve Hazine adına yazılması istenmiş, mahkemece istek kabul edilmiş, hükmü davacı idare temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmayıp, münhasıran sınırlı ayni haklardan olan ipoteğin (veya intifa hakkının) kaldırılması istemine ilişkin olup, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, ayrıca intifa hakkının da 29.5.2007 tarihinde sona ermesiyle davanın konusuz kaldığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
borcuna mahsup edildiği iddiasının da doğru olmadığını, taraflar arasında yapılan intifa sözleşmesinde ve tapuya tescil edilen intifa senedinde kesinlikle bu şekilde iadeye ilişkin bir hüküm bulunmadığını, intifa senedinde de görüleceği üzere intifa hakkının süresinden önce kaldırılması halinde davacının iddia ettiği gibi sadece ve müvekkilinin intifa hakkının terkinini talep etmesinin durumuna hasretilmiş olmadığını, intifa sözleşmesi ve intifa senedi hükümlerine göre davacı yanında süresinden önce intifa hakkı kaldırma hak ve yetkisinin bulunmadığını, açıklanan nedenlerle hukuka ve usule aykırı olan davanın reddine, davacı tarafın %20' den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İntifa hakkı, menkul ve gayrimenkuller ile haklar ve bir mamelek üzerine tesis olunabilir. Aksine düzenleme bulunmadıkça sahibine, üzerine tesis olunduğu şeyden tamamıyla istifade etme hakkını bahşeyler. Daha açık bir ifadeyle Türk Medeni Kanununa göre intifa hakkı, sahibine bu hakkının konusu üzerinde istimal (kullanma) ve istifade (yararlanma) yetkileri veren, başkasına temlik edilemeyen ve hakiki veya tüzel kişiye ait olabilen bir ayni haktır. İntifa hakkı sahibi, intifanın konusu bulunan mal veya hakkın sağlayabileceği bütün menfaatlerden (gelir ve semeresinden) yararlanmak ve kullanmak yetkisine sahiptir. Dolayısıyla, intifa hakkı buna kaynak olan hukuk ilişkisinin düzenlenmesi sırasında taraflarca aykırı bir şart kararlaştırılmış olmadıkça, hakkın konusu olan şeyden tam ve sınırsız bir faydalanma hakkı sağlar. İntifa hakkının kurulması ile mülkiyet hakkına konu olan mal üzerinde çıplak mülkiyet sahibinin yararlanma ve kullanma yetkisini kaldırır....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., 1/2 paydaş olduğu taşınmaza davalı ...Ş. yararına 07.03.1997 günü 20 yıl süreli intifa hakkı şerhi işlendiğini, Rekabet Kurulu kararı uyarınca 5 yıllık intifa hakkı süresinin sona erdiğini, intifa sözleşmesi edimlerinin yerine getirilmediğini, intifa bedeli ödenmediği gibi bedel yönünden de gabin bulunduğunu ileri sürerek, intifa hakkının kaldırılmasını; birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/394 sayılı dosyasında davacı ..., aynı nedenlerle taşınmazdaki intifa hakkının kaldırılmasını istemiştir. Birleştirilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/179 ve ... 5....
(TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer(TMK.m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....
Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse veya yarar ortadan kalkmış ise malik bu hususları ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır....