Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava tarihi itibariyle intifa hakkının terkin edilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Lehine intifa hakkı tesis edilen davacı şirketinde intifa hakkını terkin ettirme hakkı bulunmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça bu konuda davalı şirket yetkililerine vekaletname verilmiş ise de intifa hakkının terkin edilmemesi durumunda davacının basiretli davranıp intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerekirdi. Bu durumda mahkemece intifa hakkı terkin edilmeden dava açılamayacağı gözetilerek zamansız açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.350,00....

    Birleşen davanın davacı vekili tarafından temyiz aşamasında dosyaya sunulan 20.05.2011 tarihli dilekçede davaya konu akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmaz üzerine tesis edilen intifa hakkının asıl davanın davacısı ... Petrol AŞ. tarafından fek edildiği beyan edilmiştir. Anılan dilekçe üzerine Dairemizin 06.03.2012 tarihli kararı ile söz konusu taşınmaz üzerine tesis edilen intifa hakkının fekkine ilişkin belgelerin onaylı örneğinin celbine karar verilmiş, gönderilen ... Tapu Müdürlüğünün tapu kayıt bilgileri ve intifa terkin evraklarının onaylı örneklerinin incelenmesinde sözkonusu intifa hakkının 29.03.2011 tarihinde terkininin talep edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece belirtilen husus üzerinde durulup, gerekli belgeler getirtilip incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

      Şti arasında bayilik sözleşmesi yapılarak davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde davacı lehine 15 yıllık intifa hakkı tesis edildiğini, diğer davalıların taşınmazı davalı şirketten satın aldığını, taşınmazın diğer davalılar tarafından satın alınmasının sonrasında, davacıya keşide edilen ihtar ile Rekabet Kurulu kararları gerekçe gösterilerek intifa hakkının sonlandırıldığının bildirilerek intifa hakkının tapudan terkininin talep edildiğini, davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile de taşınmazın mülkiyetinin değişmesi ve yeni maliklerin bayilik ilişkisinin devamına, muvafakat etmedikleri belirtilerek bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, davacının keşide ettiği ihtarnamenin ekinde intifa hakkını terkin yetkisi içeren vekaletnameyi davalılara gönderdiğini ileri sürerek, taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine tesis edilen intifa bedeli olarak ödenen bedelin, intifa hakkının kullanılmayan süreye tekabül eden kısmının, güncelleştirilmiş tutarı olan 575.539,10 TL'nin...

        (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....

          İntifa hakkının sonsuz kurulamayacağı yolundaki hüküm Medeni Kanunun emredici hükümlerindendir. Gerçek kişiler için bu süre intifa hakkı sahibinin ömrüyle sınırlanmışken; tüzel kişilerde TMK’nın 797. maddesi gereğince intifa hakkı süresi 100 seneyi aşamaz. 22. İntifa hakkı devredilemez ve mirasçıya geçmez. Buna karşılık intifa hakkı sahibi hakkını mutlaka bizzat kullanmaya mecbur değildir, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir. İntifa hakkının kullanılması tüm olarak bir başkasına devredilebileceği gibi yalnızca içeriğindeki “bazı münferit yararlar açısından” dahi bu imkân vardır (.../..., s. 828). 23. TMK’nın 806. maddesi intifa hakkının yalnızca “kullanılmasının” başkalarına devrine olanak tanımakta ve bu konuyla ilgili koşulları düzenlemektedir. MK’nın 806. maddesine göre “Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki intifa hakkının ve haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 6459 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1/13 arsa paylı 3 numaralı mesken kaydında davalılardan ... lehine mevcut intifa hakkının ve intifa hakkı üzerindeki Vergi Dairesi Müdürlüğü lehine konulan haciz şerhinin terkini istemiyle açılmıştır. Mahkemece anılan bağımsız bölümdeki intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmiş, Vergi Dairesi lehine olan intifa hakkı üzerindeki haciz şerhi ile ilgili istek hakkında hüküm kurulmamıştır....

              Mahkemece taşınmazdaki pay üzerinde intifa hakkı kurulduğu hususunun diğer paydaşlara tebliğ edilip edilmediği üzerinde durularak TMK'nın 700. maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmaması halinde davanın üç aylık sürede açıldığının kabulü ile pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satış yoluyla paydaşlığın giderilmesine, intifa hakkının söz konusu paya düşecek bedel üzerinden devam etmesine karar vermek gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaması; Ayrıca ... payındaki intifa hakkı sahibi ...'a, intifa hakkının paraya çevrilmesini isteyip istemediğinin sorulmaması intifa hakkına ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, lehine intifa hakkı tesis edilen ... davaya dahil edildikten sonra 01.01.2002 tarihinden sonra kurulan bu intifa hakkı ile ilgili TMK'nun 700. maddesi çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılmalı, ... payındaki intifa hakkı sahibi ...'...

                Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; tapu kayıtlarında, davacı lehine tesis edilmiş bulunan intifa haklarının terkininin, hak sahibi davacının vekaletname ile yetkili kıldığı temsilcisi tarafından 11.07.2012 tarihinde yapıldığı, resmi akit tablosunda "Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan/bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde beyanda bulunulduğu ve bu beyan sonunda intifa hakkının tapu kaydından terkin edildiği anlaşıldığı, bu durumda intifa hakkı sahibi davacının bakiye intifa bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Yasanın 796. maddesi uyarınca da intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini, yasal intifa hakkı sebebinin ortadan kalkması, sürenin dolması hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi sebeplerle sona erer. Davacı bu sebeplerin varlığı iddiasına dayanmamıştır. Davada intifa sözleşmesinin muvazaalı olarak kurulduğu ileri sürüldüğünden, intifa hakkının lehtarına yararlanma yetkisi sağlama vasfı itibariyle intifa ile ilgili haklarda Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi ve muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki, intifa hakkının terkini istemiyle açılan davada şerhin muvazaalı olarak işlendiği kanıtlanamamış olup davanın reddi gerekirken soyut değerlendirmelerle şerhin terkinine dair hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....

                    Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini tahdidi sayan Türk Medeni Kanununun 796. v.d. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Yargıtay 4....

                    UYAP Entegrasyonu