vermesi yoluyla mülkiyet hakkının sonlandırılmasına olanak sağlanmadığını, kurucu intifa senetlerinin ortadan kaldırılması için kurucu intifa senedi sahiplerinin onayı gerektiğini, kurucu intifa senedi sahipliği ile pay sahipliği sıfatlarının tamamen iki farklı kurum olduğunu, dolayısıyla sözleşmesel bir ilişkinin kural olarak taraflardan birinin tek yanlı beyanı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, söz konusu birleşme ile devrolunan ----hissedar ve intifa senedi sahibi olan müvekkilin ortaklık payının ve haklarının korunmasının ihlali olduğunu, --- her bir intifa senedinin değerinin --- ayrılma hakkı kullanım fiyatının--- yılı temettü ödemesi sonrası kullanılabilecek net ayrılma hakkı kullanım fiyatının ----- olarak düşük gösterildiğinin müvekkillerinin mülkiyet haklarına müdahale anlamına geldiğini, kanunen ayrılma hakkının müvekkil pay sahiplerinin inisiyatifine bırakıldığını fakat söz konusu birleşme sırasında “ birleşme işleminin reddedilmesi durumunda ayrılma hakkının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2007 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, paydaşı olduğu 3011 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... lehine intifa hakkı bulunduğunu, hak sahibinin öldüğünü ileri sürerek intifa hakkının terkini isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuş, davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir....
gereği yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilmesi gerektiğini, bu durum ile davalı ve babasının kötü niyetli olduğunun anlaşıldığını, intifa hakkı konusu taşınmazın 1/2 hissesi olmasına rağmen gayrimenkulün tamamı intifa hakkına dayanılarak kullanılmaya çalışıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin haberi olmadan yapılan bağış yolu ile tescilin kötü niyetli ve muvazaalı olduğunu, iptal edilmesiyle müvekkilinin şufa hakkının kullanması için intifa hakkının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacının dayanağı intifa hakkının 29.08.1995 tarihli ve 3569 yevmiye numaralı işlemle kurulduğu tapu kaydından anlaşılmakta ise de dosya içerisinde intifa hakkının kurulmasına ilişkin dayanak belgelere rastlanamadığından; 1- İntifa hakkının dayanağı olan belgelerin tapu müdürlüğünden getirtilerek, 2- Ayrıca, davacının miras yoluyla intifa hakkı sahibi olduğu anlaşıldığından ve mirasçılık belgesine rastlanamadığından mirasçılık belgesinin temin edilerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 09.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
doğan masrafların davalıya gereksiz bir yük oluşturmasının önüne geçmek adına, dikey anlaşmaları sonlandırmakla birlikte intifa hakkının geçerliliğini koruyacağının kararlaştırıldığını, intifa hakkını tesis eden, buna ilişkin esasları belirleyen sözleşmenin 31/10/2005 tarihli protokol olduğunu, bu protokolün 4. maddesinde de intifa hakkının terkinine ilişkin masrafların davalı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiğini, bir an için aksi düşünülse ve bu konuda 14/09/2010 tarihli protokolün geçerli olduğu kabul edilse dahi, bu protokolün 10. maddesinde de sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü masrafın davalı tarafından karşılanacağının belirtildiğini, intifa hakkının kaldırılmasından doğan masraflar da bu anlamda sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığından yine davalı tarafından karşılanacağını, müvekkili şirketin, intifa hakkının dolmasının ardından masrafların davalı tarafından karşılanacağı beklentisini sürdürdüğünü, davalının bu masrafları karşılamayacağına kesin olarak...
CEVAP : Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde ve beyanlarında özetle; davanın reddine karar verilmesini, davacının payı üzerine intifa hakkının kurulduğunu, bu hususta müvekkiline bildirim yapılmadığı, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi durumunda intifa hakkının üzerinde kurulu olduğu payın satış bedeli üzerinden devam etmesini talep etmiştir....
Bölgedeki 4029 ada 5 parselde 40/1602 arsa paylı 16 numaralı mesken nitelikli bağımsız bölümlerin intifa hakkının ...’e ait olduğunu ölümü nedeniyle terkini gerektiğini, davalı ... ile yapılan protokol uyarınca intifa hakkının adına tescili gerektiğini olmadığı takdirde her iki tapunun iptali ile adına tesciline ayrıca davalı vakfa ödenen 44250 USD’nin faizi ile birlikte tahsilini bu istekler mümkün olmazsa davalı vakfa yapılan bağışın tenkisini talep etmiştir. Davalı vakfa bağış yapan ... ile yapılan sözleşmede mirastan feragat koşulu bulunduğunu, bu koşulun yerine gelmediğini, davacının intifa hakkı tesisi isteyemeyeceğini ancak tenkis talebine ilişkin istemi kabul ettiklerini savunmuştur. Mahkemece 5 ve 16 numaralı bağımsız bölümlerde ... adına olan intifa hakkının terkinine her iki parselde davacı adına intifa hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....
Mahkememizce Kaldırma kararı sonrasında dosya esasa kaydedilerek, ---- davaya konu taşınmaz üzerinde ki --- süre ile kurulan intifa hakkının terkinine ilişkin belgeler istenerek, kim tarafından terkin edildiği hususu sorulmuş, ---- yazı cevabına göre; davacı --- lehine kurulan intifa hakkının ---tarihinde davacı ------intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan çıplak mülkiyet malikleri yönünden terkinini talep ederim" şeklinde talebi üzerine terkin edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu yazı cevabına göre, bakiye dönem için intifa bedeli hesaplaması yapılmak üzere yeniden bilirkişiden rapor alınmıştır. Buna göre, davalının --- intifa hakkı tesis tarihinden --- terkin tarihine kadar davacı şirketin --- hakkından istifade ettiği, geriye kalan --- davacının faydalanamadığı intifa hakkı süresi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının ---- tutarlı faturasında kullanılamayacak döneme isabet eden tutarın --- olduğu anlaşılmaktadır....
II.CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; intifa hakkının sona erme nedenlerinin somut olayda gerçekleşmediğini, davacının müvekkili aleyhine 2013 yılında boşanma davası açtığını, intifa hakkının 2011 yılında tesis edildiğini, davanın ise 2017 yılında açıldığını, intifa hakkının aile içinde alınan kararla davalı adına tesis edildiğini, intifa bedelinin davacının hesabına yatırıldığını ve davacının bedeli dava dışı Mustafa'ya verdiği talimatla çektiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanmadığını, intifa bedelinin davalının hesabına yatmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
A.Ş. lehine 10.08.1993 tarihli 10 yıl 4 ay süreli intifa hakkı bulunduğunu, ... ... A.Ş. ile 01.05.2004 tarihinde yeni bir protokol imzalayarak taşınmaz kaydı üzerine 10 yıl süreli kira sözleşmesi şerhi konulmasının kararlaştırıldığını, protokolün 3. maddesinde de intifa hakkının terkin masrafları ... ... ...tarafından karşılanarak terkin edileceğinin hüküm altına alındığını, tapu kaydındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan hakkından 14.09.2006 tarihinde ...&... A.Ş.'ye devredildiğini, bu ilişkilerin bayilik sözleşmesinden kaynaklandığını, bayilik sözleşmesinin de sona erdiğini ileri sürerek taşınmaz kaydındaki kira sözleşmesi şerhinin ve intifa hakkının terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kira sözleşmesi şerhinin yargılama aşamasında terkin edilmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, intifa hakkının terkini isteminde ...&... A.Ş.'...