- K A R A R - Davacı vekili, davalıların sahibi bulunduğu taşınmaz üzerine davacı şirket lehine 16/10/1997 tarihinden geçerli olmak üzere 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin tamamının peşin olarak ödendiğini, Rekabet Kurulu tarafından yayımlanan karar nedeniyle intifa hakkının 18/09/2010 tarihinden itibaren geçersiz hale geldiğini ve taşınmaz malikleri davalılar tarafından gönderilen 22/09/2010 tarihli ihtar ile intifa hakkının davacıya kullandırılmayacağının ihtar edildiğini ileri sürerek intifa bedelinin işlemeyen süreye ilişkin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmiş değeri olan 521.470,00 TL'nin 18/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, iade koşullarının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Sözkonusu intifanın terkinine dair mahkeme dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde; ... tarihli karar ile... bahse konu intifa hakkının terkinine hükmedildiği, ...itibariyle intifa hakkının terkin edilmemiş olduğu, dolayısıyla işbu dava tarihi itibariyle de intifanın henüz terkin edilmemiş olduğu, davalılar vekilinin de bu yönde itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. İntifanın tesis edildiği taşınmazda yapılan kalıcı yatırımların ve ödenen intifa bedelinin kullanılmayan kısmına tekabül eden bölümün istenebilmesi için öncelikle somut olay bakımından intifa hakkının tapudan terkin edilmiş olması gerekir. Dava şartı olan ve re' sen gözetilmesi gereken intifanın terkini şartı yerine getirilmeden böyle bir talepte bulunulamayacağı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2010 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 194 ada 31 parsel sayılı taşınmaza 05.07.2001 tarihinde davalı lehine 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurumunun 2002/2-2003/3 sayılı tebliğleri uyarınca Rekabet Kanunundan kaynaklanan rekabet etmeme yükümlülüğü uyarınca bu sürenin 5 yılı aşamayacağını ileri sürerek bu süreyi aşan intifa hakkının tapu kaydından terkinini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 09/11/2005 tarihinde başlayan dikey anlaşmanın 18/11/2005 başlangıç tarihli ve 20 yıl süreli intifa hakkının 09/11/2015 tarihine kadar geçerli hale geleceği, bu nedenlerle, 18/11/2005 başlangıç tarihli ve 20 yıl süreli intifa hakkının da 09/11/2015 tarihi itibarıyla, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 56. maddesi uyarınca geçersiz hale geleceği, bu durumda intifanın terkin tarihi itibarıyla geriye kalan yıllara tekabül eden kısmının davalı tarafından istenebileceği, 09/11/2005 tarihli protokolün üçüncü maddesi gereği istasyon işletme hakkının ilk 11 yılının Agpaş'a ait olduğu, geriye kalan 9 yılının istasyon işletme hakkının davacıya ait olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tapuda davalılardan ... ve ... lehine tesis edilmiş olan intifanın fekki ile dikey ilişkinin sona erdirilmesine, 203.454,00 TL intifa bedelinin davalılara ödenmesine, davalı ... ile davacı arasındaki kira sözleşmesinin feshi ile...
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin ve intifanın sona ermesinde davalının kusurunun olmadığını, sözleşmenin 15. maddesi gereği davalı ve davacı şirketin iradeleri dışında sözleşmenin uygulanmasının imkansız hale gelmesi halinde birbirlerinden hiçbir şey talep etmeyeceklerini peşinen kabul ettiklerini, davacının muaccel olmayan ve intifa bedelinin üzerinde bir bedeli talep ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam etmesi halinde bakiye intifa hakkı bedeli talep edilemeyeceği, davacı tarafça davalı şirket yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmiş ise de davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinafa başvurulmuştur....
Yasanın 796. maddesi uyarınca da intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini, yasal intifa hakkı sebebinin ortadan kalkması, sürenin dolması hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi sebeplerle sona erer. Davacı bu sebeplerin varlığı iddiasına dayanmamıştır. Davada intifa sözleşmesinin muvazaalı olarak kurulduğu ileri sürüldüğünden, intifa hakkının lehtarına yararlanma yetkisi sağlama vasfı itibariyle intifa ile ilgili haklarda Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi ve muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki, intifa hakkının terkini istemiyle açılan davada şerhin muvazaalı olarak işlendiği kanıtlanamamış olup davanın reddi gerekirken soyut değerlendirmelerle şerhin terkinine dair hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi nedeniyle davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine intifa hakkı tesis edildiği, Rekabet Kurumu' nun kararıyla sona eren sözleşme nedeniyle 5 yılı aşan süre için davalıya ödenen bedel yönünden hesaplanan tutar için intifa hakkının ifasının imkansız hale geldiği bu miktarın davacıya iadesinin gerektiği, intifa hakkının kaldırılması sırasında yapılan giderlerin de davalıdan talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahallesi 333 Ada 41 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan intifa hakkının bedelinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm delil tespit isteyen tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, üzerinde intifa hakkı bulunan taşınmazın kamulaştırılarak ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2006/49-257 sayılı kararı ile davacı idare adına tescil edilen taşınmazın intifa hakkına konu bedelin tespiti istenilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgeler incelendiğinde, tapuda . adına kayıtlı olan ve . lehine irtifa hakkı tesis edilmiş bulunan 333 Ada 41 parsel sayılı taşınmazın davacı idarece (... Büyükşehir Belediyesi) kamulaştırıldığı, ......
Şti'ne ödendiği iddia edilen intifa ivazının talep edildiğini, ödeme yapılmadığı takdirde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak taşınmazı satışa çıkaracağını belirterek ve intifa hakkını terkin etmeyerek davacıya baskı yaptığını, davalı tarafından intifa hakkının terkini için davacı şirketin vekillerinden olan avukata intifa hakkının terkini için vekaletname verilmesinin de davalının kötüniyetli olduğunu ispat ettiğini, zira Avukatlık Kanununun 38. maddesinin b bendi gereğince davacı şirket avukatının davalının vekili olarak işlem yapamayacağını, işlem yapması halinde Avukatlık Kanunun uyarınca suç işlemiş olacağını; davacının,davalının intifa hakkını terkin etmemesi nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek; intifa hakkının hükümsüzlüğünün tespiti ile tapu kaydından terkini isteğiyle eldeki davayı açmıştır....
Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan TMK’nın 796 vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada TMK’nın 785.maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....