Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü üzere dava intifa hakkı sahibinin kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle ve davalı olarak Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilip açılmıştır. Ne var ki; bu tür davalar sonunda verilecek hüküm intifa hakkı sahibinin hukukunu etkileyeceğinden davanın hak sahibine, şayet ölmüşse mirasçılarına yöneltilerek görülmesi gerekir. Başka bir anlatımla bu davada Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet düşmez. Diğer yandan kaydın beyanlar hanesinde yazılan intifa hakkı sahibinin, ... .... olduğudur. Beyanlar hanesinde intifa hakkı sahibine ilişkin başkaca bir bilgi yoktur. Bu arada belirtilmek gerekirse intifa hakkı sahibinin, anne ve baba adları kayıtlara yansımamıştır. Kayıtlara yansımayan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mahkemeden istenemez....

    İntifa hakkının 7-8-12-14 nolu bağımsız bölümler üzerinde devam ettiği, Tapu sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen resmi senede ve tapu kaydına göre davalı taşınmazı satın alırken intifa hakkından bahsedilmediği ve bu şekilde intifa ... bulunmaksızın satın aldığı anlaşılmaktadır. O halde, kat irtifakı kurulurken intifa ... davalıya ait bağımsız bölüm üzerinde devam ettirilmediği gibi, taşınmazın intifa ... ile birlikte satıldığı ispat edilmeden, davalı iyi niyetle taşınmazı satın alan ve kullanan 3. cü kişi konumunda olmakla, davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      hükme bağlandığını, ayrıca davalı firmanın 400.000 ABD doları+KDV’yi gayri maddi haklar bedeli olarak hibe etmeyi taahhüt ettiğini, bu bedele karşılık taşınmaz üzerinde 600.000 TL bedel için ipotek tesis edildiğini, buna rağmen hibe ödemesinin yapılmadığını, müvekkillerinin sözleşmeye güvenerek 8.11.2006 tarihinde işletme belgesini, 22.07.2007 tarihinde akaryakıt satış istasyonu ruhsatını aldığını, ayrıca davalı lehine taşınmaz üzerinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkillerinin üzerine düşen edimlerini zamanında yerine getirdiğini, buna karşılık davalı şirketin taahhüt ettiği hibeyi ödemediğini, istasyonun donanımı ile ilgili hiçbir işlem yapmadığını, bunun üzerine sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, ancak davalının sözleşmenin feshini kabul etmesine rağmen intifa hakkının fekkinden kaçındığını, intifa hakkının tesisinin sebebinin ortadan kalktığını, intifa hakkı ve ipotek tesisi için masraflar yapıldığını, akaryakıt istasyonundan...

        Davalı, davacı ile 29.03.2010 ve 12.05.2010 tarihli ek bayilik sözleşmelerini müzayaka halinde imzaladığını, bu sözleşmelerin geçersiz olduğunu, aralarında daha önceden imzalanan bayilik sözleşmesi olduğunu Rekabet Kurumunun 2002/2 sayılı Tebliği uyarınca davacının intifa hakkının sona erdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemce davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 03.07.2012 günlü 2012/6956 Esas, 2012/9113 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı vekili, kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşınmazın teslimi isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin intifa hakkına sahip olduğu taşınmaz üzerindeki haklarını davalı...’a verdiği bayilikle, bu bayii aracılığıyla kullandığını, intifa hakkına sahip olunan akaryakıt istasyonunda oto LPG tesisi kurulmasına ve oto LPG satışı yapılmasına muvafakat ettiğinden davalı ...Ş ile sözleşme imzaladığını, davalılar arasında da otogaz satım sözleşmesi imzaladığını, davalılar arasında ve davacı ile ...arasında imzalanan otogaz sözleşme süresinin dolduğunu, bundan sonra bu sözleşmenin davacıyı ilzam etmeyeceğini, davalı ...Ş’ye davaya konu istasyondaki faaliyetlerini durdurması ile mevcut tesisleri ve alameti farikalarını kaldırması için keşide edilen ihtarnameden sonuç alınamadığını belirterek, taşınmazın oto LPG tesisi bulunan kısmına vaki müdahalenin men’ine, taşınmazda kurulu bulunan oto LPG tesisinin kal’ine, fazla hakların saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece intifa hakkı sahibinin kimliğinin tespit edilemediği, Türk Medeni Kanununun 796. maddesindeki koşulların da gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur (TMK.m.795)....

              Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. Somut olayda; davacı hak sahibinin öldüğünü ileri sürerek terkin isteğinde bulunmuştur....

                Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa, bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi, taşınmazın 14.3.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakatlarını aramaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir. Olayımıza gelince;Dava konusu taşınmazın paydaşlarından davacı ... hissesinde ... İnşaat Tic.Ltd.Şti lehine intifa hakkı bulunduğu,ancak intifa hakkı sahibi şirketin davada taraf olarak gösterilmediği anlaşılmıştır....

                  Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki intifa hakkı sahibinin sağ olup olmadığı ve intifa hakkının devam edip etmediği araştırılarak devam ettiğinin tespiti halinde intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken, ilgilisinin davaya dahil edilmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu