Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER: Tapu kaydı, keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....

Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazı raiç bedel ödeyerek aldığını, tahliye için beklerken eski eşi tarafından iptal davası ile karşılaşıldığını, o davada davacının tanık olarak dinlendiğini ve bedel karşılığında sattığını, satışın gerçek olduğunu belirttiğini, dava dışı ... aleyhine açtığı tahliye ve ecrimisil davalarını kazandığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, MK'nun 683. ve BK'nun 19.maddesi gereğince inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğu, davacının davalı ile aralarındaki inançlı işlemi doğrulayacak yazılı belge sunmadığı gibi davalıya yönelttiği yemin teklifinin kabul edilerek davalının yemin ettiği, davacının iddiasını ispatlayamadığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    e satış suretiyle devredildiğini, kredi borcunun bir kısmını ödeyebildiğini, kalan borcu ...’in ödediğini ancak tapunun iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile olmadığı takdirde ödediği 34.910,00TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine ve toplam 42.471,68TL ecrimisilin yasal faizleriyle birlikte tahsiline, birleştirilen 2013/493 Esas sayılı davada, inançlı sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil talebinin ispat edilemediğinden reddine ve 4.365,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

      İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz.05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar- birleştirilen davada davalı vekili tarafından, davalılar- birleştirilen davada davacı aleyhine 23/12/2011 gününde verilen dilekçe ile inançlı işleme ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen davada 16/02/2012 gününde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davada tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne; birleştirilen davada elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne dair verilen 13/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, Yargıtay 14....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme, Türk Medeni Kanunun 724.maddesine dayalı tapu iptali, tescil olmadığı takdirde yapı bedeli alacağının tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece, resmi sözleşme bulunmadığından mülkiyet aktarımı isteminin, inşaatın yapılmasında katkı verilmiş olması davacı yararına katkı payı talep hakkı vereceğinden davada alacağa ilişkin istem bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

            İddianın ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya kapsamına göre dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan ve inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 122 ada 23 parsel sayılı taşınmazı davalılar ile arasındaki inanç sözleşmesi uyarınca borcuna teminat olmak üzere davalı ...'e temlik ettiğini, borcunu ödemiş olmasına rağmen taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davacı ile aralarında gerçek bir satış sözleşmesi yapıldığını, ibraz edilen 'Sözleşme' başlıklı belgede imzasının bulunmadığını, diğer davalı ile davacı arasındaki alacak-verecek ilişkisinin kendisini ilgilendirmediğini bildirip davanın reddini savunmuş, davalı ..., davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya inançlı işleme dayalı olarak devredildiği iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık ve hüküm; davacının ileride hak sahibi olması saikiyle anne ve babası tarafından satın alınan ve 17.10.1994 tarihli protokol ile dava dışı dede adına tescil ettirilen taşınmazın, dava dışı dede aleyhine açılan ceza davası sonucunda müsadere edilerek davalı ... adına tescil ettirildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacının, kanuni temsilcisi tarafından aynı vakıalara dayanılarak ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen 1996/658 E. 1998/770 K. sayılı ilamı hakkında temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından gerçekleştirilmiştir. Davanın, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olması ve daha önce aynı vakılara dayanılarak açılan davanın temyiz süreci birlikte değerlendirildiğinde; temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir.Ne var ki dosya, Yüksek 14....

                  D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil olmadığında ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur. İş bu davada iddianın ileri sürülüş biçimine göre; davacının inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil olmadığında bedelin tahsili talepli olarak davayı açtığı tartışmasızdır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nın "Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi" başlıklı 2/1 . maddesi hükmünde açıkça "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk mahkemesidir" düzenlemesine yer verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu