Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davacı, dayısı olan dava dışı ...'in tefecilere olan borç işlemlerine aracılık etmesi amacıyla maliki olduğu 1085 parsel sayılı taşınmazını teminat olarak davalı ...'e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, ancak davalı ...’ın taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ...'e devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde uğradığı zarara karşılık olarak 300.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 03.06.2014 gününde verilen dilekçe ile inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalılar ... ile ...'nın dava konusu 58 ada 10 parsel sayılı taşınmazın önceki kayıt maliki Abbas Demirkapı'nın mirasçısı olduklarını ve 01.09.2009 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu tarafından yapılan ihale ile bu taşınmazı dava dışı 4 adet taşınmazla birlikte toplam 491.000,00TL bedelle satın aldıklarını, 10.09.2009 tarihli sözleşme ile kendisi ile birlikte diğer davalı ...'...
Davacı, davalı ile yaptıkları inançlı işlemi bu belge ile kanıtlamıştır. Ancak, taşınmaz bedelinin davalıya ödenip ödenmediği hususu kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü gereğince bedelin ödendiğine ilişkin iddianın davacı tarafından kanıtlanmasına olanak verilmelidir. Bedelin ödenmediğinin anlaşılması halinde, inançlı işlemin tarafları bağlayıcı olması dikkate alınarak, taşınmazın davacıya bırakılması gereken kısmının dava tarihindeki belirlenecek değeri depo ettirilmelidir. Ayrıca, inançlı işleme konu taşınmaz bölümünün ifrazının mümkün olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece, değinilen yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır. Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur....
İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir....
için Davalı ... tarafından inançlı işleme aykırılık nedeniyle yaratılan muarazanın giderilmesine ve Davalı ... tarafından ...'...
DELİLLER : Tapu kaydı, çaplı krokisi, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....
ye karşı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/281 esas sayılı dosyasında inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescili davası açtığını, bu davanın her iki davalının da yemin etmesi üzerine ispatlanamadığından reddedilerek kesinleştiğini, bunun üzirine 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/253 esas sayılı dosyası ile aynı davalılara karşı tazminat davası açtığını, bu davada ise davalı ...'in inançlı işlemi ikrar ettiğini belirterek 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/281 esas 2007/214 karar sayılı dosyasında yapılan yargılamanın iadesi ile tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 375. maddesinde sayılan yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkin olup, inançlı işleme dair iddianın 26.05.2010 tarihli protokol ve aynı tarihli ek protokol ile sabit olduğu gibi, davalı ...'in beyanları ile de davacı iddiaları doğrulanmıştır. Öte yandan, davalı ...’de davalı ...’i önceden tanıdığını beyan etmiş olup, ...’da emlakçılık yapan davalı ...’in gerekli inceleme ve araştırma yapmadan ...’da taşınmaz satın almasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dolayısıyla davalı ...’in Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı anlaşıldığına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.989.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....