WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 170/4. maddesinde; icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı beş adet çekten 01.12.2015 keşide tarihli 60.000,00 TL miktarlı çek haricinde takibe konu diğer dört adet çekte, lehtarın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görülmektedir. Bu durumda, dört adet çek yönünden alacaklı hamil, imzaya itiraz eden keşidecinin imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden, kötü niyetli veya ağır kusurlu kabul edilemez....

    İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine dayalı olarak imzaya itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca (itiraz eden borçlu yönünden) takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı bonoda, lehtarın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görülmektedir....

      İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine dayalı olarak imzaya itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı çekte, lehtarın cirosu ile değil, lehtardan sonra gelen ciranta ...'...

        Borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, sair itirazları yanında imzaya itirazının da bulunduğu, sonraki beyanlarında, imzayı kabul ettiğine dair herhangi bir ikrarı bulunmadığı gibi, 15/03/2016 tarihli son celsede borçlu vekilinin imzaya itirazlarının devam ettiği ve imza incelemesi yaptırılması yönünde beyanda bulunduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının devam ettiği dikkate alınarak, öncelikle İİK'nun 170. maddesi uyarınca inkar edilen imza ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması, imzanın borçluya ait olduğunun saptanması halinde ise, diğer itirazlarının incelenmesine geçilerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında üç adet bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı, borçlunun icra mahkmesine başvurarak imzaya itiraz ettiği, alacaklının itiraza konu imzanın borçlu şirket yetkilisi Hüseyin Kaçmaz'a ait olmadığını kabul ettiği, mahkemece, imzanın borçlu şirket yetkilisi Hüseyin Kaçmaz'a ait olmadığı hususu kabul edildiğinden bahisle imzaya itirazın kabulü ile alacaklı aleyhine % 20 oranında tazminata ve % 10 oranında para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır....

            ın imzaya yetkili müdürü olduğu, suç tarihinde sanıkların katılana ait firmadan elektrik malzemeleri almaları karşılığında iki adet 5.000 TL'lik, 15/09/2009 tarihli senet verdikleri, ancak senedin imzaya yetkili olmayan ... tarafından imzalanarak katılana verildiği, bilahare borcun ödenmemesi üzerine katılanın senetleri takibe koyması nedeniyle sanık ...' ın senetlerdeki imzaya itiraz ettiği ancak icra hukuk mahkemesi dosyasının takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda; Sanıklar ve müdafinin, tarafların birbirini uzun zamandır tanıdığını ve ticaret yaptıklarını, suça konu senetlere karşılık katılanın teslim etmesi gereken malları teslim etmemesi nedeniyle geçici bir çözüm olarak imzaya itiraz edildiği ancak etik olmadığı için davanın takibinden vazgeçildiği, katılana karşı menfi tespit davası açıldığı ve katılanın zararının bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişki...

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının imzaya itirazını kabul ettiklerini, ancak müvekkilinin iyi niyetli son hamil olduğunu, imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından davanın açılmasına sebebiyet veren kişi olmadığını, icra takibinin iyiniyetle yapılan yasal bir hakkın kullanılması olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkeme; davalının imzaya itirazı kabul beyanı dikkate alınarak imzaya itirazın kabulüne, davalının kötüniyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin reddine karar vermiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/366 E. sayılı dosyasından alınan, 03.01.2011 tanzim ve 04.03.2011 ödeme günlü, alacaklısı ... ve borçlusu ... olan 50.000,00 TL bedelli imza itirazına konu bono üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen Adli Tıp Kurumu’nun 18.06.2015 tarihli ve 27695533-101.02-2015/46921/4938 sayılı raporuna dayanılarak imzaya itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın imzaya itirazın reddine karar verilmiş olmasına rağmen, borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                İİK'nun 170. maddesi uyarınca imzaya itirazın duruşmalı incelenmesi zorunludur. İmzaya itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise HMK'nun 150. maddesi uygulanması gerekir. Somut olayda, davanın İİK'nun 170/a maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davası olduğu, davacının 28/11/2019 tarihli hazır bulunduğu duruşmada duruşmanın 20/02/2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği, 20/02/2020 tarihinde davacının duruşmaya gelmediği, alacaklı davalı vekilinin duruşmayı takip etmeyeceklerini bildirdiği, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu tarihten itibaren 3 ay içinde davanın yenilenmediği ve 06/07/2020 tarihinde HMK'nun 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

                İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2019/343 ESAS - 2020/842 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, imzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün 2019/9981 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Bursa İcra Müdürlüğü olduğunu, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve soruşturma açıldığını beyanla itirazlarının kabulüne ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu