Sayılı kararla "Davanın KABULÜ ile; Davacı/borçlu aleyhine İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün 2017/41133 Esas sayılı icra dosyasında başlatılan takibin; 1- a-)Takibe konu 27/05/2016 düzenleme tarihli, 30/06/2016 vade tarihli 7.050 TL bedelli senet yönünden başlatılan takibin davacı borçlu yönünden İPTALİNE, b-)İİK 170/a maddesinde tazminat düzenlemesi bulunmadığından davacının bu senede ilişkin tazminat talebinin reddine, 2- a-)Takibe konu diğer senetler yönünden imzaya itirazın kabulü ile başlatılan takibin davacı borçlu yönünden DURDURULMASINA, b-)İmzaya itirazın kabul edildiği 35.000 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesap edilecek İcra İnkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-)İmzaya itirazın kabul edildiği 35.000 TL asıl alacak üzerinden %10 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına" karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve imzaya itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından duruşma günü belirlendiği, davetiyelerin tebliğ edildiğinin zapta geçirildiği, duruşmada tarafların hazır olmadıkları, mazerette bildirmedikleri , duruşmada yetki itirazının ara kararı ile reddine , davacının imzaya itirazının kabulüne ,takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....
, raporlarda fahiş hata bulunduğunu, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak yetkiye ve imzaya itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/4235 Esas sayılı takip dosyası İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporuna göre senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, ispat külfeti kendisinde olan davalı alacaklının rapora itiraz etmediğinden imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, tazminat ve para cezasına yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davacı borçlu tarafından açılan imzaya itiraz davasının kabulüne karar verilmesine rağmen davalı alacaklının tazminata ve para cezasına mahkum edilmemesine ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2022 NUMARASI : 2021/816 ESAS 2022/185 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, dayanak çekteki keşide yerinin Tekirdağ olduğunu, müvekkilinin Finike'de ikamet ettiğini, Finike adliyesinin yetkili olduğunu, ancak Kumluca icra müdürlüğünde takip başlatıldığını, yetkiye, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı taraf itirazında takip konusu senedin davacının eşi Kudret Pilaslı tarafından müvekkile getirildiğini beyanla, Kudret Pilaslı'nın da imza örneklerinin alınmasını talep etmiş ise de, imzaya itirazı olmayan kişiye ilişkin imza örneklerinin alınmasının mümkün olmadığı, T1 tarafından imzaya itiraz edilmiş olup, bu şahsa ilişkin imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yapıldığı, ATK tarafından düzenlenen raporda da imzanın davacıya ait olmadığının belirtildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince imzaya itirazın kabulüne yönelik olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı-alacaklının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dairemizce oy birliği ile karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/15767 Esas sayılı dosyasıyla borçlu aleyhine girişilen icra takibi neticesinde borçlu tarafından 23/12/2019 tarihinde imzaya itiraz edildiğini, borçlunun imzaya itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yıllardır süregelen ticari bir ilişki bulunduğunu, davacı tarafından verilen senetlerin de bu borç ilişkisinden kaynaklı senetler olduğunu, davacının müvekkiline vermiş olduğu başka senetler de olduğunu, itiraza konu olan, borçlu tarafından müvekkiline verilmiş olan 3 adet senedin vadesi geldiği halde ödenmemesi üzerine icra takibine konu edildiğini, davacının toplamda müvekkiline 5 adet senet verdiğini, diğer 2 adet senedin ise vadesi gelmediğinden icra takibine konu edilmediğini, davacı tarafça verilen bu 5 adet senet üzerindeki imzaların hepsinin borçluya ait olduğunun yapılacak kriminal bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını belirterek imzaya itirazın reddine, itirazında kötü niyetli olan borçlunun takip konusu alacağın...
Dava, kambiyo senetlerine mahsus takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir. İmzaya itirazın niteliği itibariyle, imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfeti alacaklıya aittir. Zira, takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu senetteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup; bu iddianın ispat yükü de alacaklıya düşer (Hukuk Genel Kurulu'nun 26/04/2006 tarih, 2006/12- 259 esas ve 2006/231 karar sayılı ilamı)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun açtığı imzaya itiraz davasına ilişkindir....
Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....