Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 25/03/2021 tarih, 2018/859 Esas ve 2021/318 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Davacının imzaya itirazının KABULÜNE, İstanbul 6....

protokolü altındaki imzanın davacı borçluya ait olduğunun ikrar edildiği, bu sulh protokolü incelendiğinde; takibe dayanak çekin de yer aldığı dokuz adet çekten dolayı toplam 552.140,00 TL borcun kabul edildiği, ancak taraflar arasındaki anlaşma gereğince toplam 500.000,00 TL ile alacaklı vekili için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 575.000,00 TL'nin taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, ödeme yapılması halinde bu çeklerin iade edileceğinin ve birbirlerini ibra ettiklerinin kabul edildiği, bu şekilde davacı tarafından takibe dayanak çekten dolayı borçlu olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla, artık bu aşamada imzaya itiraz davası dinlenemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davacının imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, rapor aldırtılarak imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

Dairemizin 30/12/2021 tarih, 2021/2781 esas ve 2021/3568 karar sayılı kararı ile; davacı/borçlu vekilinin dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, mahkemece öncelikle imzaya itiraz yönünden inceleme yapılıp bilirkişi raporlarına göre imzaya itirazın reddine, tazminata ve para cezasına karar verildiği, HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin her biri hakkında bir karar verilmesi, hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, mahkemece öncelikle davacının imzaya itirazının incelenmesi yerinde ise de; imzaya itirazın reddine karar verilmesi durumunda davacının borca, faize, faiz oranına yönelik itirazları incelenerek ve takipte yabancı para alacağı talep edildiği de gözetilerek, takip dayanağı bononun vade tarihi olan 26/08/2019 ve takip tarihi olan 12/09/2019 tarihlerinde kamu bankaları olan...

İcra Müdürlüğü' nün 2018/46811 esas sayılı dosyasında davacı tarafın imzaya itirazının kabulü ile takibin davacı yönünden DURDURULMASINA, 2- Davalının kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir....

Davacı yasal 5 günlük süre içinde 17/02/2020 tarihinde imzaya ve borca itiraz davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının imzaya itirazının reddine, borca itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafda istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır....

İİK'nın 168.maddesinin 3 ve 4.fıkralarına göre; kambiyo senedi vasfına ilişkin şikayetlerin ve imzaya itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının ödeme emrinden/takipten en geç 07.02.2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü nedeniyle, davacının 04.03.2020 tarihi itibariyle ileri sürdüğü kambiyo vasfına yönelik şikayeti ve imzaya itirazı da süresinde değildir....

İcra Müdürlüğünün 2018/4698 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İspat külfeti kendisinde olan davalı alacaklının davacıların murisine atfedilen bonodaki keşideci imzasının davacıların murisine ait olduğunu ispat edemediğinden, mevcut raporun da davacılar lehine değerlendirilmesi gerektiğinden, davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, ATK'dan rapor aldırtılması ve tanık dinletme taleplerinin reddedilmesinin yerinde olmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte davacı borçlular aleyhine açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

ye verildiğini, bilerek imzanın Olcay Zeki Yılmaz tarafından adtıldığını, sözkonusu durum ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, haksız ve kötüniyetli olarak yapılmış olan imzaya itirazının reddine, davacının tedbir talebinin reddine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "...somut olayda, takibe konu bono üzerindeki imzaya itiraz eden borçlunun keşideci, alacaklının ise 2. ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda, keşideci ile hamil-ciranta arasında doğrudan ilişki bulunmadığından alacaklı takibe dayanak bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda değildir. Diğer taraftan, borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu da kanıtlanamadığından davalı aleyhine para cezası ve tazminata hükmedilmemiştir..." şeklindeki gerekçe ile "davacı tarafın imzaya itirazlarının kabulü ile Ankara 15....

Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu elde edilen bilirkişi raporunda çekteki imzanın davacılar T1 ve T2 eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına uygundur. Dava İİK.' nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davası olup, anılan maddenin son fıkrası uyarınca icra mahkemesi itirazın kabulüne karar vermesi halinde senedi takibe koymakta kötü niyetli veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum eder....

İncelenen dosya kapsamına göre; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo takibi yapıldığı, davacı borçlu vekili tarafından imzaya ve borca itiraz edildiği, İlk Derece Mahkemesince davacı asilin imza örneklerinin alınması için duruşmada hazır olmadığı gerekçesi ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ise de, İmzaya itirazda davanın usulden reddine karar verilebilmesi için -vekile çıkarılan tebligat sonuç doğurmayacağından- davacı asile İİK.nun 68/a maddesinde yazılı ihtaratları içerir davetiyenin tebliğ edilmesi zorunludur. Tefrik edilen dosyada davacı asile yasal ihtaratları içerir davetiye tebliğ edilmediğinden davanın usul yönünden reddine dair karar verilmesine olanak bulunmamaktadır....

UYAP Entegrasyonu