Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin, 2020/379 Esas - 2020/61 Karar sayılı, 23/09/2020 tarihli kararının HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince KALDIRILMASINA, 1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul Anadolu 14....

Yardımcı isimli kişi olduğunu, bu kişinin şirket yetkilisinin eski eşi olduğunu, bu kişinin şirket adına senedin tanzim tarihinde imzaya yetkili olup olmadığının araştırılmasını istemiş ise de ticaret sicil kayıtlarında böyle bir bilgiye rastlanmadığından rapora itirazı yerinde görülmemiş, borca (imzaya) itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Borca (imzaya) itirazın kabulüne, İİK 169/a maddesi uyarınca takibin durmasına, davalı itiraza konu senette lehtar olduğundan bu nedenle en azından ağır kusuru bulunduğundan asıl alacağın % 20 si oranında icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verildiği görülmüştür....

Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 3. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. O halde, itiraza konu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına, hükme esas alınan raporlarda imzanın aidiyeti hususunda kesin kanaat belirtmediğinden, davalı alacaklının tazminata ve para cezasına mahkum edilmemesine karar verilmesi gerekir....

Maddesine dayalı imzaya itirazın kabulüne, İstanbul 11. İcra müdürlüğünün 2019/18069 esas sayılı icra takip dosyasında davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhinde yürütülen kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar vermek gerekmiştir. 2004 sy. İ.İ.K'nun 170.maddesinde imzaya itirazın hangi usul ve esaslar dahilinde inceleneceği belirtilmiştir. Buna göre imzaya itirazın kabulünde 2004 sy. İ.İ.K'nun 170.maddesi yollaması ile 68/a maddesi uyarınca yapılan inceleme neticesinde tazminata ve para cezasına hükmedileceği belirtilmiştir. 2004 sy. İ.İ.K'nun 170 ve 68/a maddeleri uyarınca imza incelemesi yapılmadan imzaya itirazın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle davalı alacaklının para cezası ile cezalandırılması ve davacının kötü niyet tazminatı isteğinin yasal koşulları gerçekleşmemiştir....

GEREKÇE: Dava İİK'nun 170. maddeleri uyarınca uyarınca açılmış kambiyo takibinde imzaya itiraz ve 16, 21 vd. maddeleri uyarınca açılmış ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine yöneliktir. Dava dilekçesinde açıkça takibe dayanak senetteki imzaya itiraz edilmiş olup, daha sonra yargılama aşamasında ve istinaf başvuru dilekçesinde davacının borca itiraz ile ilgili ileri sürdüğü hususların dar yetkili icra hukuk mahkemesinde değerlendirilmesi usulen mümkün değildir. Yine imzaya itiraz yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterlidir. Kaldı ki davacı da duruşmada alınan beyanında imzasını ikrar etmiştir. Bu itibarla dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine gerek yoktur. Davacının buna ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir....

GEREKÇE: Bir adet unsurları tam bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte , tanzim eden borçlu tarafından usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 24.05.2018 olarak düzeltilmesi talep edilmiş ayrıca yetkiye, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz edilmiş olup ilk derece mahkemesince davacının imzaya itiraz etmediği belirtilerek, DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ,Hatay İcra Müdürlüğünün 2018/11883 Esas sayılı dosyasında davacı borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinin 24/05/2018 olarak düzeltilmesine, Davacının yetki itirazının reddine,Davacının borca itirazının reddine,karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itirazlarına ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı, imzaya itirazları sebebiyle dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesi gerektiği ileri sürülmüştür....

İlk derece mahkemesi tarafından; "...davacı vekili duruşmadaki beyanında; şirketi her iki müvekkilinin de temsil ettiğini, ancak çek keşide etme yetkisinin Aydın Saral'a ait olduğundan Aydın Saral için imzaya itirazda bulunduklarını beyan etmiştir. Mahkememizce davacı T1 olarak tespit edilmekle bu yetkili yönünden imzaya itiraz edip etmeyecekleri yönünde beyanda bulunmaları, ediyorlar ise şahsı mahkememizde hazır ederek incelemeye esas olacak şekilde imzalarının alınması yönünde karar verildiği, davacı vekili duruşmada müvekkili T1'ı hazır edemediklerini bildirmiş, diğer müvekkilleri yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Bilirkişi raporunun bilimsel verilere dayalı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş olup, bu durumda, kesin kanaat içeren rapor esas alınarak mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmesi yerindedir; ancak, takip geçici olarak durdurulduğundan ve imzaya itiraz da reddedildiğinden; mahkemece, borçlunun İİK.nun 170/3. maddesi uyarınca inkar tazminatına ve para cezasına mahkum edilmesi gerekirken, alacaklının tazminat ve para cezası isteminin inceleme dışı bırakılması isabetsiz olduğu gibi, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak usulünce tahrifat iddiasına yönelik olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde, tahrifat iddiasına yönelik olarak yazılı kararın verilmesi isabetsizdir....

Bu doğrultuda mahkememizce alınan rapor doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılamalar ve tüm dosya kapsamına göre takip konusu senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı anlaşıldığından imzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, davalı-alacaklı takip konusu senedi davacı borçludan doğrudan alarak senedin davacı borçlunun eli ürünü olmadığını bilebilecek konumda olması sebebiyle İİK 170/5 maddesi gereğince tazminat ve para cezasına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur... '' şeklindeki gerekçe ile "davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacının yetki itirazının reddine, imzaya itirazın kabulü ile; davacı borçlu hakkında başlatılan Ankara 9....

nin adresinin Adana olduğunu, senet alacakları aranacak borçlardan olduğundan , borçlunun yerleşim yerindeki icra dairelerinin yetkili olduğunu, davacının yetki itirazının reddinin gerektiğini, ayrıca borçlunun imzaya ve borca yönelik itirazlarının müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı hakkında yapılan takipte davacıya ait imzaya itiraz edildiği, mahkemece alınan 28.06.2021 tarihli denetime ve hüküm kurmaya everişli, kesin kanaat bildiren raporda imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği belirtilerek, imzaya itirazın kabulü ile Adana 11. İcra Dairesinin 2019/8045 esas sayılı takibin davacı T1 yönünden durdurulmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Ltd....

UYAP Entegrasyonu