Borca İtiraz Yönünden; İstek, 2004 sayılı İİK.nun 168/5 ve 169/a maddesine dayalı borca itirazdır. İmzaya itirazın kabulüne karar verildiğinden borca itirazın esası hakkında bir hüküm tesisine yer olmadığına karar " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının kötü niyetle olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Mehmet Tahir Bilem'in müvekkil şirket adına icra dosyasına dayanak bonoları düzenleyebilmesi için özel yetki sahibi olmasına rağmen, hukuka aykırı bir şekilde bonoların düzenlenmesi ve davalı tarafından söz konusu icra takibinde bulunulması kötüniyetin en büyük ispatı olup dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince lehlerine kötüniyet tazminatının hükmedilmediği ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kötüniyet tazminatı yönünden kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen imzaya itiraz yanında takipte talep edilen faize, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca da itiraz ettiği görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun imzaya itiraz yanında ileri sürdüğü faiz istemine, faiz oranına, faiz başlangıç tarihine ve borca itirazı incelenmeksizin ve herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeksizin bu itirazları da kapsar biçimde “davanın reddi” yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2018/29691 Esas sayılı dosyası ile hakkında başlatılan takipte takibe konu senedi alacaklı tarafa borç almak karşılığında verdiğini ancak alacaklı tarafça tarafına borç para verilmediğini, böyle bir borcu olmadığını ileri sürerek borca itirazda bulunmuş ayrıca , ödeme emri ile birlikte takip konusu senedin bir örneğinin gönderilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından , davacı, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca itiraz etmiş ise de; icra takibine konu bonoda davacının imzasının bulunduğu ve imzaya itirazı da bulunmadığı, borca itirazının ise İİK 169/a maddesinde belirtilen belgelerle ispatlanamadığı gerekçesi davanın reddine, asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir....
hazır bulunan borçlu T2 beyanında '...borcu kabul ediyorum, ödeme gücüm yoktur, imzalar bana aittir...' demek suretiyle yapmış olduğu borca itirazlarını geri aldığını, imza/borca itiraz geri alındığından takip kesinleştiğinden yetki hususunun da kesinleştiğini, eldeki yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2004 Sayılı İİK. 170a’ya -3. fıkra olarak- eklenen hükme göre; «her ne suretle olursa olsun imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise» icra mahkemesinin bu maddeyi kendiliğinden uygulayarak takibi iptal edemeyeceğinden, borçlunun icra mahkemesine sunduğu «borca itiraz dilekçesinde» veya « imzaya itiraz dilekçesinde» borcunu kısmen ya da tamamen «kabul etmiş» veya «ödediğini» bildirdiği, icra mahkemesindeki yargılama sırasında aynı hususları ileri sürmüşse ya da icra dairesine verdiği herhangi bir dilekçede -örneğin; mal beyanı dilekçesinde- «borcunu kısmen veya tamamen kabul ettiğini veya ödediğini» bildirmişse, icra mahkemesi «takip...
Öte yandan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu imzaya itirazını İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine açıkça bildirmek zorundadır. Aksi halde senetteki imzayı kabul etmiş sayılır. Somut olayda borçlu icra mahkemesine başvurusunda senetteki imzaya itiraz etmediğine göre senetten avalist sıfatıyla sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, borca itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. L.B....
Davacı vekili dava dilekçesinde imzaya itiraz ile birlikte borca itiraz ettiklerini de belirtmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesi tarafından sadece imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, borca itiraz yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi HMK.'nun 297/2. maddesinin açık hükmüne aykırıdır. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; yukarında belirtilen sebeplerle yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından, davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Kayseri 4....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2019/554 ESAS - 2020/322 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; Konya 7. İcra Müdürlüğü 2019/8376 Esas sayılı dosyasına konu edilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, alacaklıya borcu bulunmadığını ve aralarında herhangi bir hukuki ilişkinin olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulması ve iptali yönünde karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı T1 ve diğer bono borçlusu Ferdi Bulut'tan olan alacağının ödenmemesi üzerine Konya 7....
GEREKÇE: Alacaklı tarafından iki adet unsurları tam çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlular vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip konusu çeklerdeki imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece, İİİK'nun 170. maddesi ile 68/a maddesinin 5. fıkrası hükmü uyarınca kendisine yapılan usulüne uygun ihtaratlı davetiyeye rağmen şirket yetkilisinin mazeretsiz olarak talimat duruşmasına gelmediği, borca itiraz yönünden ise İİK'nun 169 ve 169/a hükmü uyarınca herhangi bir delile dayanılmadığından imzaya ve borca itirazın reddine kararkarar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.’nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2021 NUMARASI : 2018/522 ESAS 2021/580 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir 4. İcra Dairesi'nin 2018/3148 E....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....