Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2020/433 ESAS - 2021/637 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

ye ise 15/01/2022 tarihinde iade döndüğü ve tekrar tebligat yapılmadığı, bu haliyle borçlular tarafından İİK madde 168/5 ve 169 gereğince 5 günlük yasal süre içinde 22/02/2021 tarihinde imzaya ve borca itiraz edildiği görülmüştür....

Davaya konu icra doyası celp edilerek incelenmiştir. ----- icra dosyası incelendiğinde, --------- ihtarname masrafı olmak üzere toplam ---- alacak üzerinden takip başlatıldığı; ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçlulardan---- tarihinde borca, faize, ferilerine, ayrıca imzaya itiraz ettiği; ------ borca, faize, ferilere ve ayrıca yetkiye itiraz ettiği görülmüştür. Banka vekilinin talebi üzerine dosya----- icra dairelerine gönderilmiş;---- sayılı takip dosyasında ödeme emri ---- tarihinde, ------tarihinde tebliğ edilmiştir. Her üç borçlunun da ----- tarihinde borca, faize, ferilerine itiraz ettiği,------ ayrıca imzaya itiraz ettiği görülmüştür. ----icra müdürlüklerinin kapatılması ile takibe ------ sayılı dosya üzerinden devam edilmiştir. Taraf teşkili sağlanmış; esasa geçilmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davalı şirket davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkin bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de, sözleşmedeki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz edilmediği, davacı tanıklarının sözleşmenin davalı şirket yetkilileri tarafından bizzat yanlarında imzalandığını beyan ettikleri, dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşmenin varlığının kabulünün gerektiği, davalı şirket tarafından sözleşme kapmasında yapılmak istenen inceleme için davacı şirkete alınmadıkları, sözleşmenin uygulanamaz hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 18.09.2013 tarihli sözleşmenin, davalı şirket yetkilisi tarafından yapılmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda, icra takibine itirazda imzaya itiraz edilmemesinin bu dava açısından hukuki bir değeri yoktur....

      Davalı borca itiraz dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz etmemiş sadece borcunun bulunmadığını belirtmiş ancak iş bu davada verdiği cevap dilekçesiyle sözleşmedeki imzaya itiraz etmiş, bunun üzerine mahkemesince resmi kurumlardan emsal imza örnekleri celp edilmiş, ayakta ve oturarak sağ el ve sol el imza örnekleri alınarak Adli Tıp Uzmanı bilirkişiye tebliğ edilmiş bilirkişi raporunda; 25/03/2014 tarihli 50.000,00 TL miktarlı kredi sözleşmesindeki imzanın davalının el ürünü olduğu belirtmiş, mahkemesince bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2019/605 ESAS - 2020/164 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; takibe dayanak senetlerin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, imzaya, borca ve fer'ilerine itirazının kabulü ile takibin iptalini, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya gönderilen ilk ödeme emri bila dönünce yeniden tebliğe çıktığını, ilk zarfta dayanak belge bulunduğunun yazıldığını, imzanın borçluya ait olduğunu belirterek, davanın reddini ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre , alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu tarafından, yasal süresi içinde imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından dava tarihinden önce takipten feragat edildiği ,davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, ,davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İmzaya itiraz veya borca itiraz devam eden takibe yönelik ileri sürülen itiraz olup alacağa yönelik dava niteliğinde değildir. İmzaya itirazın veya borca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde takibin durdurulması ve kararın kesinleşmesi ile de takibin iptali sonucunu doğurur....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/32357 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde, yapılan takipte İstanbul icra dairelerinin yetkili olmadığını, Bursa icra dairelerinin yetkili olduğunu, takibe konu çekteki yazı ve imzaların hiçbirisinin müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek, yetki itirazının kabulüne, Bursa icra dairelerinin yetkili olduğuna, imzaya ve borca itiraz davasının kabulüne, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa icra müdürlüklerinin yetkili olduğu iddiasının yerinde olmadığını, davacının imzaya itirazı dayanaksız olup, yapılacak imza incelemesi sonrasında imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılacağını, davacı tarafın borca itirazının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

      ın 29.08.2013 tarihinde İcra Mahkemesi'ne başvurarak imzaya ve borca itiraz ettikleri, Mahkemece, borçlu ...'ın imza itirazının kabulüne, borçlu ...'ın itirazı yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; borçlu ...'ın 29.08.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, adı geçen borçlunun imza ve borca itirazından sonra 17.12.2013 tarihinde öldüğü, 18.03.2014 tarihli celsede borçlu ...'...

        UYAP Entegrasyonu