Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

daha ayrıntılı yazılı yargılamayı gerektirecek nitelikte inceleme yapamayacağı, iddiaların ispatı açısından tanık veya bilirkişi incelemesine başvuramayacağı gerekçesiyle mahkemenin özel yetkili mahkeme olması ve basit yargılama yaptığı hususu birlikte değerlendirilerek İİK 169/a-1, 169/a-2 ve 170/b maddesinin atfıyla İİK 68/1- 3 gereğince borçlunun borca itirazının reddine; gerek borca itiraz gerek imzaya itiraz yönünden takip durdurulduğundan borçlunun sözü edilen senede dayanan takip konusu asıl alacak miktarının %20'si olan 12.311,76 TL inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, takip konusu asıl alacağın %10'u olan 6.155,88 TL para cezasının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına karar verilmiştir....

İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle Diyarbakır İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, mahkemece;borçlunun yetki itirazı incelenmeksizin ve bu konuda hüküm kurulmaksızın borçlunun, takibe konu bononun ön yüzünde şirket kaşesi dışında açıkta imzasının bulunması nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduğu gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir....

    İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı "Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi" başlıklı belgenin; kayıtsız şartsız, belirli bir para borcu ikrarını içerdiği görülmüştür. Borçlu ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede belge altındaki imzaya da itiraz etmediğine göre anılan sözleşmenin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, işin esasının incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İmza itirazı dışındaki diğer itiraz sebepleri borca itirazdır. Borca itirazının incelenmesine ilişkin İİK'nun 169/a-1 maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır. Önlerine gelen uyuşmazlıkları takip hukuku kurallarına göre çözüme kavuşturan icra mahkemesi, borçlunun itirazını yukarıdaki kanun maddesinde nitelikleri belirtilen ve takibin dayanağı olan senede açık atıf yapan yazılı belgeyle kanıtlanması halinde borca itirazı kabul eder, aksi halde itirazı reddeder....

      Dava, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca ve İİK'nın 170 maddesi kapsamında imzaya itiraza ilişkindir. Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2019/7352 esas sayılı icra dosyasının tetkikinden; alacaklı T4 tarafından borçlular T2 ve T1 hakkında toplam 30.891,37 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, her iki borçluya ödeme emrinin 21/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 25/03/2019 tarihinde harç yatırmak suretiyle 5 günlük yasal itiraz süresi içinde imzaya ve borca itiraz edildiği anlaşılmıştır....

      Somut olayda borçluya, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine müracaatında yetki itirazında bulunmayıp, sadece imzaya ve borca olan itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun itirazı, İİK.'nun 168/5. maddesi kapsamında yetki itirazı olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Oysa borçlu yargılama sırasında 17/05/2016 havale tarihli ek beyanını içerir dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve mahkemece bu husus değerlendirilerek yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece yetki itirazının yasal süresi içerisinde ileri sürülmemesi bakımından reddine karar verilerek imzaya ve borca itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2020/233 ESAS - 2021/366 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğünün 2019/616 Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibinde bulunulduğunu davalıya böyle bir borcunun olmadığını, takibe dayanak senetteki imzanın kendisinin eli mahsulü olmadığını, ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

        İcra müdürlüğü 2021/19702 Esas sayılı icra takibi ödeme emrine konu senetteki imzaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini, birden fazla vade bulunması nedeniyle kambiyo senedi vasfı taşımayan belge ile yapılan takibin iptalini, müvekkilinin adresi olarak müvekkili ile alakasız yer yazıldığını, senetti imzaya ve senedin kambiyo senedi vasfında olmadığına dair yasal süresi içeresinde itirazlarını sunduklarını, imza müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, imzaya itirazlarının kabulü ile takibin borçlu müvekkili T1 yönünden durdurulmasını ve iptalini, icra takibinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını, asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10'nu oranında para cezasına hükmedilmesini, icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir....

        Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; Davalılar aleyhine taraflarınca adi senede dayanılarak ilamsız takip yapıldığını, davalılar tarafından borca itirazların yanında imza inkarında bulunulduğunu, alacaklının yaptığı icra takibine karşılık borçlunun imzaya itiraz etmesi halinde alacaklı itirazın geçici kaldırılması yoluna gidebileceğinden taraflarınca itirazın geçici kaldırılması davası açıldığını, yapılan yargılama sırasında alınan ATK raporlarının lehlerine olduğunu, bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

        B.İstinaf Sebepleri Borçlu, itiraz dilekçesi içeriğini tekrar ederek, imzaya itiraz ile birlikte borca ve ferilerine de itiraz edildiğini, borca itirazlarının faize itirazı da kapsadığını, bu hususun mahkemece göz ardı edilerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Alacaklı bankanın vergi numarasının ve adresinin yazılı olmamasının ödeme emrinin iptalini gerektirmediği, eksikliğin her zaman giderilebileceği, ayrıca TTK'nın 722. maddesi gereğince alacaklının çek bedellerinin binde 3'ünü aşmamak üzere çek komisyonu talep edebileceği, İstanbul 14....

          UYAP Entegrasyonu