İİK'nun 168/4-5. maddesine göre borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde ödeme emrine karşı icra mahkemesinde itirazda (şikayette) bulunabilir. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. 'ne Somut olayda borçlu Gapmeteş İnş. Gıda San. Ve Tic. Ldt. Şti'ne ödeme emri tebligatı 04.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir. Borçlu, yasal 5 günlük itiraz süresinden sonra, 10.09.2014 tarihinde mahkemeye başvurmuştur. Mahkemece,istemin belirtilen gerekçe ile süreden reddi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İİK'nun 168/4-5. maddesine göre borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde ödeme emrine karşı icra mahkemesinde itirazda (şikayette) bulunabilir. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. 'ne Somut olayda borçlu ... İnş. Gıda San. Ve Tic. Ldt. Şti'ne ödeme emri tebligatı 04.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir. Borçlu, yasal 5 günlük itiraz süresinden sonra, 10.09.2014 tarihinde mahkemeye başvurmuştur. Mahkemece,istemin belirtilen gerekçe ile süreden reddi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
borcunun olmaması sebebiyle, icra takibine, ödeme emrine, asıl alacağa, faize, talep edilen faiz oranına, tüm borca ve fer'ilerine itiraz ettikleri kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takip alacaklısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu adına geçici vasi vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. SHM'nin 2020/406 E....
Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK'nın 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak düzenlenme yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nın 50/1. maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Takip dayanağı bono üzerinde düzenleme yerinin Bakırköy olduğunun yazılı olduğu ve yukarıda yazılı yetki kurallarına ilk derece mahkemesi kararında da değinildiği halde takipte Bakırköy İcra Dairesi yetkili olmasına karşın, yetki itirazının reddi gerekirken, gerekçe ve varılan sonuç bakımından çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir....
Mahkemece; Davacının imzaya itiraz ,borca itiraz ve şikayetlerinin ayrı ayrı reddine, yasal koşulları oluşmadığında icra inkar tazminatı ve para cezası verilmesine yer olmadığına, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe dayanak belge üzerinde düzenleme tarihinin ve tanzim tarihinin yer almadığını, takip nedeniyle talep edilecek tazminat taleplerinin dar yetkili mahkeme olduğu için mahkemede ileri süremedikleri itirazları ve defiler yönünden her türlü talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, ödeme emrine karşı yaptıkları itirazların kabulü ile takibin tamamının iptaline, davalının müvekkiline %20 oranında tazminat ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2013/25835 Esas sayılı takip dosyasında, 11.11.2013 tarihli takip talebi ile 01.09.1987 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak, aylık 250 TL den, 2010 yılı Eylül-Aralık arası aylar ve aylık 375 TL den, 2011 yılı Ocak ile 2013 yılı Kasım arasındaki 35 aylık kira toplamı10.625 TL'nin işlemiş faiziyle birlikte tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı borçlu, süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde “...kiralanan taşınmaz alacaklıya değil, alacaklının babası ...'ya aittir. Ben ... ile yaptığım 01.10.1993 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca taşınmazda kiracı bulunmaktayım. Alacaklı ile aramızda bir kira sözleşmesi yoktur. Benim borcum yoktur...” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı borçlu icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzaya açıkça itiraz etmemiştir. Davalı kira sözleşmesi altındaki imzaya karşı çıkmadığı ve kiracılığı kabul ettiğine göre kira ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir....
Esas sayılı dosyası ile 12/12/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu 30/01/2023 tarihli dilekçesi ile imzaya, borca, faize, faiz oranına, takibe, ödeme emrine ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu , davalı ile müvekkili banka arasında imzalanan 27/08/2015 Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca borçluya ... nolu kredi kartı hesabı açıldığını, borçlu tarafından kullanılan kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından 06/02/2020 tarihli ihtar mektubu gönderildiğini, ihtara rağmen borçlu tarafından müvekkili bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, icra takibi başlatıldığını, davalının icra takip dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesindeki imzaların kendisine ait olmadığını, bu belgedeki imzaya da açıkça itiraz ettiklerini, haklı davanın kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli tüm itirazların iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli davalının takip miktarı...
Somut olayda ödeme emrinin davacıya 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 06.05.2021 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazlarının yanında tebliğin usulsüz olduğunu ve bundan 05.03.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebligata şikayetine yönelik bir değerlendirme ve hüküm kurulmadığı, yalnız imzaya itiraz değerlendirildiğinden ve takip durduğundan davacının usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak imzaya itirazın esasının incelenebilmesi için öncelikle davanın süresinde ileri sürülüp sürülmediğinin tetkikinin gerektiği, mevcut durumda buna yönelik dava süresinde değil ise de davacının usulsüz tebligat şikayetini de ileri sürmüş olması karşısında bu şikayetinin haklı görülmesi ve düzeltilecek tebliğ tarihine göre imzaya itirazın süresinde ileri sürüldüğü durumda anılan itirazın esasının incelenebileceği, Somut olayda, mahkeme gerekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetine...
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından yetkiye ve imzaya itiraz edildiği, müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, müvekkili şirkete ödeme emrinin 17/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiği, icra takip dosyası incelendiğinde, davacı şirkete ödeme emrinin 12/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 5 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, HMK'nun 357/1 maddesi gereğince bu iddia dairemizce değerlendirilmemiştir....