WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 1- Davacının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının REDDİNE, 2- Davacının borca ve imzaya itirazlarının AYRI AYRI REDDİNE, 3- İİK'nın 170/3 maddesi uyarınca takip konusu asıl alacak miktarının % 20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4- İİK'nın 170/3 maddesi uyarınca takibe konu asıl alacağın %10'u oranında hesaplanan TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. Karar yalnızca davacı tarafından istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesi istinaf edenin sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılacaktır....

Davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; takip konusu sözleşmenin kayıtsız ve şartsız borç ikrarını ihtiva ettiğini, hangi aylarda ne kadar ödeme yapılacağının davalı şirket tarafından açıkça taahhüt edildiğini, ödeme miktarları sabit olup, herhangi bir şarta bağlanmadığını, sözleşmeye ve sözleşme altındaki imzaya itiraz edilmediğini, borçlunun hukuki ilişkiyi kabul ederek borca itiraz ettiğini, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre bu tür protokollerin İİK 68. maddede öngörülen belgelerden olduğunu, aynı konuda görülen davaların kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2021/3370 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T1 tarafından, borçlu T3 hakkında 11/04/2011 tarihli temlik ve ödeme sözleşmesine dayalı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

No: 76/A Amasya adresinde bulunan iş yerinde 10/09/2019 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince 9 ay süre ile kiracı bulunduğunu, kira sözleşmesinin 10/06/2020 tarihi itibariyle dolduğu dikkate alınarak, müvekkili ile kiralayan arasında yapılan 10/09/2019 tarihli sözleşme ile söz konusu kira süresi aynı şartlarla tekrar uzatıldığını, müvekkili tarafından kiralayana hiçbir şekilde yazılı imzalı ve sözlü bir tahliye taahhütnamesi vermediğini, müvekkilinin icra takibine konu böyle bir tahliye taahhüdü olmadığını, dosyaya sunulan tahliye taahhüdündeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, alacaklı tarafından müvekkili aleyhine sahte belge düzenlenerek icraya verildiğini, müvekkilinin alacaklıya hiçbir şekilde tahliye taahhüdünde bulunmadığını, bu nedenle tahliyeye, borca, imzaya, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek şikayet yolu ile imzaya ve tahliye emrine itirazlarının kabulü ile müvekkili aleyhine icra takibinin ve tahliye emrinin iptaline, dava sonuna kadar icranın...

İcra Müdürlüğünün 2022/23660 E sayılı dosyasında yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeni ile imzaya ve borca itiraz etmiş ve dava dilekçesinde ödeme emrini 17/10/2022 tarihinde teslim aldığını belirtmiş ise de davacıya ödeme emrinin 14/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebligatın usulsüz olduğuna dair bir beyanının olmadığı, sürenin 14/10/2022 tarihinden başladığı, (Davacının tebligatı muhtardan alma tarihinden itibaren sürenin başlamayacağı) imzaya ve borca itirazın 5 günlük sürenin dolacağı 19/10/2022 tarihine kadar yapılması gerekirken 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 20/10/2022 tarihinde yapılan imzaya ve borca itirazın süreden reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

Somut olayda, ödeme emrinin borçlulara 12/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya itiraz başvurusunun ise, yukarıdaki maddede belirtilen yasal beş günlük sürede, 17/02/2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Öte yandan muteriz borçlu şirket vekili tarafından dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesinin ilgili nüshalarından takip borçlusu ...'nin takibe dayanak çekin keşide tarihinden sonra unvan ve nevi değiştirerek ... unvanını aldığı görülmekle, bu haliyle takibe itiraz etmesinde usul ve Yasaya uymayan bir yön yoktur. O halde, mahkemece, borçluların imzaya itirazının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ödeme emrinin borçluya 08/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ödeme emrine karşı şikayet ve itirazlarını bildiren dilekçesini 14/11/2018 tarihinde mahkemeye sunduğu görülmüş olup süresinde yapılmayan şikayet ve itirazların reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek şikayete konu olan işlemlerin süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali, borçlunun borca, imzaya ve tüm fer’ilerine itirazına ilişkindir....

    Maddesi gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edileceği açıklamasıyla talepte bulunulduğu, ödeme emrinin davalı/takip borçlusuna ---- tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığı ile verdiği 21.09.2020 tarihli Dilekçe ile; yetkiye, takibe, borca, ödeme emrine, faize, faiz oranına, ferilerine, belgeye, belgedeki imzaya, itiraz edildiğinin belirtilmiş olduğu, süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurduğu, duran takibin devamının sağlanması için iş bu davanın açılmış olduğu görülmüştür. Davalının icra takibindeki yetki itirazının soyut nitelikte ve yetkili yer icra müdürlüğü belirtilmediğinden geçersiz bulunmaktadır. Ayrıca imza itirazı da soyut nitelikte olup hangi belgedeki imzaya itiraz edildiği belirsiz olduğundan dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır....

      Taraflar arasında------tarihli----- sözleşmesinin ihtilafsız olduğu, ve davacının davalıya ---- dava dilekçesi ve eklerinin davalıya tebliğ edildiği, ancak davacının takibe konu faturaları ödediğine dair beyanda bulunmadığı, yine ödeme emrine itirazda arada sözleşmede imzaya itiraz etmediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Asıl alacak fatura alacağı olması nedeniyle likit olduğu, asıl alacak olan 315,70 TL'nin yüzde yirmisi icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1246 KARAR NO : 2021/815 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 19/11/2019 NUMARASI : 2017/110 ESAS 2019/1110 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. icra Müdürlüğü 2017/1199 esas sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emrine ilişkin olarak, borç konusu çek üzerindeki imzaya ve borca açıkça itiraz ettiğini, alacağın tamamına, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, takip dayanağı çek üzerindeki imzanın müvekkil şirketin yetkilisine ait olmadığını, söz konusu çek üzerinde bulunan kaşe ve imzaların sahte olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisinin Mehmet Hakan SADIKİ...

        Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu