İcra Müdürlüğü'nün 2019/37427 Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, imzaya yönelik itirazları olduğunu, söz konusu imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaların müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptali ile imzaya borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini bu nedenle icra emrinin ve icra takibinin iptaline karar verilerek, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2019/37427 Esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı tarafın imzaya yönelik itirazları olduğu, imzanın davacıya ait olmadığından bahisle takibin iptalinin talep edildiği, mahkememizdeki yargılama süreci devam ederken davalı vekili Av....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, takip konusu çeklerin kıymetli evrak niteliğine ve imzaya karşı itiraz bulunmadığı, davalı tarafın itiraz ederken taraflar arasındaki hayvan alım satım ilişkisinin bulunmadığından ve ticari defterlerde sözleşme kayıtlarının bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafın davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği belirtilerek, davanın kabulü ile, ... İcra Müdürlüğü' nün 2009/2843 sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, şartları oluşmakla takipte istenen alacak miktarı olan 30.696-TL' nin %40' ı olan 12.278,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/36 KARAR NO : 2022/2501 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 NUMARASI : 2020/222 ESAS, 2021/411 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA VE BORCA İTİRAZ KARAR : Aydın 1....
İcra Müdürlüğünce başlatılan ilk takibe borçlu tarafından itiraz edildiği, yetki itirazının kabulüne ilişkin Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesi kararının 25/12/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilince süresinde 24/12/2019 tarihinde gönderme talep edildiği anlaşılmakla, HMK 20 maddesindeki şartların oluşmadığı, davacının takibin açılmamış sayılmasına yönelik iddiasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafından kambiyo vasfına yönelik şikayetle birlikte imzaya ve borca itiraz edilmiş ise de, söz konusu itirazların 5 günlük süreye tabi olduğu, Ankara 14....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın reddi ile takibin devamına, davacı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmiştir. Kararın davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle takibin iptaline karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Dava kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya ve borca itiraz ile kambiyo şikayetine ilişkindir. İİK.nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 21/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 07/06/2022 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 07.11.2022 tarihli, 2022/4790 E, 2022/11572 K. sayılı içtihadı)....
ın yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; borca ve imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ve iptalini talep ettiği mahkemece borca itiraz nedenleri incelenerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazlarının yanında ayrıca imzayada itiraz ettiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.O halde mahkemece imza itirazının da esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal beş günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/3800 esas sayılı dosyasından başlatılan takibin durdurulmasına, Tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, Borca itirazın kabulüne göre imzaya itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş, gerekli istinaf harçları yatırılmıştır. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; takibe konu senedin, kesinlikle sözleşmeye istinaden alınan bir teminat senedi olmadığını, sözleşmede senede atfın da bulunmadığını, mahkemece sözleşme dahi celp edilmeksizin eksik incelemede bulunulduğunu, senette teminat senedi ibaresinin de yazılı olmadığını, mahkemece varsayımsal bir şekilde hüküm tesis edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....
İİK.nun 168/1. maddesinin 3,4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 18/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra (28/09/2015 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin olarak da bir şikayette bulunmadığı görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....