DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo takibinde yetkiye, borca ve imzaya itiraza ilişkindir. Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca ve yetkiye itirazları ile birlikte, takip konusu bonodaki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını da ileri sürerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne dair karar verildiği görülmektedir....
na ait olup olmadığının tespiti yönünde, imza incelemesi yapılmak suretiyle, yine borca ve fer'ilerine yönelik itirazlarının ise İİK'nun 169/a maddesine göre esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak borçluların yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının reddine, takip durdurulduğu gerekçesi ile İ.İ.K. 169/A-6 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayan 760.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 170/b maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 67/3. maddesinde; "İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötüniyetin sübutuna bağlıdır" hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 10 ödeme emrinin borçluların her ikisine de 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların icra mahkemesine başvurusunda takibe konu 30/09/2014 ve 30/10/2014 vade tarihli senetlerin ödendiğini, 30/11/2014 vade tarihli 15.000 TL bedelli belge için de kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmış ise de söz konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığını, borçlulardan ...'ın senetlere sadece şirket yetkilisi olarak imza attığını, senet borçlusunun sadece şirket olduğundan bahisle borca itiraz ederek takibin iptalini talep ettikleri mahkemece, borçluların itirazını beş günlük yasal sürede yapmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlarına göre, fatura içeriğindeki malların davalıya teslim ve faturaların da tebliğ edilmiş olduğu, davalı şirketin takip sonrasında davacıya ödeme yapmasının fatura içeriği malların teslim alındığına karine teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, mahkemeye içinde yetki şartı da bulunan 03.....2011 tarihli alım satım sözleşmesi sunmuş, icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunmuştur. Davacı ise bu sözleşmedeki imzaya itirazda bulunmuştur. Sözleşmede satışın ne şekilde yapılacağı ve yetki düzenlemesi bulunmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3388 KARAR NO : 2022/1759 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2019/324 ESAS 2021/424 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ist. 1. İcra Mud nün2019/13964 nolu dosyasında müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibin yetkili yer olan Urla İcra Müd.'...
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya verilen 15.000 YTL’lik kesin teminat mektubunun haksız ve mesnetsiz şekilde paraya çevrildiğini, teminat mektubu bedeli ve yasal faizinin tahsili için giriştikleri icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşılık dava dilekçesinde, mahkemenin yetkisine itiraz ederek davanın reddi ile bakiye alacakları 3.643.500.000 TL’ nin işleyen faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece (borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmiş ise, alacaklı yalnız yetki itirazının iptali için mahkemede dava açamaz. Çünkü, yetki itirazını incelemek görevi yalnız tetkik merciine aittir....
Ortada üzerinde imza incelemesi yapılacak bir bono bulunmadığından borçlunun imzaya itirazının haklı olup olmadığının saptanmasına olanak yoktur. Dolayısı ile alacağın tahsili yargılamaya muhtaç hale gelmiştir. Burada genel hükümlere göre dava açmak ve alacağın varlığı ile miktarını kanıtlayıp hüküm altına aldırmak yükümlülüğü alacaklıya aittir. Nitekim Yargıtay HGK’nın 27.06.2001 gün ve 2001/12-545-548 sayılı kararlarında aynı yöndedir” şeklindeki açıklamalar yapıldıktan sonra icra mahkemesince İİK’nın 169/a ve 170/a maddesi gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği vurgulanarak mahkeme kararı bozulmuştur. Bilirkişi raporuna rağmen borçlunun borca ve imzaya itirazının reddedilmesi ve menfi tespit davası açmaya zorlanması İcra ve İflas Kanunun hükümleri, hukukun genel ilkeleri ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri ile bağdaşmamaktadır. Yargıtay 12....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte yetki itirazında bulunmuş, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme ile yetki itirazı kabul edilmiş, hükmü alacaklılar vekili temyiz etmiştir. İİK.'nun 168/1-5. maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan yetki itirazı, İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. İİK.'...