Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının hukuki bir geçerliliği olmadığını, itiraz tarihi itibarı ile diğer borçlular Hatice Özçelik ve Ahmet Özçelik açısından takibin kesinleştiğini, Bakırköy İcra Dairesinin yetkisinin kesin hale geldiğini, keşideci Hatice Özçelik ile kefili Ahmet Özçelik'in bu borca itiraz etmediklerinden takibin bu iki borçlu açısından kesinleştiğini, bu bonolar ile ilgili olarak icra takibinden önce ödememe protestosu gönderildiğini, borçluların bu protestolara itiraz etmediğini, birden fazla sahte resmi belge düzenlenmek suçu bulunduğunu, bu sahteciliği kimin yaptığının bulunması için bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesini ve bu kişilerden imza ve yazı örneklerinin alınarak karşılaştırma yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir....
Ayrıca İcra İflas Kanununun 50/2 maddesine göre yetki itirazı öncelikli olarak çözümlenmelidir. Para alacaklarında genel yetkili davalının mahkemesi yanında ifa zamanı davacının adresindeki yer mahkeme ve icra dairesi de yetkilidir. Davalının adresi Ankara iken davacının adresi de Maltepe İstanbul olup her iki adreste İstanbul Adliyesi icra ve mahkemelerinin yetkisi dışındadır. Davacı yetkili icra müdürlüğünde takip başlatmamış olup davalı da yetki itirazında bulunmuştur. Bu durumda davacı taraf yetkisiz icra müdürlüğünde takip başlattığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi yoluna gidilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, İİK'nun 169 ve devamındaki maddeler uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava borca itiraz niteliğinde olup, davanın kabulü halinde İİK'nun 169/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ise de aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu hususun eleştiri sebebi yapılmakla yetinilmesine, açılan dava uyarıca davacı site yönetiminin aktif dava ehliyetinin bulunmasına (Yargıtay 12. HD.'sinin 2014/23118 E. 2014/29647 K....
Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Selvinaz BULUT Üye 37474 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Özge ACUN Katip 122743 e-imza...
usulüne uygun ibraz edilmediğini belirterek takibin durdurulmasına ve itiraz konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı taraf yetki ve borca itirazda bulunmuş olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itirazların incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir....
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu tarafça itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunulduğu, ayrıca imzaya itirazda ve ödeme emrine yönelik şikayette bulunulduğu , mahkemece davacı tarafın talebi doğrultusunda yetki itirazı kabul edilmiş olmakla diğer itirazlar yönünden alacaklı tarafından talep halinde yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi talebi halinde yetkili icra dairesi tarafından gönderilecek ödeme emrinden sonra itiraz ve şikayette bulunulabileceği, bu nedenle davacının itiraz ve şikayete yönelik istinaf talebinde hukuki yararı bulunmadığı, yetki itirazının kabulü ile AAÜT uyarınca tarifede yer alan vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu anlaşıldığından, vekalet ücretine yönelik istinaf talebi de yerinde olmadığından, istinaf talebinin reddine, kötü niyetli istinaf talebi nedeni ile davacı vekilinin 5.000TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir...
¸e-imza .... Üye .... ¸e-imza .... Üye .... ¸e-imza .... Katip .... ¸e-imza GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 29/03/2023 Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır!...
Şirketin çift imza ile temsil edildiği, ciroda ise tek imzanın bulunduğu iddiası İİK.'nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir. İlk Derece Mahkemesince istem imzaya itiraz olarak değerlendirilerek imza incelemesi yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü cihetine gidilerek takibin durdurulmasına, davalının tazminata ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Dosyada mevcut Ticaret Sicil kayıtlarına göre davacı şirketin çekin keşide tarihi itibarıyla Hidayet Özvarinli ve Mehmet Abdullah Özvarinli tarafından müşterek imza ile temsil edildiği, çekte davacı şirkete atfedilen ciroda ise tek imzanın bulunduğu, bu durumda cirodaki tek imza borçluya ait olsa dahi davacı şirketi bağlamayacağı ve davacı şirketin borçtan sorumlu olmayacağı anlaşılmaktadır....