Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sadece borca itiraz eden ve böylece adi senetteki imzayı ikrar etmiş sayılan borçlu, artık icra mahkemesinde imzayı inkar edemez ve icra mahkemesi böyle bir imza inkarı üzerine imza incelemesi yapamaz. Somut olayda, takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlu ... tarafından açıkça ve ayrıca itiraz edilmediği, adı geçen borçlunun icra mahkemesinde imza inkarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bono niteliğinde olmayan takibe konu belgenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerip içermediği incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçlu ...'nın söz konusu belge altındaki imzayı inkar etmesi gerekçe gösterilerek eksik inceleme ile anılan borçlu hakkındaki itirazın kaldırılması talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2021 NUMARASI : 2019/867 ESAS 2021/481 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Takibe konu bonolarda aval olarak ismi görünen müvekkiline atfolunan imzanın ve yazının müvekkiline ait olmadığını, bu hususun bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, bonolar üzerindeki imzalara itiraz ettiklerini, takibe konu senette müvekkilinin adının bulunmadığını, senetler sonradan doldurulmak suretiyle tahrif edilerek takibe konu edildiğini, ayrıca müvekkilinin alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığını, tüm borca ve ferilerine de itiraz ettiklerini, faizin fahiş olduğunu belirterek öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar takibin durdurulmasına...

    Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Selvinaz BULUT Üye 37474 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2020 NUMARASI : 2017/686 ESAS - 2020/42 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz-İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takipte yetkili icra dairesinin Anadolu İcra Müdürlükleri olduğundan takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, takibe konu çekin kaybolduğunu, müvekkili şirketin müşterek çift imza ile temsil olunduğunu, çekte tek imza bulunduğunu, bu nedenle tek imza ile müvekkili şirketin borç altına sokulamayacağını, diğer taraftan çekteki tek imzanın da müvekkili şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptali ile tazminata karar verilmesini...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve kambiyo vasfı ile faize itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının ve diğer taleplerin reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

    Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, 3-Yargılama harç ve giderlerinin birleşen mahkemece değerlendirilmesine, Dair, tarafların yokluğunda asıl karar ile birlikte tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022 Başkan ... ¸e-imza Üye ... ¸e-imza Üye ... ¸e-imza Katip ... ¸e-imza...

      İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu çeki imzalayan kişi tarafından imzalanmış ve ödenmiş çeklerdeki imza örnekleri celp edilmeden yapılan imza incelemesinin eksik olduğunu, davacı tarafın takibe konu çekteki imzasına itiraz etmesinin sebebinin ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılmadığını, imza incelemesinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmasına yönelik taleplerinin reddedildiğini, imza incelemesi yapan bilirkişinin yeterliliği ve güvenilirliği hususunda şüphelerinin bulunduğunu, Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmamasının kanuna aykırı olduğunu, davalının kötüniyetli olduğuna dair tespitin varsayıma dayalı ve yorum sonucu ulaşılmış bir tespit olduğunu, aksine davalının mağdur olduğunu ve kandırıldığını, tarafları aynı olan bir başka çek nedeniyle yapılan yargılamada tazminat talebinin reddedildiğini, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur...

      Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 30.05.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi...

      Somut olayda; takibe konu çekin keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edildiği, ancak çek üzerinde keşideci şirketin tek imzasının bulunduğu, diğer şirket müdürlerinin tek başına imza yetkisi bulunmadığından bu nedenle takibe konu senet üzerinde borçlu şirket adına atılı bulunan tek imza ile şirket borç altına girmediğinden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 27....

      “5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”...

        UYAP Entegrasyonu