Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, şarttır. Davacı hakkında İstanbul 37....
Takibin dayanağı olan ve davacı ile davalı arasında düzenlenen 13/07/2017 tarihli Protokolde; davalı şirketin davacının işvereni olduğu, 13/07/2017 tarihinde davacının iş akdini feshettiği, bu fesih nedeniyle maaş ve izin alacağı, ihbar ve kıdem tazminatı alacağı olarak toplam 49.938,72.-TL'nin ödenmesi konusunda ödeme planı düzenlenerek imza altına alındığı anlaşılmıştır. Davalı itiraz dilekçesinde protokoldeki imzasına itiraz etmemiştir. İİK 62/5. maddesine göre "Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır". Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı 13/07/2018 tarihli Protokol altındaki imza açıkça inkar edilmediğinden, anılan Protokol İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge niteliğindedir....
Mahkemece takip konusu senetteki keşideci- borçlunun imza incelemesi hususunda Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi'nden rapor alınmış, 18.12.2014 tarihli raporda; "İnceleme konusu senetteki imzaların ıslak imza olmayıp, kaşe ile oluşturulmuş imzalar olduğu ve sözkonusu imzalar üzerinde mürekkepli kalem ile gidilmiş olması nedeniyle aidiyeti hususunda bir değerlendirme yapılamadığı" belirtilmiş ve mahkemece bu rapor esas alınarak takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Somut olayda; keşideci-borçlunun imzalarının kaşe imzalar olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, senette yer alan kaşe imzanın borçlunun elinden çıkmış ıslak imza olmaması nedeniyle, yukarıda açıklanan imza unsurunu içermeyen takip konusu senet, kambiyo senedi vasfını haiz bono niteliğinde değildir....
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E.,2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle...
Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu yetki ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 15/07/2015 tarihinden yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 21/07/2015 tarihinde yapılmış olup, itirazın incelenmesi sırasında ödeme emrinin iptal edilmiş olması süresinde olmayan itirazı süresinde yapılmış hale getirmez. O halde geçerli bir ödeme emri kalmadığına göre itirazın reddi gerekirdi. Borçlunun ancak yeni bir ödeme emrinin tebliğinden sonra yeniden imza ve borca itiraz etme hakkı saklıdır. Mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması yerine onanması yönündeki Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...
Mahkemece, davacının kredi kartı sözleşmesini sunmadığı ve davalının takip dosyasına sunduğu 07.03.2011 tarihli borca itiraz dilekçesiyle kredi sözleşmesinin varlığı konusunda bir ikrarının bulunmadığı, itiraz dilekçesinde "...hesap kat özeti ile ihtarname tarafıma tebliğ edilmediğinden başlatılan takip yasal değildir..." şeklindeki beyanın sözleşmenin ikrarı olarak kabul edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekirse, davalının davacının iddia ettiği kredi kartı sözleşmesinin varlığına ve imza inkarına yönelik herhangi bir beyanının bulunmadığı icra dosyasındaki itirazından anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlular hakkında çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu ...'nin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takipte ... İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, ayrıca imza, borç ve faize de itirazının bulunduğu, mahkemece yetki, faize yönelik itirazların reddine karar verildiği, kararın muteriz borçlu tarafından ihtiyati haciz kararının verildiği yargı çevresindeki icra müdürlüklerinin yetkili olmadığı gerekçesi ile temyiz edildiği görülmektedir....
Davacı borçlular tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, davacıların imza itirazı ve borca itirazları bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, bu konuda 19/11/2018 tarihli tensip zaptı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacıların borca itirazı konusunda ise hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacıların bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacıların yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Tensip zaptı ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm oluşturulması doğru görülmediği gibi, bu husus nihai kararla değerlendirileceğinden, yetki itirazı konusunda verilmiş bir kararın varlığından da bahsedilemeyecektir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2022 NUMARASI : 2021/505 ESAS - 2022/66 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğü'nün 2021/17521 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, ancak takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin imzası taklit edilerek oluşturulan senet nedeniyle borca ve fer'ilerine de itiraz ettiklerini, müvekkili tacir olmadığından reeskont faiz talep edilemeyeceğini beyanla itirazlarının kabulüne, takibin iptaline, tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Davalı/borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcun tespiti için takip dayanağı banka kayıtları ile defter ve belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir durum olduğundan HMK md. 266 gereği bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi tarafından asıl dosya yönünden 19.10.2021 tarihli rapor ile, birleşen dosya yönünden 20.03.2022 tarihli rapor ile hesaplanan miktarlara itibar etmeye engel gerekçeli bir itiraz olmadığı gibi bilirkişi tarafından yapılan hesaplama gerekçeli, tarafların ve hakimin denetimine açık olmakla hükme esas alınmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 54. maddesinde müşteri ve kefiller ile aralarında çıkan uyuşmazlıklarda bankanın defter kayıt ve belgelerinin HMK 193 gereği yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğu imza altına alınmıştır....