DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz niteliğindedir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/4. maddesinde kambiyo senedindeki imzaya itirazın süresi ve nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, söz konusu maddeye göre takibe konu kambiyo senedindeki imzaya itiraz edecek borçlunun bunu açıkça dile getirmesi gerekmekte olup, davacıların dava dilekçelerinde takip konusu senetteki imzaya açık bir itirazları bulunmadığından, davanın imzaya itiraz olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....
Borçlular vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak borçlu ...’ın senedi şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş ve alacağın asgari %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 21. Kazan Noterliğinin 08727 yevmiye numaralı ve 07.09.2005 tarihli imza sirkülerine göre, şirket adına yapılacak bilumum muamele ve akitlerde şirketi temsil etmek üzere yönetim kurulu üyelerine birinci derecede imza yetkisi verilmiştir....
Ve Tic. A.Ş. Takibin dayanağı olan çekte ciranta olmasına karşın, keşideci adına atılan aynı imzanın müvekkili şirket bölümüne de atılmış olup bu imza da müvekkili şirket yasal temsilcisinin imzası olmadığını, dolayısıyla imza itirazlarının T1 Tar. Ür. İnş. San. Ve Tic. A.Ş. adına da söz konusu olduğunu, Akşehir İcra Müdürlüğü’nün 2019 / 566 E....
İcra Müdürlüğünün 2022/8706 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraz ettiğini belirtilmiş ise de, takip dayanağı senette bulunan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı konusunda ayrıca ve açıkça itiraz edilmemiştir. İtiraz dilekçesinde takibe konu senette müvekkili şirket kaşesi üzerinde imza olmadığı, müvekkili şirketin borç yükümlülüğü altına sokan bir imza da bulunmadığı ileri sürüldüğüne göre uyuşmazlık konusu bu yönü ile de Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/492 E. sayılı dosyasında olduğu gibi borca itiraza ilişkindir. Netice olarak, İlk derece Mahkemesince itiraz ve şikayetin Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/492 E. sayılı dosyasında derdest olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken takibe konu yabancı para alacağının takip talebinde ve ödeme emrinde TL karşılığı gösterilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
direkt olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu tebligattan müvekkilinin 03/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, söz konusu tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibin 2 adet senede dayalı olarak yapıldığını, bu senetlerden 15/12/2019 vade tarihli olan senetteki imza ve yazıların müvekkiline ait olmaması nedeniyle borca, imzaya ve ferilerine itiraz ettiklerini, 01/01/2020 vade tarihli olan senedin ise bedel kısmında ''DEPO-NAKTEN'' ahzolunmuştur ibaresi yer aldığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, teminat amacıyla düzenlendiğini belirterek takibin durdurulmasına, haciz konulmuş ise kaldırılmasına, takibin ve ödeme emrinin iptaline, davalıdan %20 tazminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, gerekçeli kararın tebliğine kadar süre tutum taleplerinin kabulü ile usu ve yasaya aykırı yerle mahkemem kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte borca, faize ve ferilere itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Adana 2.İcra Müdürlüğünün 2018/948 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ; alacaklı Ziraat Bankası A.Ş. Vekili tarafından borçlu T1 ile ipotekli taşınmaz maliki Ramazan Aslancan aleyhine, 25.01.2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, davacı borçlu adına icra emrinin 02/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde 06/02/2018 tarihinde borca ve faize itiraz edilerek takibin iptalinin talep edildiği görülmüştür....
Somut olayda, borçlu, icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde imzaya ve borca itiraz ettikten sonra imzaya itirazından vazgeçerek borç miktarının 12.000,00 TL olduğunu ve ödendiğini ileri sürmek sureti ile borcu kısmen kabul ettiğine göre, İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının uygulanma imkanı yoktur. Bu nedenle mahkemece, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra mahkemesine başvuru, kambiyo senetlerine özgü takipte borca kısmi itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır. Yasal temsilcinin süresinde başvurmasına ve vekil tayin etmesine engel mücbir sebep bulunmadıkça, bir başkasının şirketi temsilen icra mahkemesine başvurması mümkün değildir. Somut olayda, borçlu şirket adına Muzaffer Çamkıran tarafından icra mahkemesine başvurulmuş, dava dilekçesi ekinde bu kişiye ait 27/01/2017 tarihli imza sirküleri sureti sunulmuştur. Davalı taraf ise cevap dilekçesinde davacı şirketin yetkilisinin Muzaffer Çamkıran değil Hüseyin Çamkıran olduğunu ileri sürmüş ve buna yönelik olarak 22/12/2010 tarihli imza sirküleri sureti ile 27/02/2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi nüshası sunmuştur....
Şti'nin takibe ve borca itiraz ederek huzurdaki davayı açtıklarını, açılan iş bu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu adi şirketin ve adi şirketi oluşturan ortak şirketlerin icra mahkemesine başvurusunun adi şirketin çift imza ile temsil edildiğini, adi şirket kaşesi üzerinde tek imza olduğu ve bu bağlamda adi şirketin borçtan sorumlu olmadığını, adi şirket kaşesi üstüne kim tarafından imza atıldı ise borçtan o kişinin şahsen sorumlu olduğu hususlarında olduğunu, somut olayda takip dayanağı bononun adi ortaklık kaşesi altında yetkililerden biri tarafından imzalandığını, davacılar vekilininde imzanın yetkililerden herhangi birine ait olmadığı yönünde bir beyanı olmadığını, somut olayda adi ortaklık adına atılan ciro şerhindeki imzalanın kime ait olduğunun davacı taraflardan sorulması, cevap verilmemesi halinde bahsettikleri evraklar doğrultusunda gelen cevaplarda belirtilen davacı borçlu adi ortak yetkililerinin ve dosyaya bildirilen tüm evrak ve belgelerin asılları getirtilerek...