Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

33.maddesi ile eklenen Ek Madde 1- "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir....

Dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre davacının 154/291 oranında paydaş olduğu ve çoğunluğu fiilen imar yolunda kalan 89 numaralı yapının sahibi bulunduğu anlaşılmıştır....

İmar uygulaması ile uygulamaya alınan taşınmazlar üzerindeki yapılar bir imar parselinde bırakılabileceği gibi birden fazla imar parselinde de bırakılabilir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18/9 maddesi gereğince; "Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazı mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya bir kaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyu giderilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur." Somut uyuşmazlıkta, dava konusu muhdesatların bulunduğu 7146 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davalılar ..., ..., ..., ... ve ... adlarına kayıtlıdır. Davalı ......

    Hukuk Dairesinin 30.12.2019 tarihli 2018/2179 Esas, 2019/1515 Karar sayılı kararıyla, alınan bilirkişi raporlarına göre 1970 yılında taşınmaz üzerinde herhangi bir imar-ihya faaliyetinin bulunmadığı ancak 1990 yılına gelindiğinde taşınmazın işlendiği ve içerisinde bir adet evin yapıldığı, taşınmazdaki imar-ihya çalışmalarının bina yapmakla sınırlı kaldığı, dava konusu taşınmazdaki imar-ihya çalışmalarının imar planına alınış tarihinden 20 yıl önce tamamlanmış olması ve 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin 1996 yılından önce dolmuş olması gerektiği ve davacı tarafından kazandırıcı zamanaşımı süresinin doldurulmadığı gerekçesi ile Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davacı tarafın istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. 2....

      Şöyle ki; 1-Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kamulaştırma yoluyla irtifak ... tesisinde kamulaştırma bedeli, bu kamulaştırma nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğüdür. Başka bir deyişle taşınmazın kamulaştırma öncesindeki değeri ile irtifakın geçmesinden sonraki değeri arasındaki fark kamulaştırma bedelidir. Bu bedel taşınmazın büyüklüğüne, kullanma biçimine arsa yada ... arazisi oluşuna, irtifakın niteliği ile geçtiği yer ve kapladığı alana göre yüzde olarak belirlenir ve irtifakın taşınmazda doğurduğu bu değer düşüklüğü oranına göre kamulaştırma bedeli bulunur. Ayrıca Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak ... kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün (taşınmazın cins ve niteliğine göre uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin (arazide) en fazla %35’i, arsada ise en fazla %50’si oranında olacağı kabul edilmektedir....

        Hâl böyle olunca, öncelikle çekişmeli taşınmazın imar öncesinden itibaren tedavül kayıtlarının ve krokilerinin getirtilmesi, gerek kadastral kayıtlar, gerekse imar kayıtları mahalline keşfen uygulanarak mevcut müdahalenin imar uygulaması nedeniyle oluşup oluşmadığının ve yıkıma konu edilen yapının yer aldığı taşınmazda davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, davalının annesine teban kullanım savunmasının araştırılması, müdahalenin imar uygulaması ile oluştuğunun ve davalının imar öncesi bir hakkının bulunduğunun belirlenmesi halinde, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulması isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir....

          DIŞINDAKİ DAVALILARA gerekçeli kararın Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebliğinin -aynı adrese daha önce yapılmış geçerli bir tebligat olmadığından- usulsüz olduğu; davalı ...'nın temyiz dilekçesinin 4389 Sayılı Bankalar Yasasının 14. maddesine 4672 Sayılı Yasa ile eklenen 5. maddenin 4743 Sayılı Yasa ile değişik (c) bendindeki dava ve takiplere ilişkin olarak tanınan istisnaların bu maddedeki iş ve işlemlere yönelik olup bankanın Kat Mülkiyeti Yasasına aykırı davranışı ileri sürülerek açılan bu davada uygulanamayacağı düşünülmeden harçlandırılmadığı ve bu davalıya ait bağımsız bölümün mülkiyet durumunu gösterir tapu kaydı ile davacı tarafından dava konusu taşınmazda yaptırılan tespite ilişkin dosyaya rastlanılmamıştır. Mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlanıp dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 1.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme KARAR Davacı, tapuda kayıtlı bulunmayan ve İmar Yasasına uygun plan ve projesi olmayan taşınmaz üzerindeki villayı, o yere ait yönetim planına aykırı şekilde ikiye bölerek, 31 nolu ayrı bir bağımsız bölüm yaratıldığı, ortak duvarın yıkıldığı ve ortak yerlere tecavüz edildiğini açıklayarak, eski hale getirme istekli olarak Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmıştır. Davacının sıfatı, iddia ve mahkemenin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33. maddesine dayalı olarak yaptığı niteleme dikkate alındığında temyiz itirazlarını incelemek Yüksek Yargıtay (18.) Hukuk Dairesine ait olacağı düşünülmektedir. Ne var ki; anılan Dairece görevsizlik kararı verilmiştir....

              göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazda bulunan yapıya ait, inşaat ruhsatnamesi, yapı kullanma izin belgesi, emlak vergi beyannameleri dikkate alınarak davalının dava konusu taşınmazda bulunan yapıda gerekçesi açıklanmadan ½ hissesi olduğundan bahisle hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.09.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle keşifte hazır edilen teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda davaya konu 4 parsel nolu taşınmazın iki ayrı parsel biçimde ifrazının imar yasasına uygun düşmeyeceğinin bildirilmesine göre, bu hususun eksik araştırıldığı yolundaki davalı vekili temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile Mahkemece varılan takdire göre...

                  UYAP Entegrasyonu