Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolaysıyla davacı adına oluşan bir tapu sicili bulunmadığından TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan bir zarardan söz etme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, davacıla.....sayılı kararıyla mülkiyet hakkı elde etmiştir. Ancak bu hak az yukarıda belirtildiği gibi mahkeme kararından önce yörede yapılan imar uygulaması ve bu imar uygulamasının iptali, yine tapu iptal ve tescil istemli olarak açılan davaların yargı kararlarıyla reddedilmesi nedenleriyle davacıların hükmen elde ettiği bu mülkiyet hakkı tapuya tescil edilememiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının hükmen elde ettiği mülkiyete konu taşınmazların 1996 yılında yapılan imar uygulaması ile hisseli olarak davalı ...... adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Hazine ve dava dışı ...... davacılar aleyhine sebepsiz zenginleştiği tartışmasızdır....

    Yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilirken sorumlu olan taraflar ayrı olarak ve belirgin bir şekilde hüküm kısmında belirtilmediğini. Ayrıca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8157 E., 2017/3085 K. Sayılı kararında belirtlidiği üzere "..tescil davalarında Hazine ve belediye başkanlığı yasal hasım durumunda olduğundan, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları doğru değildir.." denilmiştir. Tüm bu sebeplerle yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olup kaldırılması talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 3194 Sayılı Kanun'un 18. maddesine göre yapılan imar uygulamasının yargı kararı ile iptali nedenine dayalı, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

    Ancak bu hak az yukarıda belirtildiği gibi mahkeme kararından önce yörede yapılan imar uygulaması ve bu imar uygulamasının iptali, yine tapu iptal ve tescil istemli olarak açılan davaların yargı kararlarıyla reddedilmesi nedenleriyle davacıların hükmen elde ettiği bu mülkiyet hakkı tapuya tescil edilememiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının hükmen elde ettiği mülkiyete konu taşınmazların 1996 yılında yapılan imar uygulaması ile hisseli olarak davalı Hazine ve dava dışı ... Belediyesi adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Hazine ve dava dışı ... Belediyesinin davacılar aleyhine sebepsiz zenginleştiği tartışmasızdır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir....

      Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, ... Köyü 1067 (95) No'lu kök kadastro parselinin, davalı ......

        Davacı Hazine vekili; Öbektaş Beldesi, Esentepe Mahallesi'nde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescil harici alanda yapılan imar uygulaması sonucunda taşınmazın imar parsellerine dönüştürülerek arsa vasfı ile belediye adına tescil edildiğini, 111 ada 2 parsel sayılı imar parsellerinin bu şekilde oluştuğunu ve ederinin altında bir bedelle davalıya satıldığını, yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 1....

          Davacıların taleplerinin 9531 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil talebi olmasına rağmen mahkemece imar uygulaması sonucu oluşan ve imar uygulaması kesinleşmeyen 9531 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil hükmü kurulduğu görülmektedir. Mahkemece hüküm kısmında tapu iptal ve tescil kararı verilen 9531 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar uygulamasının iptali talepli dava açıldığı halde mahkemece bu davanın neticesi beklenmeden karar verildiği görülmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ Taraflar arasında görülmekte olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesiyle yolsuz tescil durumuna düşen tapu kaydının iptali davasının yargılaması sırasında, ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili, davacıların kayden maliki oldukları 4 parsel sayılı taşınmazda davalı ... tarafından yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptaline karar verildiğini, ancak iptal kararı ile oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış ve ayrıca dava konusu taşınmazlar kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunmuştur....

            Mahkemece, davanın yapılan imar uygulaması işleminden davacıların zarar gördükleri iddiası ile açılmış tazminat istemine ilişkin olduğu, imar uygulaması işleminin bir idari işlem olması nedeniyle 2577 sayılı İYUK'nin 2/1-b maddesi uyarınca bu işlemden zarar görenlerin ilgili idare aleyhine tam yargı davası açabilecekleri, bu nedenle davanın niteliği itibariyle idari yargının görev alanında kaldığı, ayrıca husumetin işlemi yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın HMK'nın 114/1-b ve d, 115. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile güven duymalarını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir....

              Orman sınırı içinde kalan bir yer için sonradan oluşturulan tapu kaydı özde kamu malı orman olan taşınmazın hukuksal niteliğini değiştirmeyeceğinden, 1069 sayılı parselin orman sınırı içinde kalan bölümü yönünden oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir ve sahibine mülkiyet ... kazandırmaz (H.G.K.'nun 19.02.2003 gün ve 2003/20-102-90 S.K.). Davacı Hazinenin davası 2981/3290 Sayılı Yasa uygulamasının iptali konusunda olmayıp, arazi kadastro ve islah-imar planı öncesi mülkiyet hakkına dayalı olarak iptal ve tescil istemektedir. Bu konular bir yana, Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları, 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesine göre, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, kamu malı niteliğindedir. H.G.K.'...

                Köyü 147 ada 4 parselin 2/B sahasında yer aldığı iddiasıyla açılan tapu iptali tescil davası sonucu mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafca temyiz edildiği, yörede yapılan imar uygulaması sonucu 4 nolu imar parselinin davalıya 103 nolu kadastro parselindeki payına karşılık verildiği, ancak; imar uygulamasının idari yargı yoluyla iptal edildiği, iptal edilen imar parsellerinin ise henüz kadastral parsellere dönüştürülmediği, şeklen tapu sicilinde kayıtlı olduğu, o halde davalıya imar parselinin iptalini istemesi için önel verilmesi ve açaçağı davanın sonucunun beklenmesi, ondan sonra oluşacak hak durumu dikkate alınarak karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 4 parsele ilişkin imar uygulamasının iptal edildiği, 103 parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu