Yapılacak imar uygulaması sonucunda kamu hizmet alanlarına ayrılacak yerler ile konut alanından farklı kullanıma ayrılan yerlerin bedelsiz ve müstakil parsel olarak hazine adına resen tescil edilecektir." belirtmesi konulduğunu, bu belirtmenin imar uygulaması sonucu oluşan konut alanına 1757 ada 1 parsel ve 1758 ada 1 parsel ile "Rehabilitasyon Merkezi ve Spor Alanı olarak ayrılan 1758 ada 2 parsele taşındığı, dava konusu taşınmaz konut alanından farklı bir amaca " Rehabilitasyon Merkezi ve Spor Alanı" olarak ayrılan 1758 ada 2 parselin yukarıda anılan hükümler uyarınca hazine adına tescili sağlandığından davanın reddine karar verilmiştir. Dava; hazineden satın alınan ve imar uygulaması sonucu oluşan " Rehabilitasyon Merkezi ve Spor Alanı" olarak ayrılan 1758 ada 2 parselin 4706 Sayılı Yasa hükümlerine göre hazine adına yeniden tescili nedeniyle oluşan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 3194 sayılı Yasa'nın 18 inci maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluşan taşınmazlar üzerindeki muhdesatlar nedeniyle TMK’nın 724 üncü maddesine dayalı tapu iptali ve tescil (temliken tescil); ikinci kademede muhdesat bedellerinin tazmini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 724 üncü maddesi, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371’inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
O hâlde somut olayda, dava konusu alanın imar uygulaması öncesinde ihdasen tescil edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulması, anılan alanın Hazine adına ihdas edilmesinden sonra imar uygulamasına tabi tutulmuş olması halinde, davacının imar uygulaması öncesinde Hazine'den kazanmış olduğu mülkiyet hakkının imar parsellerine yansıtılabileceğinin gözetilmesi, ancak, çekişme konusu alanın kadastro harici yerden herhangi bir mülkiyet hakkı oluşturulmaksızın DOP oranı vs şeklinde uygulamaya tabi tutulmuş olması halinde ise, imar uygulaması iptal edilmeden eldeki davanın dinlenemeyeceği değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 2....
Maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığını, parselin yasal kesintiler yapıldıktan sonra kalan kısmının 1449 ada 3 parsel olarak davacıların murisi adına tescil edildiğini, 1449 ada 3 parsel 31.01.2007 tarihinde yapıların 18. Madde uygulaması ile 2093 ada 3 parsel, 19.07.2007 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 2110 ada 3 parsel son olarak 28.03.2013 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 2658 ada 3 parsel olarak tescil edildiğini, bu parselin imar planında konut alanı olarak planlanmış olduğunu, bu parsele de müvekkili idarenin herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davacıların parseline herhangi bir el atmanın söz konusu olmadığını, sonradan yapılan imar uygulamalarının dop kesintisi yapılmaksızın yapılmış olduğunu, davacı parselinden bir defadan fazla dop kesildiği iddiasının doğru olmadığını, karayolunun 18....
Ne var ki; davacı adına tescile karar verilen taşınmazın bulunduğu yerde 23.2.2004 tarihinde imar uygulaması yapılmış, davaya konu taşınmaz bölümü 7322 parsel numarasıyla 23.2.2004 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edilmiş ve imar uygulamasıyla düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak kalan kısmı Hazine adına 766 ada 11 parselde hisselendirilmiştir. Davacı adına tesciline hükmolunan taşınmaz bölümü zeminde kısmen 761 ada 6 parsel, kısmen park ve yolda bırakılmıştır. 6 parsel dava dışı 3.kişi adına kayıtlı 985 parselin imar uygulaması görmesi nedeniyle dağıtım cetvelinde maliki 3.kişiye bırakılan yerdir. Bir sübjektif hakkın kendisinden istenebileceği kişi, kural olarak o hakka uymakla yükümlü olan kişidir. Başka bir anlatımla borçlusudur. Bir alacağın tahsili veya tazminatın ödetilmesi davasında davalı olma sıfatı kural olarak o alacağın borçlusu veya tazminat yükümlüsüne aittir. Davada sıfat yokluğu taraflarca ileri sürülebileceği gibi resen de nazara alınabilir....
Dosyada bulunan kanıt belgelere göre, ... ilçesi ... mahallesi ... 73 parselde hissedar olan davacının, yapılan imar uygulaması ile dava konusu...ilçesi ... mahallesi 504 ada 7 ve 496 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara hisselendirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki talep ve beyanında; imar uygulaması sonrası oluşan, 504 ada 7 ve 496 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından fiilen el atıldığından bahisle, tazminat talebinde bulunduğu anlaşıldığı halde, mahkemece davacının imar uygulaması yapılmadan önce hissedar bulunduğu kök 73 parsel sayılı taşınmaz yönünden tazminat talebinde bulunduğu ve bu parselde dava tarihi itibari ile malik olmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Bu nedenle karar düzeltme incelemesi yapılabilmesi için; 1- Yukarıda bahsi geçen...Belediye Başkanlığının 19.09.1996 tarihli encümen kararıyla 116 ada 1 ila 5 ve 115 ada 2 sayılı imar parsellerinde ve 261 sayılı kadastro parselinde yaptığı 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması ile imar uygulaması sonucunda oluşan 116 ada 6, 8, 9 ve 10 sayılı imar parsellerinin 1997 yılında tapuya tescilleri sonrasında bahsi geçen imar uygulaması ve taşınmazların tapuya tescil işlemi nedeniyle belediye ve tapu/kadastro personeli hakkında bahsi geçen işlemler nedeniyle disiplin ve cezai soruşturma yapılıp yapılmadığı, haklarında ceza davası açılıp açılmadığı araştırılarak, bunlara ilişkin belgeler ile dava açılmışsa dava dosyalarını, 2- Kale köyü 116 ada 6, 8, 9 ve 10 sayılı imar parsellerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavüllü tapu kayıtlarının (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde (şerh ve beyanları da gösterir şekilde) kütük sayfalarının) ve dayanak belgelerinin (imar...
Hüküm; davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 5578 ada 1 parselin imar uygulaması ile 07.02.1998 yılında oluştuğu, 12731 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile 15.12.1998 tarihinde, 13197 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile 16.09.2009 tarihinde, çekişme konusu 27881 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise yine imar uygulaması ile 31.03.2010 tarihinde oluştuğu, taşınmazların, davacı ile davalılardan belediye ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalı şirketin taşınmazlarda paydaş olmadığı, 27881 ada 1 parselde davacıların murisinin 21/6508, davalı belediyenin ise 263/6508 hissesinin bulunduğu, davacının çekişme konusu taşınmazların davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, ecrimisil istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Davacı vekilinin, dava konusu taşınmazda imar uygulaması sonucunda düzenleme ortaklık payının fazla kesildiğine yönelik bir istinafı bulunmadığından bu yönde bir inceleme yapılmamıştır. Bununla birlikte yerel mahkemece davalı kurum tarafından kamulaştırmasız el atma işlemi yapılmadığı, imar uygulaması sonucu dava konusu taşınmazdan kesinti yapılmış olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının iddiası ve talep sonucuna ilişkin olarak eldeki davanın 24/12/2018 tarihinde açılmış olması, imar uygulamasının ise 03/09/2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle dava konusunun ortadan kalkıp kalkmadığı ve buna bağlı olarak davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında durmak gerekmiştir....
Dairemizin 30.04.2019 tarih ve 2016/16635 Esas, 2019/3836 Karar sayılı ilamında; dava konusu taşınmazın davacıya satışına karar verilen Belediye Encümen Kararı Belediye Meclis Kararına dayanmadığından satışın geçerli olmadığı, tazminat istemi yönünden satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereği hesap edilecek değeri üzerinden tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, rayiç değere hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilmişse de; dava konusu 1323 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 13.08.1990 tarih, 3135 yevmiye numarası ile tescil edilen imar uygulaması sonucunda oluştuğu, davalı belediyenin 181/399 pay oranı ile taşınmazda paydaş kılındığı, Belediye Encümeninin 05.11.1990 tarih, 3013 sayılı Kararı uyarınca çekişmeli taşınmazın davacılara satışının yapılmasına, Belediye Meclisi’nin 10.11.1989 tarihli, 8 sayılı kararının 5. gündem maddesi ile belediye adına müstakilen kayıtlı bulunan kadastro parselleri ile imar uygulamasından doğan imar parselleri ve menkul gayrimenkullerin...