Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü, 237 parsel sayılı taşınmazında bulunduğu bölgeyide kapsayan alanla ilgili imar uygulamasının iptal edildiği, 1/1000 ölçekli revizyon imar planı işlemlerinin devam ettiği uygulama imar planı kesinleştiği tarihten itibaren dava konusu taşınmazı da kapsayan alana ilişkin 18. madde uygulaması yapılacağı, bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından; Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05.03.2019 gün ve 2018/10033 Esas - 2019/3672 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde yöntem bakımından bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; ... 1....

    Tapu Müdürlüğü' nün 18.11.2016 tarihli cevabi yazısında 7419 ada 5 parsel, 7422 ada 6 parsel 7424 ada 3 parsel, 7430 ada 7 parsel nolu taşınmazların imar uygulaması tarihinin 01.09.1999 olduğu, 20.01.2017 tarihli cevabi yazısında ise dava konusu bütün taşınmazlar için imar uygulama tarihinin 20.12.2004 olduğu bildirildiğinden, Yukarıda belirtilen yazılar da eklenerek çelişkinin giderilmesi için dava konusu taşınmazların imar uygulama tarihinin ilgili Tapu Müdürlüğüne sorulduktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Sonuç olarak; a)Nazım imar planındaki konumu itibarıyla iskanının yasaklanmamış bulunması, nazım imar planının ait olduğu beldenin nüfusu, gelişmesi, yapılanma yoğunluğu, ulaşım ve alt yapı hizmetlerinden yararlanma olanak ve olasılığı, taşınmazın yerleşim merkezine uzaklığı gibi nedenlerle uygulama imar planının hazırlanmasının yakın bir olasılık olmadığı ya da, b)Daha önce planda yer almadığı halde yürürlükte mevzuat gereği kamulaştırılabilmesi amacıyla ve hemen kamulaştırma kararından önce nazım imar planı düzenlenmiş ve mevcut nazım plan kapsamına alınmış ise, Taşınmaz arsa sayılamayacak ve arazi olarak kabul edilecektir. Taşınmaz belediyece yapılan uygulama ve nazım imar planı dışında ancak belediye mücavir alanı içinde ise arsa sayılabilmesi için, taşınmazın etrafının meskun olması ve belediyenin tüm hizmetlerinden yararlanıyor olması gerekmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisindeki ... Belediye Başkanlığının 23.12.2005 günlü yazısında dava konusu taşınmazın imar planında tarımsal konut alanı içerisinde kaldığı ve belediye hizmetlerinden yararlanmadığı, 20.1.2006 günlü yazıda 16.5.1978 tarihinde nazım imar planı içine alındığı, 23.12.2005 günlü yazıda yol, su, toplu taşıma ve çöp hizmetlerinden yararlandığı, 3.5.2006 günlü yazıda ise 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içerisinde kaldığı belirtilerek yazılar arasında çelişki yaratılmıştır....

        Şöyle ki; Belediye Başkanlığının 22.10.2009 günlü yazısından dava konusu parselin uygulama imar planı ve meskun alan içerisinde bulunduğu, geri çevirme kararı üzerine dosyaya gelen 22.03.2011 günlü yazısından ise kamulaştırılan taşınmazın belediye ve diğer alt yapı hizmetlerinden yararlandığı, buna göre değerlendirme tarihinden önce 1/1000 ölçekli uygulanan imar planı içine alındığı anlaşılan dava konusu taşınmazın diğer niteliklerine bakılmaksızın uygulama imar planı içerisinde arsa olduğunun kabulü ile bu niteliğine göre kamulaştırma bedelinin saptanması gerekirken bilirkişi kurulunun tarım arazisi niteliğini esas alan raporuna itibarla hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; Dava konusu taşınmaz imar planında hizmet alanı olarak ayrılmış, fiilen el konulmadığı halde kamulaştırmasız elatma nedeniyle bedelin tahsili davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planında kamu hizmetine ayrılan taşınmazın bu durumu nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasına dayalı tazminat istemine ilişkindir....

            Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın11.8.1998 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yolda, kısmen de park alanında kaldığı anlaşılmıştır. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanunun 10 maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre belirlenecek sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve mülkiyetinin süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir....

              Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 17.11.1994 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ...Karayolu alanında kaldığı anlaşılmıştır. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir. Bu nedenlerle işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 1983 yılından beri 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yolda, kısmen de ilköğretim okulu alanında kaldığı anlaşılmıştır. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tesbit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetlerine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre belirlenecek sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir....

                  Bu nedenle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 17.9.2009 gün ve 2009/11560-18060 sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu