Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arsa niteliğindeki ve 900 m2 yüzölçümündeki çekişmeli parsel tapuda davalılar adına kayıtlı olup, 23150 m2 yüzölçümünde tarla niteliğiyle Mayıs 1341 tarih 14 ve Aralık 1961 tarih 70 sıra numaralı tapu kayıtları esas alınarak Kesiban Heyyar ve arkadaşları adına tesbiti itirazsız kesinleşen 83 sayılı kadastro parselinin 2981 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan imar uygulamasında ifraz edilmiştir....

    Bu madde uyarınca, daha önce kadastrosu yapılmak suretiyle hukuki durumları tespit edilmiş bir yerde, mülkiyet haklarını belirlemek amacıyla ikinci kez kadastro faaliyeti yapılamaz; yapılırsa, hükümsüzdür. Sözkonusu yasa maddesinin, 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca yapılan kadastro faaliyetini kapsamadığını kabul etmek yukarıda açıkladığım, tapu kaydına güven ve devlete güven ilkeleri ile bağdaşmayacağı gibi; aynı maddenin devam eden fıkralarında, ikinci kadastro yasağının istisnaları sayılmış olup orman kadastrosu, bu istisnalar arasında yer almamaktadır. Sözkonusu istisnalar, 2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu ile 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu gibi doğrudan arazi kadastrosu ile ilgili çalışmalardan ibaret bulunmayıp, imar mevzuatı kapsamında 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılacak çalışmalar da istisnalar arasında sayılmıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 08.07.2021 tarihli ve ...Karar sayılı ilamında uyuşmazlık her ne kadar 2981/3091 sayılı Kanunun 10/C maddesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi olarak nitelendirilmiş ve Dairemiz görevli kılınmış ise de, ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 12.03.2015 tarihli yazı ekinde bulunan şuyulandırma cetvellerine göre 2981 sayılı yasanın 10/b maddesinin uygulandığı, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin İşbölümünü düzenleyen 02.07.2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünde Yargıtay 8....

        Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

          (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 Sayılı kararı ve H.G.K.'...

            Dava, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın ......

              tapu kaydına dayanılarak ... ve ... adlarına tesbit edildiği, kadastro tesbitinin itirazsız kesinleşerek bu kişiler adına tescil edildiği, Hazinenin tapu iptal tescil davası açtığı davanın Antalya Asliye 5....

                Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

                  Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine 24.06.2005 tarihli dilekçesiyle, ... Köyü (Mahallesi) 27515 ada 2 sayılı parselin, 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, bir bölümünün 1989 yılında 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu kesinleşen işlemle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan tapuya tescil edilip daha sonra ifraz edilerek dava konusu parselin davalı adına tapu kaydı oluşturulduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu