Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşlemeye başlayan zilyetliğin devamı sırasında imar mevzuatı uyarınca yapılan çalışmaların kazanmayı sağlayan zilyetliğe bir etkisi de bulunmamaktadır. İmar uygulaması dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaraları ile krokilerinde değişiklikler meydana getirmekte olup, bu durum hükmün infazında önem arzetmektedir. Dairemizin uygulamalarına göre imar mevzuatı uyarınca yapılan çalışmalar, işleyen kazanmayı sağlayan süreyi kesen veya sonlandıran bir sebep değildir. Bu nedenle mahkemenin yazılı red gerekçesi yerinde bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişkiler bulunmaktadır....

    sayılı imar parsellerinin tescil edildiklerini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ve böylece oluşturulan imar parsellerinin tapu kayıtlarının yolsuz tescil statüsüne düştüğünü ileri sürerek; Kabasakal Köyü 1173 (201) kadastro parsel nolu taşınmazın kadastro sınırları içerisine imar uygulaması ile tahsis edilen ... Köyü ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 2660 m2lik kısmının tapu kaydının iptali ile düzenleme öncesi kadastral ve kök parsele geri dönüşümünü teminen Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davada yasal zorunluluk nedeni ile taraf sıfatı kalmayan davalı ... Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile Çukurova İlçesi ... Köyü ......

      Köyü (Mahallesi) 9210 ada 1 sayılı imar parselinin, 2981 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan imar uygulamasında aynı köy 172 sayılı kadastro parselinden ve genel kadastroda 1947 yılı orman kadastro sınırları içinde olduğu için tapulama dışı bırakılan daha sonra ihdasen Hazine adına tapuya tescil edilen 349 sayılı parselin tevhit ve ifrazıyla oluştuğu, şuyulandırma nedeniyle 172 sayılı parsel maliki ... adına tescil edildiği, Hazinenin açtığı tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin ... Asliye 6....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro öncesi nedenlerden kaynaklanan tapunun iptali istemine ilişkin olmayıp, dosya kapsamına ve dava dilekçesi içeriğine göre kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra yapılan imar uygulanmasındaki hata nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davası olaması nedeniyle, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı iş bölümü kararı ve önceki tarihli kararları uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin görev alanına girmiş olmasına ve Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu’nun 08.12.2015 tarih ve 2014/14 Esas, 2015/603 Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekirken, maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği ve esas defterine kaydedildiği anlaşılmakla dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 14....

          Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nün Camili Mahallesi, 1344 nolu parsel ile Korucuk Mahallesi, 1699 ada 1 ve 2 nolu parsellerin mükerrer olduğu gerekçesi ile 1699 ada 1 ve 2 nolu parsellerin mükerer olan kısımlarını iptal edilerek bir bütün halinde 1344 parsel olarak bırakıldığı, bunun üzerine davacı TOKİ tarafından kadastro işleminin iptali için Sakarya Kadastro Mahkemesi'ne 2006/5 Esas ile dava açıldığı, dava devam ederken TOKİ tarafından mülkiyet ve imar uygulaması probleminin çözülmesi için Camili mahallesi 1344 (1699 ada 3) parselin Rasim Acar mirasçılarından 23/05/2013 tarihinde yeniden kamulaştırarak adına tescil ettirdiği, Sakarya Kadastro Mahkemesi'nin 2006/5 ve 2013/103 Karar sayılı ilamı ile davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Korucuk Mahallesi, 1699 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların Tapu Müdürlüğü'nün Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi gereğince 03/12/2004 tarih ve 3118 sayılı değişiklik beyannamesindeki ihtarlara göre tapuya aktarılmasına karar verildiği...

            İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet kanun gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi, diğer taraftan; 775 sayılı Kanunun 3....

              Kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman orman bilirkişi raporuyla, dava konusu imar parselinin, 1946 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan ve 1947 yılında kesinleşen orman tahdidinde, orman sınırları içinde bırakıldığı, 1952 yılında çalışma yapan ancak yasanın öngördüğü kişilerden oluşmayıp, yasaya ve yönetmeliğe aykırı çalışmalar yapan makiye ayırma komisyonca dahi muhafaza makisi olarak sınırlandırıldığı, orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde 2981 ve 3194 Sayılı Yasa uygulaması yapılacağı konusunda hiç bir yasa hükmü bulunmadığı, aksine 3194 Sayılı İmar Yasasının 4. maddesindeki "... diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel yasalara aykırı olmayan hükümleri uygulanır" hükmü ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik Geçici 2. maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/...

                Davacı, kadastroca oluşturulan 138 ve 140 sayılı parsellerin malikidir. 1998 yılında 138 ve 140 sayılı parsellerle birlikte bitişikteki 137 sayılı parselde 3194 Sayılı İmar Yasasının 18 ve 19. maddelerine göre birlikte imar uygulamasına tabi tutulmuş, bu uygulama sonucu 138 ve 140 sayılı parseller maliki olan davacıya bu parsellerden yer verilmeyip, Hazineye ait 137 sayılı parselde yer verilmiştir. İşte, şimdi bu davaya konu edilen 250 m2'lik yer, 137 sayılı kadastro parselinin çap sınırları içinde kalmaktadır. 137, 138 ve 140 sayılı parseller, ... Köyünde 1952 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmaları sonunda davacının babası ... Köşker adına tesbit edilmişse de, 137 sayılı parsel hakkında Hazinenin açtığı dava sonunda, Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 08/03/1954 gün ve 1953/681- 100 sayılı kararı ile 137 sayılı parselin Hazine adına tescile karar verilmiş ve hüküm kesinleşerek Hazine adına tapuya tescil edilmiştir....

                  Hemen belirtilmelidir ki; dava kadastral parselin paydaşı tarafından, 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca belediyece yapılan 31.07.2008 tarihli imar uygulamasının İdari Yargı yerinde iptal edilmesi üzerine kadastral parselin ihyası isteği ile açılmıştır. İddianın açıklanan bu içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle imar uygulamasının İdare Mahkemesince iptal edilmesiyle imar parseli kaydının iletten yoksun hale geldiği diğer bir anlatımla yolsuz tescil niteliği aldığı iddia edilmiştir. Bu tür bir iddianın genel yargı yerinde değerlendirilmesi gerekeceği, idari yargı ile bir ilgisinin bulunmadığı açıktır. Bu nedenle yerel mahkemenin, İdari yargının görevli olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan; tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliklerine ( imar parsel malikleri) karşı açılır. Oysa eldeki dava; Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılmıştır. İddianın içeriği gözetildiğinde bu kuruluşlara husumet düşmeyeceği kuşkusuzdur....

                    Maddesindeki "... diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel yasalara aykırı olmayan hükümleri uygulanır" hükmü ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik Geçici 2. Maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 Sayılı kararı ve H.G.K.'nun 07.12.1997 gün ve 1997/1-655-1003 Sayılı kararı ile kabul edilen "... kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkileri yoktur. Başka bir anlatımla, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararlar yok hükmünde olup, buna dayanan tescil de M.Y.'...

                      UYAP Entegrasyonu