Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLK DERECE MAHKEMESİ : TÜRKOĞLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; davacının iddiası ve mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro tespitinden sonra yapılan satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın, 2 parsel sayılı olarak 1962 yılında tespit edildiği, bilahare imar uygulaması sonucunda 220 ada 1 parsel halini aldığı, şahıslar tarafından tespite karşı 1962 yılında açılan tespite itiraz davası üzerine çekişmeli 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen kararın 04.12.2015 tarihinde Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmekle taşınmazın tapuya kayıt ve tescil edidiği anlaşılmıştır....

    İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre kadastro harici bırakılan bir taşınmazın sonradan özel mülk haline getirilmiş olmasının davacılara taşınmazın mülkiyeti bakımından bir hak bahşetmeyeceği gözetilmek suretiyle mahkemece davanın iptal ve tescil isteği bakımından reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, davada iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde de bulunulmuştur. Asıl dava iptal ve tescil olduğuna göre buna bağlantılı olarak açılan tazminat davasının da genel mahkemelerde açılması gerekeceği tartışmasızdır. Kaldı ki, kadastro harici bırakma işlemi bir mahkeme hükmüne dayanmakta olup, idarece tesis edilen ve 2577 Sayılı Yasanın 2.maddesinde de öngörülen idari işlemden kaynaklanan bir sebeple oluşmadığına göre anılan yasa hükmü uyarınca da idari yargının görevli olmayacağı açıktır....

      Mahkemece, söz konusu iskan kayıtları ve ekindeki belge ve pafta getirtilerek dava konusu parsellerin ne gibi bir işleme tabi tutulduğu araştırılmamıştır. Öte yandan bu yerde kadastro tespit çalışmalarından önce imar uygulaması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise onaylanma tarihi ve ilgili imar planında dava konusu taşınmazların ne olarak gösterildiği de belirlenmemiştir....

        Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davanın kadastro çalışmaları sırasında kadastro harici bırakılan, imar uygulaması ile ihdasen Hazine adına tescil edilen Hazine adına tescil edilen taşınmazın, İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen imar parseli üzerinden tekrar imar uygulamasına tabi tutularak Belediye adına yolsuz olarak tescil edildiği gerekçesiyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı Kararı ile 16. Hukuk Dairesinin kapatıldığı, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, karar düzeltme incelemesinin görevi Yargıtay (1.)...

            Mahkemece, taşınmazın tapu kaydının 3083 Sayılı Yasa hükümlerine göre arazi toplulaştırması sonucu idari kararla oluştuğu, idarece yapılan veya yaptırılan toplulaştırma işlemi idari yargı yerinde açılacak bir dava ile iptal ettirilebileceğinden davanın idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi toplulaştırma işlemi sonucu davalı adına tescil edilen tapu kaydının mülkiyet iddiasına dayalı olarak iptal ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde bugüne kadar orman kadastro çalışmalarının yapılmadığı anlaşılmıştır. Yörede, 3083 Sayılı Yasa ve 24.09.1979 gün 7/18231 sayılı tüzük hükümlerine göre yapılan ve 24/09/2004-08/10/2004 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen arazi toplulaştırma ve borçlandırma yoluyla yapılan arazi dağıtımı işlemi vardır....

              Davacı vekili; asıl davada devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 3358 m2'lik bölümün birleştirilen davada ise 9,20m2lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan 1379 (2064) parsel numarası ile ihdasen ... Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de anılan parselin tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edilerek çekişme konusu yapılan bölümün 5598 ada 5, 6, 7, 8, 9, 10,11, 12, 16 ve 17 no'lu imar parselleri olarak tescil edildiğini, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 3358 m2'lik ve 9,20 m2'lik kısımların tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda.... Belediyesinin 37 no'lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede......

                Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan bölümü üzerine de 5678 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 No'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 5678 ada 2 parsel sayılı taşınmazın binmeli alana isabet eden 2163,67 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ve kök parsele geri dönüşümünü teminen hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ......

                  -KARAR- Dava, imar öncesi durumun ihyası ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, imar öncesi duruma dönülmesi isteğinin kabulüyle taşınmazın sicil kaydının terkinine, tescil isteğinin ise reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; tapu kayıtlarının tutulması prensiplerinden bir tanesi tescil; diğeri, sicilin aleniliği ve güvenilirliği; bir diğeri, Hazinenin kusursuz sorumluluğu; sonuncusu ise, geçerli bir hukuki sebebin varlığı, bir başka ifadeyle sicil kaydının illetten mücerret bulunmamasıdır. Somut olayda; imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edildiğine göre, T.... Medeni Kanunu'nun 1025.maddesi hükmü uyarınca sicilin yolsuz tescil durumuna düşeceği ve imar öncesi kadastral duruma dönüleceği tartışmasızdır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı .. ve ..Başkanlığı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan .Büyükşehir Belediyesi vekili ile . Belediyesi vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu