Dava dosyası içeriğinde bulunan bilirkişi raporunda, icra emrindeki faiz tutarlarına ilişkin inceleme yapıldığı, davacının bir diğer şikayeti olan 04/04/2019 tarihli dosya borç hesabına yönelik şikayeti bakımından bir inceleme yapılmadığı, mahkemece de raporun bu hali ile hükme esas alınıp sadece icra emrine yönelik ilama aykırılık şikayeti bakımından değerlendirme yapıldığı ve karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca; mahkeme, taleplerin herbiri hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır. Bu durumda mahkemece davacının 04/04/2019 tarihli dosya borç hesabına yönelik şikayeti bakımından hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmayıp, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....
KARAR Alacaklı vekili kamulaştırmasız el atma tazminat ilamına dayalı olarak borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, ...... vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerekirken maktu hesaplandığını açıklayarak anılan işlemin iptalini talep etmiştir. Mahkemece ...... Müdürlüğünün işleminde yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Hükmün alacaklı vekilince temyizi üzerine, Dairemizce, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası ......'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde ...... Mahkemesince iptal edildiğinden ...... vekalet ücretinin nispi olması gerektiği belirtilerek karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak alacaklının şikayeti kabul edilmiş vakalet ücretinin maktu hesaplanmasına ilişkin 01.10.2014 tarihli kararın iptaline karar verilmiştir....
Mahkemece verilen direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Alacaklı vekili kamulaştırmasız el atma tazminat ilamına dayalı olarak borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, icra vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerekirken maktu hesaplandığını açıklayarak anılan işlemin iptalini talep etmiştir. Mahkemece İcra Müdürlüğünün işleminde yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Hükmün alacaklı vekilince temyizi üzerine, Dairemizce, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden icra vekalet ücretinin nispi olması gerektiği belirtilerek karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak alacaklının şikayeti kabul edilmiş vakalet ücretinin maktu hesaplanmasına ilişkin 01.10.2014 tarihli kararının iptaline karar verilmiştir....
Mahkeme; her ne kadar şikayetçi borçlu aynı ilama istinaden mükerrer takip yapıldığını iddia etmişse de, ilk takipte takip dayanağı ilamda hükmedilen alacaklar için ilamlı icra takibi başlatıldığı ikinci takipte ise ilamda hükmedilmeyen alacak kalemleri için ilamsız icra takibi yapılmak istendiği, bu nedenle mükerrer takipten söz edilemeyeceği, ne var ki ikinci takipte talep edilen alacak kalemleri ilama dayanmadığı halde icra dosyasından ödeme emrinin yanı sıra icra emri düzenlenerek borçluya tebliğ edildiği görüldüğünden şikayetin kabulü ile düzenlenen icra emrinin iptaline karar vermiştir. Davacı mükerrer takip nedeni ile takibin iptalinin gerektiğini, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Esas sayılı dosyasında ilamda hüküm altına alınan, 50.000 USD’nin TL karşılığı ile 01.07.2003 - 01.06.2013 tarihleri arasındaki 119 aylık birikmiş nafaka alacağı ve işleyecek aylık nafaka alacağı toplamı yönünden ilamlı takip başlattığı bilahere aynı ilama dayalı olarak.....sayılı dosyasında 01.07.2013 - 01.01.2015 tarihleri arasındaki 19 aylık nafaka alacağı ve devam eden aylar ile 50.000 USD’nin faizi yönünden takip talebinde bulunduğu, nafaka alacağı yönünden ilk takipte devam eden aylara ilişkin talepte bulunulduğundan mükerrerlik söz konusu ise de; zamanaşımı süresi içinde ilamda hükmedilen 50.000 USD alacağın faizinin istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, bu durumda ikinci takipte faiz yönünden mükerrerlik bulunmadığından, faize itiraza ilişkin istemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/1119 Esas sayılı dosyası ile yapılan ilamlı takipte, ilama konu borcun teminat mektubunun paraya çevrilerek tahsilinden sonra, borçlunun şikayeti üzerine İcra Mahkemesi'nce, icra emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlu vekili tarafından ödenen paranın İİK'nun 361.maddesi uyarınca alacaklıdan geri istendiği, paranın ödenmemesi üzerine Müdürlük'çe 14.12.2012 tarihli kararın alındığı ve İİK'nun 40 ve 361. maddeleri kapsamında icrai işlemlere başlandığının bildirildiği anlaşılmıştır. Şikayetçi alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine başvurusunda anılan Müdürlük işleminin iptaline karar verilmesini istediği, Mahkemece, icra emrinin iptali yönündeki mahkeme kararı kesinleşmeden ödenen paranın geri istenemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 14.12.2012 tarihli kararın iptaline karar verilmesi üzerine hükmün, borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri gerekmez....
Somut olayda, Artvin İcra Müdürlüğü'nün 2012/1119 Esas sayılı dosyası ile yapılan ilamlı takipte, ilama konu borcun teminat mektubunun paraya çevrilerek tahsilinden sonra, borçlunun şikayeti üzerine İcra Mahkemesince, icra emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlu vekili tarafından ödenen paranın İİK'nun 361.maddesi uyarınca alacaklıdan geri istendiği, paranın ödenmemesi üzerine Müdürlükçe alacaklının mallarına 05.12.2012 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine başvurusunda anılan Müdürlük işleminin iptaline karar verilmesini istediği, Mahkemece, icra emrinin iptali yönündeki mahkeme kararı kesinleşmeden ödenen paranın geri istenemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 05.12.2012 tarihli kararın iptaline karar verilmesi üzerine hükmün, borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri gerekmez....
İlamlı icrada borçlu ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir. İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde İcra Dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe yasada belirtilen nedenlerle ancak itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir....
Somut olayda; borçlu şikayetinde dayanak ilamda şikayetçi aleyhine bir hüküm bulunmadığından hakkında takip yapılamayacağı şikayeti ile birlikte, ilama aykırı olarak faiz hesabı yapıldığını ileri sürerek faiz hesabının düzeltilmesini, harçtan muaf olduğunu ileri sürerek dosya hesabında tahsil harcı alınmasına yönelik icra müdürlüğünün 23.07.2015 tarihli dosya hesabına yönelik de şikayetlerini ileri sürdüğü görülmüştür. Şikayete konu icra takibinin dayanağı ilamda davalılardan birinin ..... olduğu, dosyada mübrez ...... 13.11.2015 tarihli yazısında; .....ünvanının,......olarak değiştirildiğinin belirtildiği, buna göre takibin ilama uygun olarak ilamda davalı sıfatıyla yer alana karşı başlatıldığı anlaşılmış olup, şikayetçi .... hakkında takip yapılabileceğinin kabulü gerekir....
Mahkemece, İİK'nun 33. maddesi uyarınca 7 günlük süre içinde icra emrine karşı itirazların ileri sürülmediği, ilama aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafça temyiz edilmiştir. İlamlı icra takibinde, ilama uygun faiz istenmediği, faize yeniden faiz işletildiği ve ilamda belirlenen brüt tutarların net miktarları üzerinden takip yapılması gerekirken brüt miktarlar üzerinden takip yapılmayacağı yönündeki şikayetler, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesine göre, süresiz olarak İcra Mahkemesi'nce incelenmelidir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı karar) Mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin esası incelenip, anılan hususlar yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre ret ve kabul kararının gerekçelendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....