ın soy isim benzerliği dışında akrabalık ilişkisi bulunmadığı, İİK'nun 99. maddesi uyarınca işlem yapılarak alacaklıya istihkak iddiasının aksini ispat için süre verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Dairemizin 26.01.2016 tarih 2015/ 22917 E. 2016/ 1235 .... sayılı ilamı ile; temyize konu kararın, İİK'nun 363. maddesi kapsamına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, davacı alacaklı vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur. 1-Davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddine; 2-Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece davacının şikayet talebinin reddine karar verildiğine göre, 2. (terditli) talep hakkında da karar verilmesi gerekmektedir....
Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, alacaklının haczin İİK 97. maddesi gereğince yapılması gerektiğine yönelik şikayet, kamu düzeniyle ilgili olup süresiz şikayet niteliğinde olduğundan, alacaklı vekilinin İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayeti ile ilgili olarak tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, talep hakkında karar vermek gerekirken alacaklı vekilinin şikayetinin süre yönünden reddine dair karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'un 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, haczin İİK'nun 99. maddesine göre yapılması işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davacı alacaklı vekilinin İİK 99. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayetinin reddine yönelik temyiz incelemesinde; İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir. Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin reddine, 2-Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nun 99. maddesi uyarınca “istihkak iddiasının reddi” talebi niteliğindedir. Mahkemece davacının asıl talebinin reddine karar verildiğine göre 2....
Sayılı dosyasından 08/03/2021 tarihli haciz tutanağı ve dosya kül halinde incelesi sonucunda, "söz konusu haciz tutanağında anılan tarihte yapılan haciz mahallinde borçlunun hazır bulunmadığı, üçüncü şahsa ait vergi levhası ve haczedilen mallara ilişkin olarak fatura sunulduğu" görülmekle tarafların diğer iddialarının yargılamayı gerektirdiği tespit olunduğundan; 1)Yapılan haczin İİK. 99. Madde uyarınca yapılmış sayılmasına, 2)Yasal sürenin dosyada kararın tebliği için masraf bulunmadığından dosyadan tefhim tarihinden itibaren başlamış sayılmasına karar verilmiştir. " denilmektedir. 08/03/2021 tarihli haciz tutanağında T3 hazır olduğu, borçlunun arkadaşı olduğunu beyan ettiği, menkullerin haczedildiği, haciz tutanağının haczin bitimine yakın borçlunu mahalle geldiği, haciz tutanağını imzaladığı, borçluya ait ödeme dekontu bulunduğu belirtilmiştir. İİK 97/a'ya göre, bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/3090 Esas sayılı dosyasında, 02.04.2012 tarihinde borçlu işyerinde haczedilen makinelerin davacı şirkete ait olup, borçluya davacının ürettiği pişirici cihazlarda kullanmak üzere yan ürün imalatı için verildiğini belirterek, İİKnun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin işyeri adresinde haczin gerçekleştirildiği, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulmadığı, sunulan sözleşmenin adi nitelikli olup her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, sunulan faturaların hangi mahcuza ilişkin olduğunun anlaşılamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davacı borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, taşınmazın satışına karar verildiği, değerinin 1.300.000,00 TL olarak belirlendiği, bu bedel üzerinden ihaleye çıkartıldığı, 22/12/2021 tarihli ihalede taşınmazın 665.100,00 TL ye 3.şahsa ihale edildiği, ancak ihale bedelinin yatırılmadığı, müdürlüğün 28/12/2021 tarihinde İİK 133.madde doğrultusunda ihaleyi kaldırarak yeniden satış günü verdiği, 26/01/2022 tarihi olarak belirlenen bu satış gününde de taşınmazın alacaklıya alacağa mahsuben 665.100,00 TL üzerinden ihale edildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme şikayeti ret etmiş ve para cezasına hükmetmiştir. Ancak ihalenin İİK 133.madde doğrultusunda yapıldığı görülmektedir. İİK 133.maddeye göre yapılan ihalelerde para cezası verilmesini öngören bir düzenleme yoktur....
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Satış Komisyonu tarafından 2011/16612 sayılı dosyasından yapılan taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, ihalenin feshinin iş mahkemesinden talep edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6183 sayılı Yasanın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermektedir. HMK.nun 1. maddesine göre, mahkemelerin görevine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Buna göre 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan taşınmaz ihalesinin feshine yönelik şikayeti inceleme görevi taşınmazın bulunduğu yer icra mahkemesine ait olup, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
A R A R Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK'nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. 1.Davacının şikayet başvurusuna yönelik temyizi yönünden; Uyuşmazlık İİK'nin 96-97 maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet istemine ilişkindir. İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....
İnceleme konusu Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, alacaklının şikayeti, hacizin İİK'nun 99. maddesi gereğince yapılması işlemine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin görevi içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6723 sayılı Kanun'un 21.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamına göre, alacaklının, İcra Müdürlüğünün haczin 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 99. maddesine göre yapılmış kabul edilmesi ve haczin borçlunun elinde yapıldığı bu nedenle istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosyanın İcra Mahkemesine gönderilmesi gerektiğine ilişkin talebinin reddine dair kararlara ilişkin şikayeti üzerine Bakırköy 2. İcra Hukuk Mahkemesince 2013/366 Esas, 2013/424 Karar sayılı ilamı ile; haczin borçlu elinde yapılmadığına, hacze ilişkin 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 96 ve 97. maddelerinin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, Bakırköy 2....