SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin sair temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİKnun 366 ve HUMKnun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Borçlunun şikayet nedenleri arasında taşkın haciz şikayeti de bulunmaktadır. Bu hususta değerlendirme yapılarak olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru değidir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca borçlu yararına BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/3090 Esas sayılı dosyasında, 02.04.2012 tarihinde borçlu işyerinde haczedilen makinelerin davacı şirkete ait olup, borçluya davacının ürettiği pişirici cihazlarda kullanmak üzere yan ürün imalatı için verildiğini belirterek, İİKnun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin işyeri adresinde haczin gerçekleştirildiği, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulmadığı, sunulan sözleşmenin adi nitelikli olup her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, sunulan faturaların hangi mahcuza ilişkin olduğunun anlaşılamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, İİKnun 72/6.maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibine ve davaya konu senette ihtilaf halinde Reşadiye Mahkemesinin yetkili kılındığı görülmektedir. Bu husus bonolar için tarafları bağlayan özel bir yetki sözleşmesi olup, Yargıtay uygulamasında ve Doktrinde bonolardaki yetki sartının geçerli olduğu kabul edilmektedir. (Prof.Dr.Baki Kuru,,Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı Cilt 1.sahife 601). Bu durumda mahkemece, davalının yetki itirazı reddedilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, aksi düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.4 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Temyiz olunan mahkeme kararı davacı vekiline usule uygun şekilde 31.10.2012 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar İİK.’nun 363. maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 13.11.2012 tarihinde temyiz edildiğinden İİK.’nun 365. maddesi hükmü uyarınca davacı 3.kişi vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek karar yerindedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin mahkemenin 14.11.2012 tarihli İİKnun 365.maddesine göre verdiği temyiz dilekçisinin reddine dair ek kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz...
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMKya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMKnın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİKnun 269/2 maddesinde ''borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır '', İİKnun 269/b maddesinde de “Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı borçlunun 22/06/2020 tarihli itiraz dilekçesinde İİKnun 269/2. maddesi uyarınca açıkça imzaya itiraz niteliğinde olup uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirir. Bu nedenle dar yetkili icra mahkemesi uyuşmazlık hakkında karar veremez....
İİKnun 67. maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanun'un 11. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda 05.07.2012 tarihinden itibaren tazminat oranının % 20 -//- olarak uygulanması gerekir. Mahkemece likit alacak nedeniyle borçlu aleyhine karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan 02.07.2012 tarihli 6352 sayılı Kanunun 11. maddesi ile değişen İİKnun 67/2. fıkrasının dikkate alınması ve % 20’den (yüzde yirmi) aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, gerekçesi karar yerinde tartışılmadan ve söz konusu değişiklik de gözönüne alınmadan Kanunda yazılı % 20 tazminat oranı aşılarak, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMKnun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
SONUÇ: Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının (2) numaralı bentte yazılı nedenler ile kabulüne Mahkeme kararının İİKnun 366/3. maddesi ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle reddine taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin yatırılan harcın temyiz edene iadesine, 30.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda mahkemenin İİKnun 68. madde koşullarının oluşmadığına değinen gerekçesinde isabet yoktur. Mahkemece yapılacak iş borçlu tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerinin yöntemince araştırılmasından sonra 5464 sayılı yasanın 26. maddesi de dikkate alınarak işin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...