Mahkemece, asıl davanın reddine; hacze konu malların cebr-i icradan ihale sonucunda alındığının beyan edildiği, bu işlemle ilgili iptal isteminin ihalenin feshi davasında veya genel mahkemede ileri sürülmesi gerektiği, bu konuda İcra Mahkemesinin görev ve yetkisinin olmadığı kanaati ile karşı davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekili tarafından sadece karşı dava açısından temyiz edilmiştir. Asıl dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının karşı dava olarak İİK'nın 97/17. maddesi gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı olarak doğrudan açılan tasarrufun iptali davaları genel mahkemelerde görülür. (İİK mad.281) Ancak, üçüncü kişi hacze dayalı istihkak davası açmışsa (İİK mad.97/6-9) davalı takip alacaklısı geçici veya kesin aciz belgesi sunmak zorunda olmaksızın, bu davaya karşılık tasarrufun iptali davası açabilir....
Davalılar vekili, ortak dilekçe ile, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aciz vesikası bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali istemine ilişkindir. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki bariz açıklama ve nitelendirmeye göre dava TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/340 ESAS- DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Malatya 2....
İlk Derece Mahkemesi' nce davalıların ihtiyati hacze itirazının İİK un 265/3 üncü maddesi uyarınca yapılan inceleme üzerine reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yöneliktir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda, ceza dosyası kapsamından tazminat alacağının 6098 sayılı TBK 117. maddesi gereğince olay tarihi olan 12/11/2019 tarihinde muaccel hale geldiği açıktır. Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....
KARAR Davacı üçüncü kişi vekili, 22.01.2014 tarihli haciz esnasında mülkiyeti müvekkiline ait menkullerin haczedildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, haciz adresinin borçlu şirketin eski faaliyet adresi olduğu, haciz tarihinden önce üçüncü kişi şirkete satış ve devrinin yapıldığı, borçlu ile davacı arasındaki ilişkinin ticari işletme devri niteliğinde olduğu, İİK'nin 44 ve Borçlar Kanunu 179'ncu maddelerinin uygulanması gerektiği, devrin haciz tarihinden çok kısa süre önce gerçekleştiği, haciz yapılan adresin davacı firma tarafından dosya borçlusu firmadan devralınarak faaliyete devam edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir....
Karar sayılı kararı ile borçlu ... Sigorta A.Ş. 'nin müvekkiline 15.000,00 TL anapara, 9.200,00 TL ilam ücreti ve 1.361,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplamda 25.561,5 TL borçlu olduğu ve borcun ödenmediği gibi rehinle de temin edilemediğini beyanla ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece 25/11/2022 tarihli ... değişik iş sayılı karar ile İhtiyati haciz talep eden alacaklının, borçludan 25.561,5 TL alacaklı olduğu, borcun ödenmediği gibi rehinle de temin edilmemiş olduğu gerekçesi ile alacak tutarı olan 25.561,5 TL’yi karşılamaya yetecek miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine talep ilama dayalı olduğundan İİK. 259/2 maddesi uyarınca teminatsız olarak İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, karar verilmiştir....
G E R E K Ç E: İlk derece mahkemesince, çeke dayalı olarak yapılan ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, borçlulardan ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin mahkemenin yetkisine ve kararın esasına karşı itirazda bulunduğu , mahkemenin itirazın reddine karar verdiği, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin ek kararının gerekçesinde; İİK 258. Madde yollaması ile İİK 50. Madde ve İİK 50. Madde yollaması ile HMK hükümlerinin uygulanacağı, HMK 10. Madde ve TBK 89. Maddesine göre para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceği, alacaklı ... Faktoring'in adresinin İstanbul olduğundan bahisle yetki itirazının reddine karar verildiği açıklanmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/301 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : TBK 19. Maddesine Dayalı Tasarrufun İptali KARAR : Uşak 1....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını butlan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirket tarafından ekspertiz raporu doğrultusunda ödeme yapıldığı, TTK 1472 md. vd ve TBK 183 vd hükümleri gereği, sigortalısının haklarına halef olduğundan ve alacağı temlik aldığından hasarı tazminle sorumlu olan davalılar aleyhine işbu davayı açma zarureti hasıl olduğu, müvekkilinin davanın esası açısından haklılığı dava dilekçesi ve ekleri ile açıkça ortaya konulduğu, düzenlenen ekspertiz raporunun, Sigortacılık Kanunu Madde 22/17'ye göre delil niteliğinde olduğu, müvekkilin hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması veya tamamen imkansız hale gelmemesi adına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin, hukuka aykırı olduğu, maddi olayın ve Yargıtayca benimsenen görüşün ispatı adına taraflarınca sunulan deliller ile dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin haklılığını, ispatlanmış halde olduğu, dolayısıyla ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebimizin kabulü...