karar verildiği; İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda 16/06/2022 tarihli gerekçeli kararında özetle: "... uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....
Atatürk Bulvarı no: 116/10 Ayvacık Samsun " adresine oğlunun borçları sebebiyle başlatılan icra takibi kapsamında İİK 'nun 89/1- 2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini ancak tüm haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, davacı tarafından 16/10/2018 tarihinde Çarşamba icra dairesi dosyasının incelenmesi neticesinde dosyadaki ihbarnamelerden ve usulsüz tebligatlardan haberdar olduklarını, tebligat mazbatalarının incelenmesinde; haciz ihbarnamesi tebligatının müceekkilin muvakkaten İstanbul ilinde bulunduğu bir dönemde ikametgah adresinde gönderildiğini, ancak bila tebliğ iade edildiği, tebligat kanununun bütün hükümlerinin yok sayılarak hareket edildiği ve usulsüz tebligatlar nedeniyle davacının kendisi hakkındaki işlemlerin hiçbir aşamasından haberinin olmadığını, takip borçlusunun babası olması dışında borç nedeniyle hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, tebligat kanunun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin...
Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nin 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde (04/02/2016 tarihinde) itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından, şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. O halde, mahkemece, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliği şikayeti ve haciz ihbarnamelerindeki alacak kalemlerine itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, usulsüz tebliğ şikayeti istemiyle birlikte haciz ihbarnamelerinde alacak kalemlerinin birbirinden farklı olarak düzenlendiği bu sebeple de haciz ihbarnamelerinin geçersiz olduğu da iddia edildiği halde mahkemece, her bir talep ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Mahkemece, tek gerekçe ve hüküm ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2020/63 ESAS 2020/234 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Adana 1....
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen davacının, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Somut olayda; 03.10.2017 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde şikayetçiler tarafından kendilerine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinin açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, sadece taşınmaz satış ilanının tebliğine ilişkin hukuki düzenlemelere uyulmadığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır....
Kaldı ki, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
Haciz ihbarnamesinin davacı Elife Tekin'e 11.11.2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, bunun İcra dosyası içerisindeki tebligat ile sabit olduğu, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesine yapılan şikayet başvurusunun ise 14.01.2021 tarihinde yapıldığı, davacının usulsüz tebliğ işleminden en geç bu tarihte haberdar olmuş sayılacağı, bu duruma göre de usulsüz tebliğ işlemini şikayetin süre yönünden reddine dair mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucunun beklenmesinin eldeki iş bu uyuşmazlığın çözümüne etkili görülmediği, İİK'nun 89/3. Maddesine göre açılan işbu davanın da 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmıştır....
Kişilere İİK 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiği, bu kapsamda davacı kuruma gönderilen İİK 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi üzerine davacı kuruma İİK 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacı tarafça 03/05/2019 tarihinde İİK 89/2 haciz ihbarnamesine karşı itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır....
uygun olarak davacıya ulaştığını ileri sürdüğünü, davacının iddiasının yerinde olmadığını, tebligatların farklı zamanlarda, aynı çalışana yapılmış olması, işyerinde bu çalışanın, bu konularda görevlendirilmiş çalışan olduğunu açıkça gösterdiğini, davacı şirketin kanun gereğince icra dosyasına ödeme yapması gerektiğini, davacı şirket ile borçlu şirket arasında ticari ilişki mevcut olup, İİK. 89/1 haciz ihbarının tebliğ edildiği ---- tarihinden önceye ait tüm -----celbi ile bu durumun sabit olacağını, davacı, dava dilekçesinde borçlu şirket ile ----yılında ticari ilişkilerinin bulunduğu ve ------ tasfiye edildiği belirtilmiş olup, borçlu şirketin hizmet bedeli olarak kesmiş olduğu faturalara ilişkin olarak, borçlu şirkete ödeme yaptıklarına dair bir beyan veya belgenin dava dilekçesinde yer almadığını, davacı şirketin borçlu şirkete fatura bedellerini İİK. 89/1 ihtarından önce ödemiş olduğunu banka kayıtları ile ispatlaması gerektiğini, davacı şirkete gönderilen İİK.89/1 ihtarnamelerinin...