Somut olayda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu ürün haczi, 14.08.2014 tarihli haciz tutanağı ile borçlunun huzurunda yapılmış olup, borçlu hacizden haberdardır. Bu durumda şikayetin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 14.08.2014 tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içinde yapılması gerekirken, borçlu tarafından anılan süre geçirildikten sonra 19.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, işin esası incelenerek şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İcra Hukuk Mahkemesince, haczedilmezlik şikayetine ilişkin şikayetin asıl icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiğinden, şikayete konu talep nedeniyle İstanbul İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesince ise, İİK 79. maddesi gereğince haczolunacak malları başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını isteyeceği, bu durumda hacizle ilgili şikayetlerin kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince karar bağlanacağı, dava dosyasındaki asıl icra müdürlüğünün talimat haciz yazısı genel nitelikte olup nokta haczi talebinde bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir....
MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR."...
Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir.'' Somut olayda da davacı kıymet takdir raporunun usulüne uygun yapılmadığından bahisle fesih talebinde bulunmuş olsa da satış ilanı şikayet edene usulüne uygun şekilde yapılmış ve satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede itiraz edilmemiştir. İİK m. 363/4 ve 364/3'e göre istinaf veya temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Halihazırda Çatalca İcra Dairesi 2016/335 Tal. Sayılı dosya ile satış yapılmıştır ve dava ihalenin feshine yöneliktir. Haczedilemezlik iddiası ihalenin feshi sebepleri arasında gösterilmediğinden davanın reddine, İİK 134/2 mad. Gereğince davacı borçlu aleyhine ihale bedelinin %10 oranında tazminata mahkum edilmesine" karar verildiği görülmüştür....
Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 611.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; İİK 82/12'ye dayalı meskeniyet iddiasının haczedilmezlik şikayeti olduğunu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığını, meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" yapılmadığını, Meskeniyet iddiasının 7 günlük süreye tabi bir şikayet olup şikayet süresi de geçtiğini, taşınmazın ticari kredi için ipotek gösterildiğini, bu durumun başlı başına borçlunun meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil ettiğini belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Şikayet, kıymet takdirine itiraz ve İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkin olup davacı yalnızca meskeniyet şikayeti yönünden ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinde bulunmuştur....
Davacı tarafça haczedilen menkullere yönelik olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş olup, davacının icra dosyasının tarafı olmadığı, haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkınının dosya borçlusuna ait olduğu, davacının sadece haczedilen mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunduğu, bu iddianın da istihkak davası prosedürü içinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkemece davacının şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olmakla davacının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 18....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2- Haczedilmezlik şikayetine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK'nun 83/c maddesinde; "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu'nun 862 inci maddesi hükmü saklıdır" hükmüne yer verilmiştir. Bu maddeye dayalı olarak borçlunun veya ipotek alacaklısının şikayette bulunma hakkı vardır. Takip dosyasında taraf olmayan üçüncü kişinin ise, İİK'nun 83/c maddesine göre haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkün değildir. Somut olayda, şikayetçi icra takibinde taraf olmadığı gibi, ipotek alacaklısı olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre, İİK'nun 83/c maddesine dayanarak haczin kaldırılmasını isteyemez....
Davacı, Mahkememizde açtığı bu davada; davaya konu taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek; İİK'nun 82/1- 12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş ise de; davacının taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirmesinin zorunlu olmadığı somut durumda; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 24/06/2019 tarih, 2018/8628 Esas - 2019/10912 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Bu sebeple de Mahkememizce, davanın reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İİK.'nun 82/12. ve 82/4. maddesinde yer alan meskeniyet ve borçlu ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İ.İ.K.'nun 16/1. maddesi uyarınca bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılması gerekmekte olup, şikayete konu işlem davacıya tebliğ edilmediğinden dava açma süresinin başlamamış olduğu görülmüştür. İİK.'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin hacizhaczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....