TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 114. maddesinde zamanaşımı sürelerinin açıkça belirtildiği, düzenlenen vergi tekniği raporunun zamanaşımı süresi dolduktan sonra düzenlendiği, dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğrayıp uğramadığının bilinmesi için takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinin bilinmesi gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir....
in kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle hakkındaki davanın reddedilmesi yönünden doğru olmakla birlikte vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına, davalı borçlu ile davalı ... yönünden ise; Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı borçlu ile davalı ... arasındaki 16.4.1999 tarihli tasarruf İİK 278/III-2,İİK 280/1-2 .maddeler gereğince iptale tabi olduğundan ve 4.kişi ... hakkındaki dava kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilmiş olmakla, davalı ... hakkındaki davanın İİK 283/2 madde gereğince bedele dönüştüğü gözönüne alınarak (... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/651 esas sayılı dosyasından verilmiş bir tazminat alacağı var ise bu alacak ile tekerrür oluşturmayacak şekilde) davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak (asıl alacakla ilgili takibin zamanaşımına uğradığı belirtildiğinden bu husus araştırılarak zamanaşına uğraması nedeniyle takip hakkında talik kararı verilmiş ise ilama dayalı icra inkar tazminatı alacağı ve ferileriyle sınırlı olarak; takip...
olmamak üzere kötüniyet, icra inkar ve İİK uyarınca tazminata hükmedilmesini, HMK 329, AAÜT 23 ve 3, İİK tazminat hükümleri ve HMK 231 uyarınca davacıya kötü niyetli ve haksız dava açması nedeniyle yaptırım uygulanmasını, işbu maddeler uyarınca aleyhine tazminata ve disiplin para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ilamlı takip başlatıldığını, takibin TBK. 146 ve devamı maddeleri ile İİK 39 maddesine göre zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğramış olan borcun tüm ferileri ile sona ermiş olduğunu, bu nedenlerle zamanaşımına, takibe, borca, faiz ve masraflara, faiz oranına, icra emrine ve diğer bütün ferilerine itirazla takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, şahıs ve aile hukukuna ilişkin ilamların zamanaşımına uğramayacağı, somut olayda şahıs ve aile hukukuna ilişkin ilamın icra takibine konu edildiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. BK'nun 135/2. maddesi (6098 s. TBK. 156/2) hükmüne göre; alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır....
İcra Mahkemesinin 2013/179 Esas 2015/58 Karar sayılı dosyasından, İİK'nun 71. maddesine göre icranın geri bırakılması kararı verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.Bu durumda, mahkemece davacı alacaklı tarafından İİK'nun 33a/2 maddesi uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenmesi, açılmamış olması halinde bu takip dosyası ile ilgili davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekilinin diğer karar düzeltme isteğinin reddi ile (2) nolu bette açıklanan nedenlerle karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile dairemizin 12.01.2016 tarihli onama kararının kaldırılarak, hükmün BOZULMASINA, tashihi karar ve temyiz peşin harcının istek halinde davalılar..., ... ve ...'ya geri verilmesine, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu noktada; takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatların zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki sürenin dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerektiğinden, yalnızca takdire sevk tarihine bakılmak suretiyle takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının kabulü suretiyle, yukarıda değinilen Yasa maddesinde yer verilen açık düzenlemelerin de ihmal edilmek suretiyle takdir komisyonuna sevk ile zamanaşımının durmayacağı sonucuna varılarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir....
Hal böyle olunca Hizmet tespiti davasının sonucu bekletici mesele yapılarak, anılan davanın kesinleşmesine göre davacının 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmalarının 2926 sayılı yasa kapsamındaki çalışmalar ile çakışıp çakışmadığı ve 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaların kısa sürelimi yoksa uzun sürelimi olduğu, diğer bir deyişle davacının tarımsal faaliyetinin kesintiye uğrayıp uğramadığının belirlenmesinden sonra, dava konusu dönemde 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalı olup olmadığına ilişkin bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazalı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının ön şartı borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, davacı tarafından borçlunun aciz halini gösterir aciz belgesi ibraz edilmesi ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine Şişli 4. İcra müdürlüğünün 2003/7546 sayılı dosyası ile takip yapılmış olduğu bu takibin Şişli 3. İcra Mahkemesinin 2006/406-800 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı ile icranın ertelenmesine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/218 Esas numaralı dosyası ile dava açmış olduğu ve açılan bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır....
Bu durumda mahkemece davacı tarafından İİK.nun 33a/2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ...'a geri verilmesine 3.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1....