Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan haksız rekabet, yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi donatma iştiraki-geminin Türk ya da yabancı bandıralı olup olmadığına bakılmaksızın-, deniz kazaları, deniz taşımaları) ile sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ile sigorta ilişkilerinden ve türüne bakılmaksızın tüm sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar yanında İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali ve İİK 72. Maddesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,..."ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 20. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20....
Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan haksız rekabet, yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi donatma iştirakigeminin Türk ya da yabancı bandıralı olup olmadığına bakılmaksızın-, deniz kazaları, deniz taşımaları) ile sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ile sigorta ilişkilerinden ve türüne bakılmaksızın tüm sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar yanında İİK 67. Maddesine dayalı itirazın iptali ve İİK 72. Maddesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar, "ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 20. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkemenin davalarını hatalı nitelendirip,değerlendirdiğini, mahkemenin davayı İİK 308/b uyarınca açılan dava olarak nitelendirerek, hak düşürücü süre yönünden reddetmiş olduğunu, İİK 308/b maddesinin alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar ile ilgili olduğunu, oysa taraflarına konkordatoda taraf görünmedikleri iddiası ile ödeme yapılmadığını, yani alacak miktarlarına ilişkin bir itirazın değil; alacaklı sıfatlarının kabul edilmemesi durumunun mevcut olduğunu, bu nedenle alacaklı olduklarının tespiti talepli bu davanın açılmış olduğunu, davada taleplerinin, alacak konusu çekin yetkili ve son hamilinin, çekten dolayı alacaklı olanın müvekkili olduğunun tespiti, ödemenin müvekkile yapılması talebi olduğunu, davada herhangi bir hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını, alacaklı olduklarının tespiti talebiyle açmış oldukları davalarının mahkemece hukuka aykırı olarak reddedildiğini, konkordato davasına müdahil...
Ayrıca her ne kadar İİK 257. maddede belirlenen alacağa ilişkin şartlardan rehinle temin edilmemiş, bir para borcunun varlığından söz edilebilse de vadesi gelmiş (muaccel olmuş) bir alacağın varlığı dosyaya sunulan belgelerle ispatlanamadığından ve de İİK 257/2 gereği vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istemenin koşulu olan borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmadığı, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisinin kaçmağa hazırlandığı yahut kaçtığı ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu soyut iddia dışında somut belgeyle ispatlanamadığından ihtiyati haciz talebinin reddine..." şeklinde karar verilmiştir....
Borçlunun başvurusu, takibin şekline göre İİK.'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gereken İİK.'nun 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İİK.'nun 71/2. maddesinde ise;borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, aynı Kanun'un 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış olup; İİK.'nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının müşteri ..................... ile imzalanan 11/08/2006 tarihli GNGKS'de 8.000,00 TL kefalet imzası bulunduğu, ancak takibe atılan borçların kredi tahsis koşullarında davacı yanın herhangi bir kefaletinin olmadığının anlaşıldığı, bunun yanında 10 yıllık zamanaşımına uğradığı, bu nedenle her hangi bir işlem yapılmadığı, davacı hakkında başlatılmış icra takibinin bulunmadığı, davanın açılmasında davacının hukuki yararının olmadığı bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın istinafen kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, dava dışı 3. şahıs .....................'ün kredi borcundan dolayı davacıya ihtarname gönderildiği belirtilerek bu kredi borçlarından dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2015 tarih ve 2014/488-2015/365 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte müvekkilinin borcunun bulunmadığını, takibe konu faturaların müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, davalının akdi veya kanuni rehin hakkının bulunmadığını, gemi üzerinde bir ipoteğin olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, belirterek, borçlu bulunmadığının tespiti ile İİK m. 72/5f gereği %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir....
Kural olarak, zamanaşımına uğrayan bono alacaklı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil eder. Davalı alacaklı, zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle ve temel ilişkiye bağlı olarak diğer her türlü delillerle alacağını ispatlayabilir. Bu durum karşısında açılan dava uyarınca davalı alacaklı; öncelikle dava ve takip dayanağı bonoda yer alan imzanın davacıların murisine ait olduğunu ispat etmesi sonrasında zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle diğer delillerle ve temel ilişki uyarınca alacağın varlığını ispat etmelidir. Zira icra takibi sırasında imza inkarında bulunulmaması veya zamanaşımı hususunun ileri sürülmemiş olması da bu hususu değiştirmez....
O halde komiser heyetince, tekrardan yapılacak alacaklılar toplantısının İİK 288....
Mahkemece, vergi alacağının doğumu, miktarı ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığının ancak vergi mahkemesinde tartışılabileceği, bu nedenle vergi alacağının iflâs idaresi tarafından masaya kaydı gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, müflis Bankanın, dava dışı şirketin vergi borçlarının temini için vermiş olduğu teminat mektuplarından dolayı sorumluluğunun tespitine ilişkindir. Müflis bankanın borcu teminat mektuplarından kaynaklandığına göre, talep edilen vergi alacaklarının her birinin niteliği ve hangi kalemlerden oluştuğu açıklattırılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle, teminat mektupları ile temin edilen vergi borçlarının miktarının tespitinden sonra varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....