Kabule göre de; davacının ihtiyaç nedeniyle tahliye talep etmesine rağmen hem temerrüt nedeniyle ve hemde ihtiyaç nedeniyle tahliye hususlarına göre değerlendirme yapılması taleple bağlılık kuralına aykırılık teşkil ettiği ve 6100 sayılı HMK.nun 305. maddesi gereğince; "Hüküm yeterince açık değil ise, veya icrasında tereddüt uyandırıyor ise, yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilirler. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez veya değiştirilemez." Bu madde hükmünde belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava iktisap ve ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir....
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanmasının gerektiği, devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemeyeceği, davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekmektedir....
Somut olayda, davacı, kiralanan fiilen boşaltılmış olsa da, anahtarın usulen teslim edilmediğini ve bu nedenle davalı kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerektiğini belirterek, ihtiyaç nedeniyle açılan tahliye davasında tahliyeye karar verilmesini talep ettiğine, davalı tarafından da kiralanın tahliye edilerek kiralananın usulüne uygun teslim ediliği kanıtlayamadığına ve davalının cevap dilekçesinin de HMK'nun 307 maddesi gereğince davanın kabulü mahiyetinde olmamasına göre, mahkemece yargılamaya devam edilerek davacının ihtiyaç iddiasına ilişkin delilleri toplanarak, ihtiyacın samimi ve zorunlu olup olmadığı değerlendirilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, kiralanan tahliye edildiğinden ve bu nedenle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı bu defa ki incelemeden anlaşılmakla davacının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yeni malikin açmış olduğu ihtiyaç nedeniyle tahliye davasıdır. Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir....
Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği hususu 6098 Sayılı TBK.’nin 350. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiraya veren veya kiraya veren durumunda olmayan malik ancak kendisinin, eşinin, alt soyu ve üst soyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir....
Davalı vekili davacının dava açma hakkı bulunmadığını, kuru mülkiyet sahibi olduğunu, davacının kendisi kirada otururken davaya konu taşınmazı kiraya verdiğini, ihtiyacın samimi olmadığını, amacın kiranın arttırılması olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, davanın kiralayan sıfatıyla açılıp yürütülmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacının temyiz itirazlarına gelince ; İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir....
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi, henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2013 başlangıç tarihli ve 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, ilçede emsalleri bulunan AVM’ler gibi büyük bir satış yeri oluşturmak suretiyle, çocuk oyuncakları, küçük ev aletleri, dayanıklı tüketim malları satışı yapacağını belirterek tahliye isteminde bulunmuştur....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ihtiyaç nedeniyle mecurun tahliye talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK. 'nun 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; İlk derece mahkemesince, davanın kira dönemi sonu itibari ile süresinde açıldığı ancak TBK’ da bildirilen yasal fesih sürelerine uyulmadığından ihtarnamenin geçersiz olduğu, bu durumda da kira sözleşmesinin aynı şartlarla yenilendiği anlaşılmaktadır. Zira davaya dayanak ihtarname davalı tarafa 30.11.2017 tarihinde keşide edilmiştir, keşide tarihi itibari ile dahi fesih süresinin karşılanma olasılığının bulunmadığı açıktır, söz konusu ihtarname 05/12/2017 tarihinde davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Yargıtay kararları uyarınca ihtiyaç nedeniyle tahliye davalarında ihtiyacın samimi ve süreklilik arz etmesi gerekmektedir....