İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili; Uyuşmazlığın esasını çözecek tedbir kararı verilemeyeceğini, ihtiyati tedbir talebinin koşullarının oluşmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU : Tedbir kararının yerinde olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. G E R E K Ç E : İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır....
G E R E K Ç E : İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK'nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; taraflar arasındaki reklam panosu kiralama işi nedeniyle verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit (İhtiyati tedbire itiraz) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yerel mahkemenin 20/06/2022 tarihli tensip ara kararı ile davacının talebi ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz olarak ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın; HMK 'nun 394/4. maddesinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz üzerine mahkemece ilgililerin dinlenilmek üzere davet edileceği, gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yapılarak itiraz hakkında karar verileceği, İİK'nun 265/4. Maddesinde de yine paralel şekilde ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine mahkemece iki tarafın davet edilip gelmedikleri taktirde evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verileceği düzenlenmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbirin (TMK.m.169) boşanma hükmünün kesinleşmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağının (HMK.md.397/2) anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı kadının ihtiyati tedbir kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın öncelikle pek fena ve kötü muamele (TMK.md.162) sebebine, olmadığı takdirde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine (TMK.md.166/1-2) dayalı olarak, davalı-karşı davacı erkek ise "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanarak boşanma davası açmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/1045 Esas sayılı dosyasında verilen 13.04.2004 tarihli ihtiyatı tedbir kararıyla sanık tarafından dava konusu yerin çevreyle ve ağaçlandırmaya uyumlu hale getirilmesine karar verilmesine karşılık sanığın inşaat artıkları, harfiyat toprağı ve çok çeşitli malzemelerle ocak çukurlarını doldurduğunun, fazla miktarda döküm yapılarak su akışının engellendiğinin, bölgenin topografik yapısının bozulduğunun, kuru dere ve göletlerin oluşmasına ve insan sağlığı açısından tehlike teşkil edecek kot farklarının oluştuğunun belirtilmesine göre; sanığın noter taahhüt senedinin 16. maddesinde ve ihtiyati tedbir kararında belirtilen koşul ve amaç kapsamında hareket ettiğinin kabulü mümkün bulunmadığından, sanığın üzerine atılı suçun subut bulduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, nedeniyle bozulmuştur. Bozma üzerine yerel mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir. İstanbul (Kapatılan) 78....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI : "Davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine"şeklinde karar verildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "İhtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından yasanın 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüştür. Dosyamızda ihtiyati tedbir talep edenin sunduğu fatura örnekleri ve diğer belgelerin incelenmesinde ihtiyati tedbir istemekte haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat ettiği ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir bir durum bulunmamakla ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına yönelik yapılan itirazın REDDİNE" karar verildiği anlaşılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2022 NUMARASI : 2022/904 ESAS DAVA KONUSU : İhtiyati tedbir KARAR : Usule ve kamu düzenine ilişkin tespitler yukarıda gösterilmiş olup, HMK 352 maddesi gereğince incelemeye geçilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkette sevkiyat sorumlusu olarak çalışmaktayken müvekkili şirkete ait üretilen özgün kalıplardan çıkan zamak döküm malzemelerini peyderpey çalarak zincirleme hal alacak şekilde sattığını, kolluk, savcılık ve mahkeme aşamalarındaki ifadesinde de bu suçu kabul ettiğini, davalının taşınır ve taşınmaz mal varlıklarını elden çıkaracağı hususunda endişe duyduklarını, davalının tüm taşınır ve taşınmaz mal varlığı, banka hesapları ve şirket hisseleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ihtiyatı tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, somut uyuşmazlığını konusunun para alacağı olduğu gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....