DAVANIN KONUSU : Yönetim Kurulu Kararının İptali İstemli TALEP : İhtiyati Tedbir KARAR TARİHİ : . KARAR YAZIM TARİHİ : . . Asliye Ticaret Mahkemesinin . tarih, . Esas sayılı Ara Kararının istinaf incelemesi neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı.'...
İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava konusunun ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin olup, tahsil işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istendiği, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağının hüküm altına alındığı, bu düzenlemeye aykırı, ayrıca yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
olacak muhtemel zararlardan bahisle, ihtiyati tedbir ve söz konusu davalı şirketin organ eksikliği sebebiyle TMK kapsamında kayyım atanması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
önlenmesine tedbiren karar verilmiş olmasının ihtilafı sona erdirmeyeceğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını, davacı şirketin dava konusu taşınmazlarda faaliyetlerini sürdürebilmesini teminen davalı şirketin taşınmazlara ve müvekkil davacının inşai faaliyetlerine haksız müdahalesinin tedbiren önlenmesi, inşaat şantiyesinin davacı yükleniciye tedbiren teslim edilmesi, davalı şirketin taşınmazlarda inşai faaliyetlerde bulunmasının tedbiren önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece 22/04/2024 tarihli ara karar ile; davacı vekili tarafından açılan işbu davada, dava dilekçesiyle birlikte dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren davalının yönetim ve tedbir yetkisinin kaldırılması, mümkün olmaz ise sınırlandırılması hususunda ihtiyati tedbir talebinde bulunulduiğu, ihtiyati tedbir talebinin 29/03/2024 tarihli kararla yapılan inceleme sonucunda, tedbir talebinin reddine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği, davacı vekili tarafından bu defa ara karardan rücu edilerek tedbiren davalının yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılmasına yönelik tedbir talebinde bulunulmuş olup, ara karardan rücu koşullarının oluşmadığından rücu talebinin reddine ve istinaf kanun yolu açık olarak karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin yenilenen davalının tedbiren yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılmasına ilişkin tedbir talebi hususunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar vermek...
Köyü 944 ada ... parselde kayıtlı taşınmazların .... kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına ve bu tedbir yönünden takdiren ayrıca teminat alınmasına yer olmadığına, kayyım atanmasına ilişkin talebin reddine dair verilen ........2012 tarihli ara kararına karşı, davalılar vekili tarafından süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle verilen tedbir kararlarının değiştirilmesine, kaldırılmasına veya genişletilmesine yer olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden-davalılar vekili temyiz etmiştir. ......
kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Buna göre mahkemece davalı şirketin tasfiye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
göz önüne alındığında, davacı vekilinin dava dilekçesindeki iddiaları ispata muhtaç olduğu ve dava tarihi itibariyle davacının davada haklılığı yönünde yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiş ve dava tarihi itibariyle davalı şirket yönetiminde boşluk ve organ eksikliği bulunmadığı da dikkate alındığında, şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından davacı vekilinin kayyım atanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleri ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." şeklinde düzenleme mevcuttur. Borçlu tarafından İİK’nun 72/2. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı istenebilir bu itibarla talebin yerinde olduğu ve kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davacının ihtiyati tedbire itiraz talebinin reddine yönelik istinafının kabulüne, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkemenin 02/09/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulması yoluna gidilmiştir....