Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, 16.08.2006 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın denetim ve gözetimi altında 2006-2007 yılında hac seyahatini düzenleyecek seyahat acentesi ...Turizm ile müvekkillerinin murisi hacı adayı ... arasında seyahat ve taşıma sözleşmesi imzalandığını, davacıların murisinin Mekke'de yerleştirildiği otelde mescit bulunmaması nedeniyle başka hacı adaylarıyla birlikte otelin dışındaki bir mescide ibadetlerini yapmaya gittiklerini, ibadet sonrasında mescitten çıkıp otele dönüş esnasında bir minibüsün çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, ...'ın tedavisinin yapılması amacıyla oğlu ... tarafından ambulans uçakla Türkiye'ye getirildiğini, Cidde-... uçuş hizmet bedeli olarak ......
İstihkak davalarında takip konusu alacak tutarı ile hac- zedilen malın değerinden hangisi daha az ise, o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin III.kısmına göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu durumda; mahkemece, davalı alacaklı yararına mahcuz malın değerinden daha az olan takip konusu 19.453,00 TL. alacak miktarı üzerinden nisbi vekalet ücreti hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hüküm fıkrasının aşağıda belirtildiği şekilde ve HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilmiş haliyle onanması gerekmiştir....
HAC UMRE SEYAHAT TUR ARAÇ KİRALAMA İNŞ. NAK. İTH. İHR. SAN. VE LTD. ŞTİ. (V.N : ...) VEKİLİ : AV...... Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad. Bilgi İş Merkezi No:18 Kat:131 Osmangazi/Bursa DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 09/11/2015 KARAR TARİHİ : 15/03/2018 YAZIM TARİHİ : 16/03/2018 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili beyanlarında özetle ; davacı davalı şirketin 1/2 ortağı olan ve 28/03/2014 tarihinde vefat eden ...'ın mirasçılarındandır , davacı ile şirketin diğer ortağı ......
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/11/2016 tarih ve 2015/281-2016/435 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin Hac dönüşü esnasında uçak kalkış saatlerinde 25,5 saat gecikme yaşandığını, davalı şirket personelinin gecikme sebebiyle ortaya çıkan beslenme, uykusuzluk gibi sorunlarla ilgilenmediğini, ayrıca müvekkillerinin 40 kg ağırlığında 1 adet bavullarının kaybedildiğini, bavulun içinde müvekkillerinin yakınlarına aldığı hediyelerin bulunduğunu, müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını ileri sürerek, 1.196,25 Euro maddi tazminatın (tahsil günündeki TL değeri üzerinden) ve 10.000'er TL manevi...
nın yanına gelerek “ben Arçelikte çalışıyorum adım ... beni tanıdın mı” dediği, katılan tanımadım deyince babasının vefat ettiğini, hac parasının kendisine kaldığını bunu yetimlere dağıtmak istediğini tanıdığı olup olmadığını sorarak “katılana sendeki paraları çıkar bu paralarla birlikte devir gerekir” diye ikna etmesiyle katılanın cebinden çıkarttığı 2.000 TL'yi alarak kaçmak suretiyle oradan uzaklaşması şeklinde geliştiği iddia edilen olaylarda, sanığın iki ayrı eyleminin basit dolandırıcılık olarak suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın katılan ...'...
Davalı, mirasbırakan ile eşinin hac ve hastane masraflarının kendisi ve eşi tarafından karşılandığını, borçlarına karşılık taşınmazları devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın sağlığında mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, yapılan temlikin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine....
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: 2008 yılında Bank Asya'da mevduat hesabı açtığı, 2014 yılında annesinin hac parasını vermesi ve arsa satışı nedeniyle mevduat hesabında artış olduğu, banka hesap hareketlerinin rutin işlemlerden oluştuğu, birikimlerinin araç almak için yapıldığı, 2014 yılından önce de katılım hesabı açtığı, talimatla para yatırıldığına ilişkin delil bulunmadığı, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının bulunmadığı, AİHS ve Anayasa'da yer alan temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği iddia edilmektedir. Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi: … Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Usulüne uygun disiplin soruşturması açılmadan ve savunma hakkı tanınmadan tesis edilen kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu, FETÖ/PDY terör örgütü ile hiçbir irtibat ve iltisakının bulunmadığı, hakkındaki ceza yargılaması neticesine beraat kararı verildiği, hac ve umre konusunda birikim yapmak amacıyla ve faizsiz bankacılık sistemi sebebiyle Bank Asya'da hesap açtığı, örgütsel saiklerle işlem gerçekleştirmediği, çalıştığı şehirde öğretmen, okul müdürü ve şube müdürü olarak görev yapması sebebiyle geniş bir sosyal çevresi olduğu, hts kayıtlarında görüşme kaydı bulunan kişilerle eğitim içerikli ve şahsi işler sebebiyle görüştüğü, örgütsel amaçlarla bir görüşme yapmadığı, Zaman isimli gazetenin ekinde yer alan deneme sınavları nedeniyle anılan gazeteye abone olduğu ve Cihan Medya A.Ş.'...
Her ne kadar davacı taraf tanıkların haciz işleminden sonra şirketin müşteri kaybına uğradığını beyan ettiklerini belirtmiş ise de, ilk derece mahkemesince dinlenen tanıklar Bilal Ünal, Hacer Çetiner ve Derda Çınar'ın beyanlarında bu yönde bir açıklama yer almadığı gibi hac ve umre işleri yapan tanıklar Bilal Ünal ve Hatice Çetiner'in beyanlarında kendileri açısından da hac ve umre işlerinin düştüğünü belirtmeleri karşısında davacı tarafın bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....
Davacı davalıya şirketleri tarafından Hac ve Umre Organizasyon Hizmeti verildiğini verilen hizmet bedeline karşılık davalının şirket ortağı Hüseyin Başarır'ı lehdar göstererek takibe konu senedi düzenlediğini senedin daha sonra şirkete ciro edildiğini beyan ederek eldeki takibi başlattığı görülmüştür. Takibe ve davaya konu 15/03/2011 vade tarihli senet zamanaşımına uğramış olup hal böyle iken bononun kıymetli evrak vasfını kaybettiği, yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğu açıktır. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 12/12/2019 tarihli cevabi yazısından da davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca iddia ve savunmalar doğrultusunda taraflar arasında ticari bir iş olmadığı da sabittir. 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesine göre; "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." HMK'nın 114/1- c bendine göre; "mahkemenin görevli olması" dava şartlarındandır....