Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İDM'ce 22/10/2020 tarihli tensip zaptının 19 nolu ara kararı ile dava konusu bağımsız bölüm üzerine 100.000,00 TL'lik süresiz ve kesin teminat mektubu mukabilinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalı T8 ve T6 vekilince itiraz edildiği, itirazın 06/04/2021 tarihli duruşmada incelenerek davalı T8 ve T6 vekilinin tedbire itirazının reddine karar verildiği ve 07/04/2021 tarihinde gerekçeli ara kararın yazıldığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 07/04/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Davalı T8 vekilinin ve Davalı T6 vekilinin ihtiyati tedbire itiraz talepleri mahkememizin 06/04/2021 tarihli duruşmasında değerlendirilmiş olup, davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında dosyaya sunulu dekontlar ve diğer deliller gözönüne alınarak, Davalı T8 vekilinin ve Davalı T6 vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine..." karar verilmiştir....

Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır....

Yerel mahkeme ara kararında itiraza tabi olduğu yazılmış ise de kanun yolunun yanlış gösterilmiş olması istinafa tabi kararı itiraz yolu açık hale getirmez. Bu nedenle yerel mahkemece davalı T5 Vekilinin tedbire itiraz dilekçesinin istinaf incelemesine gönderilmesi gerekirken hatalı şekilde itiraz dilekçesi olarak kabulü ve değerlendirilmesi, itiraza ilişkin usul ve prosedürün uygulanması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Yerel mahkemenin itiraza ilişkin yaptığı tüm iş ve işlemler ile tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararı yok hükmünde kabul edilerek itiraz dilekçesinin istinaf başvuru dilekçesi olarak değerlendirilmesi ve kabulü usul ve yasaya uygun olacaktır....

HMK 394 maddesinde ihtiyati tedbire karşı itiraz prosedürü düzenlenmiş olup maddenin. fıkrasında itiraz üzerinde mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edecekleri gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verileceği düzenlenmiş olup İDM'ce önceden acele işlerden sayılan tedbir talebine itiraza yönelik murafaa duruşmasının idari tatilde davalı vekilinin yokluğunda yapılmasında ve itiraz hakkında karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

Anılan yasanın 391.maddesinde; mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir, denilmek suretiyle dosya esasına konu uyuşmazlık bakımından zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve HMK'nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartlarının somut olayda oluşmadığı ve davanın esasını çözecek şekilde karar verilemeyeceği dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İDM'ce 16/12/2019 tarihli tensip zaptının 3 nolu ara kararı ile dava konusu taşınmazın devri halinde telafisi imkansız zarara yol açacağından yargılama bakımından tedbiren sözleşmede belirlenen 600.000,00 TL bedel üzerinden %15 teminatla cebri satışı da içerir şekilde devrin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalı vekilinin 27/12/2019 ve 20/07/2020 tarihli dilekçeleri ile tedbire itiraz ettiği, itirazın 29/09/2020 tarihli duruşmada değerlendirilerek reddine karar verildiği, aynı tarihte gerekçeli ara kararın yazıldığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 29/09/2020 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Tüm dosya kapsamı, mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı yasanın 389 ve devamı maddelerinde ihtiyati tedbir müessesesi düzenlenilmiş olup anılan kanunun 394. Maddesinde tedbire karşı itiraz, 396. Maddesinde de tedbirin durum ve koşulların değişmesi halinde kaldırılması düzenlenilmiştir....

Mahkemenin 22/04/2021 tarihli ara kararında; Tedbir talebin takdiren teminatsız olarak kabulü ile; davacının tedavisinde kullanılan Pembrolizumab etken maddeli Keytruda 100 MG/4 ML (25 MG/ML) İnfüzyonluk Çözelti (1 Flakon) isimli ilacın bedelinin tedavinin devam ettiği ve reçete edildiği süre boyunca ücretsiz ve kesintisiz olarak ileride gerekirse sorumlusundan alınmak üzere ihtiyati tedbir yoluyla SGK tarafından karşılanmasına karar verildiği, davalı kurum vekili tarafında tedbir kararına karşı itiraz edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen ihtiyadi tedbir kararına itiraz duruşma açılarak incelenip, tedbire itirazın reddine dair ara kararın da yazılmış olduğu görülmüş; mahkeme gerekçesinde; Tedbire itirazın reddine dair ara kararın da yazılmış olduğu görülmüş; mahkeme gerekçesinde; HMK 389....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 08.02.2023 tarihli ara karar ile "1- Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABÜLÜNE, 2- Opdivo isimli ilacın davacının tedavisinde kullanılmak üzere, bedelin ileride gerektiğinde sorumlusundan alınmak üzere kesinti yapılmaksızın, ihtiyati tedbir yolu ile tedbir kararından itibaren T3 tarafından tedavi süresince tedbiren karşılanmasına ," karar verildiği, 02/03/2023 tarihli celsedeki ara karar ve aynı tarihli gerekçeli ara karar ile,"1- Davalı tarafın ihtiyati tedbire itiraz talebinin, ihtiyati tedbirin kabulüne dair gerekçe uyarınca REDDİNE, " karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair ve itirazın reddine dair ara kararların kaldırılarak, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.1.2013 tarihli kararı ile kabulüne karar verildiği, akabinde eldeki davanın açıldığı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı kurum vekilinin tedbire itiraz ettiği ve mahkemece 14.6.2013 tarihli ön inceleme duruşma zaptında ara karar olarak istemin reddine karar verildiği ve bu hususta herhangi bir gerekçeli karar yazılmadığı anlaşılmaktadır. Oysa ki, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması yasal mevzuat gereği zorulu olduğu gibi, Yargıtay temyiz incelemesinin de ancak gerekçeli kararın denetlenmesi ile yapılabileceğinde duraksama bulunmamalıdır. Hal böyle olunca, ihtiyati tedbire itiraz edenin talebi ve itirazı hususunda gerekçeli kararın yazılması için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılması için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir....

    UYAP Entegrasyonu