Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, ihaleye konu taşınmaz hakkında açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında, şikayetçi lehine karar verildiği görülmektedir. Dolayısıyla, şikayetçinin, mahcuz taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı vardır. Ancak şikayet tarihi olan 29.06.2015 itibariyle, taşınmaz, henüz şikayetçi üçüncü kişi lehine tapuya tescil edilmediğinden TMK'nun 705/2. maddesi uyarınca şikayet hakkı bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, şikayetçinin mülkiyet hakkı, henüz tapu kütüğüne tescil edilmemiş olduğundan, icra mahkemesine başvurarak tasarruf işlemi niteliğindeki ihalenin feshi davasını açamaz. Bu durumda mahkemece, şikayetçinin ihalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Şti.ne satıldığını, taşınmazların alıcı adına tescilinden sonra 17.11.2006 tarihinde tapuda yapılan resmi işlemle kendisi tarafından satın alındığını ve kendisine ait 523 parselle birleştirerek 4512 parsel sayısı ile adına tescil edildiğini, ancak icra müdürlüğünün 08.10.2007 tarihinde ihalenin feshedildiğine dair bildirimde bulunduğunu, fesih kararının tapuyada işlendiğini ileri sürerek, ihalenin feshi kararının iptali ile tapu kaydındaki feshe ilişkin belirtmenin terkinini istemiştir. Davalı, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      İlçesi 645 parselde kain taşınmazın icra kanalıyla ihalesinin yapıldığını, iş bu ihalenin feshine ilişkin açmış olduğu davanın derdest olduğunu, ihalenin feshine ilişkin dava neticelenmeden taşınmazın 3. kişi adına tescil edildiğini, yapılan işlemin maddi hatadan kaynaklanmış olabileceğini ileri sürerek satışın iptalini talep etmiştir. II. CEVA Alacaklıya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği ve cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde ileri sürülen ihalenin feshi dosyasında ... İlçesi, ... Mahallesi, 645 Parseldeki taşınmaz yönünden ihalenin feshi talebinde bulunulmadığı, bu parsel yönünden dava açılmadığı, satışın iptali için ihalenin feshi davası açılması gerektiği, şikayetçinin belirttiği taşınmaz yönünden İİK'nın 134/2 maddesinde belirtilen dava açma süresinin geçtiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi tarafından, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ortaklığın giderilmesi ilamına istinaden satış memurluğunca yapılan ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, ihalenin, süresinde fesih davası açılmadığından kesinleştiği ve davanın bu hali ile yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesiyle ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 134/2. maddesi gereğince, ihaleden itibaren yedi gün içinde ihalenin feshi istenebilir....

          Davalı vekili ise; davanın hata ve hile nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak açıldığını, ihalenin feshi olarak sürdürülmesi talebinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğunu, bunu kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesindeki isteğin açıkça tapu iptali ve tescile yönelik olduğu, davacının talebini ihalenin feshi olarak değiştirmesinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, davalı tarafın buna ilişkin itirazı yerinde görülmekle birlikte iki ayrı isteğin var olduğu kabul edilerek; tapu iptali ve tescil yönünden davanın değeri itibariyle mahkemenin görevsizliğine, ihalenin feshi isteğinin ise süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bir davada olayları anlatılarak taraflara, hukuki tavsif (nitelendirme) mahkemeye aittir....

            Ancak; İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacı hakkında para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 21/12/2015 tarih, 2015/29761- 32233 sayılı onama kararının kaldırılarak ......

              Asliye Hukuk Mahkemesinin tasarrufun iptali kararına ilişkin olarak yapıldığı, davacının taşınmaz maliki olduğu, daha sonra dosyaya sunulan Yargıtay kararına göre, satışa dayanak ilamın 28/02/2017 tarihinde bozulmasına hükmedildiği, ihalenin ise Yargıtay bozma kararından sonra 13/03/2017 tarihinde yapıldığı, ihalenin bir icra işlemi olduğu, İİK'nın 40.maddesi uyarınca icra işlemleri bozma ilamının verildiği 28/02/2017 tarihinde olduğu yerde duracağından bahisle bu tarihten sonra 13/03/2017 tarihinde yapılan ihalenin feshi gerektiği sonucuna varıldığı görülmektedir. Şikayet dilekçesinde, ayrıca ve açıkça ileri sürülmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece re'sen fesih nedeni olarak incelenemez. Kaldı ki; İİK.nun 134/2.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmiştir....

                İhalenin feshi istemi bir çeşit şikâyet olduğu hâlde İİK'nın 134. maddesi ihalenin sonucunu, kimlerin ihalenin feshini isteyebileceğini, ihalenin feshi sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre cebri icra yolu ile yapılan satışların feshi şikâyet yolu ile icra mahkemelerinden istenebilir. Anılan fıkra hükmüne göre ihalenin feshinin istenebilmesi için ilgili olması ve bu ilgilinin yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmesi gerekir. Ancak her hukuki yararı olan değil, hukuki yararı olanlar içerisinde "ilgili" konumda bulunan kişilerin şikâyet yolu ile ihalenin feshi hakkı olduğunu düzenlemiştir. İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrası hükmünde ihalenin feshini isteyebilecek olanlar sınırlı (tahdidî) olarak sayılmıştır....

                  Ancak; İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacı hakkında para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda, şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ,icra dosyasından yapılan ihale ile ihale alıcısına devredilen taşınmazın kazanma sebebi olan ihalenin feshine karar verilmesi ile taşınmazın eski haline döndürülmesinin bir zorunluluk olduğu ," İcra mahkemesi, ihalenin feshini isteyenin, ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu, ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunduğu, ihalenin feshi talebinin yerinde olduğu, ihalede yolsuzluk bulunduğu kanısına varırsa ihalenin feshine karar verir. İhalenin feshi talebinden önce taşınmaz tapuda alıcı adına tescil edilmiş ve halen de alıcı üzerine kayıtlı ise, ihalenin feshine karar veren icra mahkemesi alıcı adına olan tapu kaydının iptaline de karar verebilir."...

                    UYAP Entegrasyonu