Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kullanım kadastrosu sonucunda, 2394 ada 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar, yukarıda açıklandığı şekilde Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare, 2010 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda, 2394 ada 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dışı parsellerde fiili kullanım durumuna göre tevhid ve ifraz işlemleri yapılmış, 2394 ada 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan ifraz işlemi sonucunda da dava konusu 2394 ada 25 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur. Güncelleme çalışmaları sonucunda yalnızca 2394 ada 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar ifraz edilmiş olup, ifraz edilen bölüm yönüyle kullanım şerhleri terkin edilmiştir. Bu durum karşısında, dava konusu 2394 ada 25 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Kadastro Mahkemesinin görevi devam etmektedir....

    Mahkemece yapılması gereken iş; ifraz sonucu oluşan 4 nolu parselde dava dışı şirket ile pay sahibi olduğundan davacının müddeabihi temliki sebebiyle 186/I. maddesi uyarınca işlem yapılarak dava dışı şirketin de muaraza ve müdahalenin men'i talebinden vazgeçmesi halinde sözleşmenin feshine ve davalının sadece ifraz sonucu oluşan 986 ada 3 parselden muaraza ve müdahalesinin men'i ile şerhin terkinine 4 parsel hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, şirketin 4 parselden aldığı hisse yönünden davacı ... yerine geçerek davaya devam etmesi halinde bu parsel ile ilgili de men kararı verilmesi olmalıdır. Yerel mahkeme kararının bu sebeplerle bozulması gerekirken ifraz ve pay devri gözden kaçırılarak onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir....

      Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen imar krokisinde taşınmazın batı ve kuzeyinde imar yolu mevcut bulunduğu bildirilerek taşınmazın ifraz sonucu oluşacak parsellerin yola cephesi olması kaydıyla taksiminin mümkün olduğu bildirilmiştir. ......

        Kasabasında tescil harici bırakılmış devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazın davalı Belediye adına yolsuz ve hukuka aykırı biçimde 3225 sayılı parsel olarak tescil edilip bilahare 373 adet parsele ifraz edildiğini, açılan dava sonucu ... 1....

          Mahkemece keşif yapılarak teknik bilirkişi'ye dava tarihinden önce 26.06.2013 tarihli İl Encümen Kararına göre ifraz (taksim) projesi düzenlettirilmiş ise de bu projeye göre taşınmaz bahçe vasfında olduğundan İl Özel İdaresinden İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığının sorularak onay alınmadığı anlaşılmaktadır....

            Davalı vekili, müvekkili ile davacıların murisi arasında imzalanan sözleşme gereği 43 ada 131 parselde kayıtlı gayrimenkulün 4856 m²'lik kısmına sözleşme şartları dahilinde müvekkilinin imalat yapacağını, arsa malikinin sözleşme gereği inşaat yapılacak taşınmazdaki 4856 m²'lik kısmı bütünden ifraz ederek müvekkiline teslim etmesi gerektiğini, ancak bu tarihe kadar ifraz yapılarak arsanın müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin bu kısım için inşaat ruhsatı alabilmesi için ifraz edilerek müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, ifraz yapılmadığı için müvekkilinin inşaat ruhsatı alamadığını, arsa malikinin inşaat ruhsatı alınması için müvekkile vekalet vermediği gibi, ruhsat işlemlerini hazırlayıp harçları yatırması için müvekkiline çağrıda bulunmadığını, arsa malikinin edimini yerine getirmediğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece, bilirkişi krokisinde işaretlendiği üzere imar yolunun terkininden sonra kalan 5000 m2’lik kısma ait tapu kaydının iptali ile bu bölümün ifraz edilerek davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada 05.03.2009 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten Türk Medeni Kanununun 716.maddesi uyarınca kişisel hakka sahip olan bir kimse, malikin kaçınması halinde mülkiyetin hükmen geçirilmesini mahkemeden talep edebilir. Ne var ki, davalının da mirasçısı olan kayıt maliki ..., satış vaadi sözleşmesini “taşınmazın doğu kısmında bulunan 5000 m2’lik bölümün ifrazı yapıldıktan sonra” davacıya satışı vaadinde bulunmuştur. Kural, sözleşmenin aynen ifasıdır. Esasen “ahde vefa=söze sadakat” ilkesi de bunu gerektirir. Dolayısıyla, sözleşmedeki açık hüküm karşısında taşınmazın kuzeyden ifraz edilerek, ifraz edilmiş şekliyle davacı adına tesciline olanak bulunmamaktadır....

                DAVALI : … Belediye Başkanlığı - … DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, ifraz-tevhid dosya işlemleri adı altında davalı idareye ödenen bedelin iadesi ile dayanağı Belediye Meclis Kararı'nın iptali istenilmektedir....

                  Davacının 28 parseli 302.11 m2 olduğundan ifraz ve yola terkin işleminden sonra mülkiyetinde bundan fazla yer bırakılamaz. İmar planı gereğince ifraz yapılması halinde davacı taşınmazının yüzölçümünün daha fazla olması gerekli olup davacının önceden sahip olduğu miktarla hüküm altına alınan 476.20 m2 farkı olan 174.09 m2 için davacının rayiç bedel ödemesi gerekeceğinden bilirkişiye bu miktarın bedelinin hesap ettirilmesi, bu tutar davalıya ödenmek üzere dosyaya depo ettirilerek şimdiki gibi hüküm kurulması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davalı tarafından dava koşulsuz kabul edilmiş gibi hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 118 nolu parselin 08.08.2008 günlü ... bilirkişi ifraz haritasında (A) ile işaretli 24754,44 m² bölümünün parselden ifrazı ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, ifraz neticesinde geriye kalan 119231,08 m² bölümün ise yeniden tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasını ve özel siciline kayıt edilmesine, 08.08.2008 günlü teknik bilirkişinin ifraz ve tevhit haritasının kararın eki sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 6831 sayılı yasaya göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 15.08.1994 tarihinde kesinleşmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu