Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/387 Esas sayılı dosyasında alacaklının alacağının sabit kabul edildiğini ancak alacağın icra dosyasında tahsil edildiğinden ve mükerrer tahsil talebinde bulunulamayacağından bahisle davanın reddine karar verildiğini, buna rağmen davacı tarafın sanki borçlu değilmiş gibi icranın eski hale iadesi kapsamında takip dosyasını yenilediğini, davalıların icra dosyasında takip yetkisine haiz olmadığını, bu hususun icra müdürlüğü tarafından resen değerlendirilmesi gerekirken icranın eski hale iadesi takip işlemlerine karar vermesinin kamu düzenine ve kanuna açıkça aykırı olduğunu, Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/161 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğundan bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, bu nedenlerle davalıların müvekkili aleyhine giriştikleri Çerkezköy İcra Müdürlüğünün 2015/1696 Esas sayılı takip dosyasındaki icranın iadesine ilişkin takip işlemlerinin ve takibin süresiz şikayet hakkına istinaden iptalini, yargılama giderleri ve vekalet...
Her ne kadar sonuç olarak İcra Müdürlüğünün icranın iadesi talebi üzerine davacıya gönderdiği ödeme yazısı nedeni ile İcra Hukuk Mahkemesi 2013/462 esas sayılı dosyasında icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verimiş olsada, davalının icranın iadesi yoluna başvurmasının nedeni Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/2800 esas 2013/4226 karar sayılı ilamının infaz edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Yapılan hacizlerde bu talep nedeni ile meydana gelmiştir. Bu durumda icranın iadesinin istenmesinde ve yapılan hacizlerde davalının kusuru bulunmadığına göre davanın tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla mahkemece şikayetin kabulü ile icra memurunun icranın iadesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile icra memurunun 08.10.2020 tarihli işleminin kaldırılmasına, icranın iadesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Erzincan 1....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;dava icranın iadesi talebine ilişkindir. Davacı vekili Tuncel İcra Müdürlüğünün 2013/224 esas sayılı dosyası ile T3 aleyhine Elazığ 1....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/880 Esas, 2020/760 Karar sayılı veraset ilamının hatalı olduğunu, davalı T7 mirasçı sıfatı bulunmadığını öne sürerek bu yargılamanın iadesi talebinde bulunmuşlardır. HMK.'nun 381.maddesinde "Yargılamanın iadesi davası, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak dava veya hükmün niteliğine ve diğer hâllere göre talep üzerine icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, yargılamanın iadesi talebinde bulunan kimseden teminat alınmak şartıyla iade talebini inceleyen mahkemece icranın durdurulması kararı verilebilir. Yargılamanın iadesi sebebi bir mahkeme kararına dayanıyorsa bu takdirde teminat istenmez." düzenlemesi bulunmaktadır. Davacıların İznik Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/39 Esas sayılı dosyasında açmış oldukları anne isminin düzeltilmesi ve bu davanın sonucuna göre açılacak veraset ilamının iptaline ilişkin davanın sonucunda, davalının paydaş olma durumunun sona ermesi ihtimal dahilindedir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge İdare Mahkemesinin icra mevzuu olan ilamı kesin olarak kaldırdığını ve yeniden karar verilmek üzere, dosyayı mahalli mahkemesine iade ettiğini, ilamın kaldırılmış olması nedeniyle icranın iadesi taleplerinin icra müdürlüğünün 18/05/2021 tarihli kararı ile reddedildiğini, icra hakimliği nezdinde yaptıkları şikayette mahkemenin İ.İ.K. 40/2 fıkrasına göre, icranın iadesi için, bozmadan sonra verilecek hükmün kesinleşme zorunluluğu olduğu bu sebeple icranın iadesi olamayacağına karar verdiğini belirterek, icranın eski hale iadesi ve müvekkillerinin dosyaya yapmış oldukları ödemelerinin kendilerine iadesine, icradaki ödemelerin borçluya verilmemesi hususunda tedbir kararı ittihazını talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, icra takip dosyasında hacizlerin kaldırılması ve teminatların iadesi talebinin reddine dair 18/05/2021 tarihli memurluk kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İstanbul 25....
Bu nedenle borçlunun icranın iadesini isteyebilmesi için (İİK.nun 40/2. maddesi gereğince) bozmadan sonra verilecek hükmün kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, bozmadan sonra verilen 20.12.2011 tarih 2011/446-465 Karar sayılı mahkeme ilamı kesinleşmediğinden icranın iadesi şartları bulunmamaktadır. O halde mahkemece şikayetin kabulü icra müdürlüğünün 03.02.2012 tarihli işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.nun 366 ve HMK.nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK 388/4. (HMK 297/4) maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun için, hükmü veren mahkemenin Yargıtay'ın bozma ilamına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmiş olması gerekir.Mahkemenin bozma kararına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmesi üzerine borçlu, icra dairesinden (daha önce yapılmış olan ilamlı icra takibi dosyası üzerinden) icranın tamamen veya kısmen eski haline iade edilmesini isteyebilir.( m 40,II) İcranın eski haline iade edilebilmesi için borçlunun bir ilamlı icra takibi yapmasına ve alacaklıya icra emri gönderilmesine gerek yoktur. Bu nedenle borçlunun, bu halde icra dairesinden icranın iadesini isteyeceği yerde ayrı bir dava açmasında hukuki yararı yoktur. İcra dairesinin, icranın iadesi talebinin kabulüne veya reddine ilişkin kararına karşı şikayet yoluna başvurulabilir....
, müvekkilinin iyiniyetli 3.kişi kiracı olduğunun tesbitine, iade isteyen borçlu tarafından tespit sonrası müvekkilinin tahliyesine ilişkin bir talep de olmadığından ve somut olayda bir tahliye kararı da olmadığından İstanbul 27.İcra Müdürlüğü'nün 2012/26907 Esas sayılı dosyasının 14/10/2021 tarihli tahliye hakkında bir karar vermek üzere dosyanın resen İcra Mahkemesi'ne gönderilme/sunulma kararının kaldırılmasına, kararın tedbiren de durdurulmasına, icranın iadesi kararının alacaklı ve borçlu taraflar bakımından hüküm ifade ettiğinden ve taşınmazda iyiniyetli 3.kişi müvekkili kiracı olduğundan müvekkilinin tahliyesinin İ.İ.K. 40/3 fıkrası gereğince fiilen ve hukuken mümkün olmadığına, icranın iadesi kararının müvekkili ve tahliyesi istenen taşınmaz bakımından hükümsüzlüğüne/kaldırılmasına, imkansız hale geldiğinden icranın iadesi kararının kaldırılmasına ve talebin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
iadesinin gerektiğini, bu kararın temyiz ile karar düzeltme yollarından geçip onanma ile kesinleştiğini, icra dairesinden icranın iadesinin talep edildiğini, ancak 29/07/2022 tarihli karar ile reddedildiğini belirterek, bu ret kararının iptali ile 24/06/2022 tarihli icranın iadesi ve borçlu adına muhtıra çıkarılması taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....