İcra Müdürlüğü'nün 20.4.2015 tarihli kararının iptaline, icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Borçlu vekilinin, başvurusunda, ... tarihli protokolün karşılıklı edim içeren belge olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Anılan protokol, bu niteliği ile yukarıda açıklanan İİK'nun 33/2. maddesi kapsamında borcun imhaline imkan kılacak nitelikte bir belge değildir. Bu durumda, takibin devamında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
geri bırakılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Yapılan yargılama sonucunda Mahkeme alacaklı vekilinin 07.04.2011 tarihli oturumdaki imzalı beyanı ile davayı kabul etmiş olmasını gerekçe göstererek “Açılan davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına” karar vermiş ise de Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2011/11797-31404 Esas ve Karar sayılı ilamında “dilekçede belirtilen 5.735,40 TL üzerinden takibin devamını sağlayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde icranın tümüyle geri bırakılması isabetsizdir.” şeklinde bozmuştur. Mahkeme her ne kadar bozma ilamına uyma kararı vermiş ise de, bozma ilamı gereğince 5.735,40 TL üzerinden takibin devamını sağlayacak şekilde hüküm kurulmamıştır. Mahkemenin yapacağı iş “takibin 5.735,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin takibin iptali” şeklinde hüküm kurmaktan ibarettir....
O halde, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere icra kefili ... yönünden icranın geri bırakılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair karar verilmesi üzerine haciz suretiyle yapılan tahsilatların alacaklıya ödenmemesi talebinin müdürlük tarafından reddi kararının, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyanın tetkikinde, davalı alacaklı tarafından bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun zamanaşımı itirazı üzerine merci tarafından icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizce kararın doğru bulunduğu ancak gerekçenin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve icranın geri bırakılmasına dair yeniden karar verildiği, Dairemizin kararının temyiz edildiği, eldeki şikayet tarihi ve ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle de kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “icranın geri bırakılması” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin 19.12.2013 tarihli ve 2013/1086 E., 2013/1243 K. sayılı direnme kararının şikâyetçi-borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2019 tarihli ve 2017/12-331 E., 2019/425 K. sayılı ilamı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü. İstem, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme yönelik zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkindir....
Hukuk Dairesi’nin 13/02/2014 tarih, 2014/717 Esas, 2014/3939 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve 21/03/2014 tarihinde kesinleştiğinin, şikayet tarihi itibariyle icranın geri bırakılması şartlarının oluştuğunun anlaşılması karşısında sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2073-2158 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı karşısında davacı alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine İİK.nun 33/a-2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere aciz vesikası ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tüketici Hakem Heyetine yaptığı başvurunun kabul edilmesi üzerine kararda belirtilen miktarın davalıya ödendiği halde haklarında icra takibi başlatıldığını belirterek icranın geri bırakılmasına ve icra takibinin iptaline karar verilmesi istemiyle icra hukuk mahkemesinde dava açmıştır. ... İcra Hukuk Mahkemesi; "...Tüketici Hakem Heyeti kararlarına ilişkin açılan davalara bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 8. Tüketici Mahkemesi ise "...İİK'nın 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılması yönündeki talebi değerlendirecek mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dava, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 07/08/2015 tarihinde açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip sonrası zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılması isteminde bulunduğu, mahkemece TTK'nun 726. maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....