Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu alağın likid olmadığı, miktarının ancak bilirkişi incelemesi ile ve yargılama sonucunda belirleneceği, likit olmayan alacaklar için başlatılan icra takiplerine itiraz edilmesi halinde açılacak itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği dikkate alınmaksızın davacı tarafın icra inkâr tazminatı isteminin de kabul edilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıknasının 1'inci bendinin 2'inci fıkrasında yer alan cümlenin tamanının hüküm yerinden çıkartılarak, yerine "Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" sözlerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 178.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptali yönünden davanın kabulune, icra inkar tazminatı yönünden talebin reddine karar verilmiştir....

      E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı banka, davalı ile aralarında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesi nedeniyle borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, icra takibinde istenen faizlere ve faiz oranına itiraz ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tüketici kredisi nedeniyle ödenmeyen borcun tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır....

          Ancak; İcra takibi 1700,00 TL asıl alacak ve 900,00 TL işlemiş faiz için yapılmıştır. Borçlar Kanununun 101. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden icra takip tarihinden önce davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilerek alacak istenmediğinden alacaklı olan davacı işlemiş faiz isteminde bulunamaz. Dolayısıyla işlemiş faiz talebinin reddi gerekir. Diğer taraftan, İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi gereğince inkar tazminatına asıl alacak miktarı üzerinden hüküm kurulabilir. Mahkemece, davanın kabulüne, icra takibinin devamına denilmek suretiyle işlemiş faiz alacağını da kapsar şekilde icra inkar tazminatının hüküm altına alınması da açıklanan nedenle doğru olmamıştır. Karar yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZUMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 20.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanunu'nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır. (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.) Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

              Davalı, başlatılan icra takibinin kötüniyetli olduğunu, davacı kiracının sonradan tahliyeden vazgeçmesi nedeniyle mağdur olduğunu bu nedenle de takas ve mahsup haklarının kullanıldığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını tahsil edebilmek için doğrudan mahkemede dava açarak haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira ve ortak gider alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

                  Davacı taraf asıl davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak ecrimisil alacağı için 200.000 TL asıl, 5.223,29 TL işlemiş faiz toplam 205.523,29 TL üzerinden icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine bu miktar üzerinden itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmolunması istenilmiştir. İcra İflas Kanunu 67/2.maddesinde yerini bulan icra inkar tazminatı itirazın iptali davası sonucunda verilen ve ona bağlı bir tazminat olup, itirazın iptali davalarında hem kısa kararda hem de sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına ilişkin olarak ayrı ayrı hüküm kurulur. Somut olayda; mahkemece kısa kararda (hükümde) asıl dava yönünden davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş, icra inkar tazminatına ilişkin olarak hüküm kurulmamıştır. Sonradan yazılan gerekçeli hükümde ise ayrıca icra inkar tazminatına ilişkin olarakta hüküm kurulmuştur....

                    Ancak; 1-Davacı takip talebinde asıl alacak için ayrıca %10 gecikme tazminatı da istediği halde mahkemece 634 sayılı Yasanın 20. maddesine aykırı olarak yasal faize hükmedilmesi, 2-İcra ve İflas Yasasının 67. maddesi ikinci fıkrası hükmünde, icra takibine yapılan itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinde hükmolunan meblağın %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmolunacağı öngörülmektedir. Davalı borçlu, hakkındaki icra takibinde borcun tümüne itiraz etmiş ve mahkemece de borçlunun bu itirazının haksızlığına karar verilmiş bulunduğuna göre, asıl alacak üzerinden sözü edilen yasa maddesi uyarınca icra tazminatına hükmedilmesi gerekirken fazla takip yapıldığı gerekçesiyle icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu