Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Yasanın 26. maddesi ile İcra İflas Kanununun 67. maddesi olup, dava; iş kazası sonucu yaralanan sigortalı sürücüye Kurumca yapılan tedavi gideri ve geçici işgöremezlik ödeneğinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının ferileriyle birlikte tahsili için borçlular aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve borçluların %40 icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkin olup, mahkemece, itirazın iptaline ilişkin istemin kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiştir....

    Somut olayda davacı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve ayrıca icra inkar tazminatı taleplerinde bulunmuştur. İcra takibi 18/01/2011 tarihinde başlatılmıştır. Yerel mahkeme davacı lehine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmetmiştir. Hükmü temyiz eden davalı vekili, % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu savunmuştur....

      İcra Müdürlüğünün 2013/5465 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, davalıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğinin ardından, davalının süresinde verdiği itiraz dilekçesinde yöntemine uygun biçimde Manisa İcra Dairesi’nin yetkisine ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir....

        Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemenin yapılan yargılama sonunda icra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle İcra İflas Kanununun 50/2’nci maddesi hükmü kapsamında icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra takibinde İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine, davacı tarafın itirazın iptali hususunda açtığı davada bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

          ortak gider alacağı için yürütülen takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenilmiş olup, İcra İflas Yasası'nın 67. maddesinin ikinci fıkrası hükmünde, icra takibine yapılan itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinde hükmolunan meblağın (asıl alacağın) %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedileceği öngörülmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, ortak gider alacağı için yürütülen takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenilmiş olup, İcra İflas Yasası'nın 67. maddesinin ikinci fıkrası hükmünde, icra takibine yapılan itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinde hükmolunan meblağın (asıl alacağın) %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedileceği öngörülmektedir....

              Hukuk Dairesince isabetsizlik bulunmayan hükmün esasının onanmasına karar verilmesi üzerine; davalı vekili süresinde kararın düzeltilmesini istemiştir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, yerinde olmayan ve HUMKnun 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davalı vekilinin sair karar düzeltme isteminin reddine, 2-Davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme isteğine gelince; itirazın iptaline konu icra takibi 28.11.2008 tarihinde başlatılmış, itirazın iptali kararı ise 02.12.2014 tarihinde verilmiştir. Takip tarihi itibari ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 67.maddenin ikinci fıkrası gereği icra inkar tazminatı yüzde kırk iken itirazın iptali kararından önce 02/07/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir....

                Ancak; 1-Davada, aidat alacağı için yürütülen takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenilmiş olup, İcra İflas Yasası'nın 67. maddesinin ikinci fıkrası hükmünde, icra takibine yapılan itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinde hükmolunan meblağın (asıl alacağın) %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedileceği öngörülmektedir. Dava konusu alacak kat malikeri kurulu kararı ile belirlenen aidat alacağı olup belirli ve hesap edilebilir durumda ve likit nitelikte olduğundan İcra İflas Yasası'nın 67. maddesi uyarınca icra tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece alacağın likit olmadığı gerekçesi ile bu konudaki istemin reddine karar verilmiş olması, 2-Davalı vekili Av....'nin hüküm başlığında gösterilmemiş olması, Doğru görülmemiştir....

                  İlâmsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemenin yapılan yargılama sonunda icra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle İcra İflas Kanununun 50/2’nci maddesi hükmü kapsamında icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığından sadece itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetki itirazının kabulüne, icra takibinde ......

                    faiz olmak üzere toplam 48.621,07 TL üzerinden takibin devamına, davacının % 20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilldiğini, İİK Madde 67 maddesi yasal düzenlemesi gereğince, Bakırköy 16.İş Mahkemesinin 2019/294 E.-2020/255 K. sayılı kararı ile, borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğini,koşulları oluşan icra inkar tazminatı bakımından talepleri gibi % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, İcra inkar tazminatı istenebilmesi için borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi gerektiğini,somut olayda icra inkar tazminatının koşulları oluştuğu halde yerel mahkemenin alacak yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatının reddine karar vermesinin hatalı olduğunu,Yargılama öncesi, icra takibi başlatılırken alacağın likit durumda olduğunu,davalı borçlu tarafın likit olan alacağa karşı haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini,likit olan alacak nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini,Bölge Adliye Mahkemesi kararları...

                    UYAP Entegrasyonu