"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
İşlemiş faizin karar altına alınabilmesi için davalı iş sahibinin icra takibinden önce Borçlar Kanunu'nun 101.maddesi uyarınca temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Somut olayda davalı iş sahibi icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz yönünden olan isteminin reddi gerekir. Davalı iş sahibi icra takibinin başlatılmasından sonra ve itirazın iptali davasının açılmasından önce 26.11.2002 tarihinde icra veznesine 8.250.000.000 lira ödeme yaptığına göre, icra takibine konu asıl alacak miktarı olan 12.200.000.000 liradan 8.250.000.000 TL ödeme düşülmek suretiyle, kalan 3.950.000.000 TL yönünden icra takip tarihinden itibaren %60 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek suretiyle icra takibinin devamına, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı ... vekili; dava tarihinden önce borçlu hakkında açılmış geçerli bir icra takibinin varlığına ihtiyaç bulunduğunu, müvekkili hakkında 12/03/2014 tarihinde tasarrufun iptali davası açıldığını, bu tarihten önce bir icra takibi yapılmış olması gerekmesine rağmen müvekkili hakkındaki icra takibinin 08/05/2014 tarihinde yapıldığını, borçlu üçüncü şahıs hakkında alınmış bir aciz vesikası bulunmadığını, iptali istenen tasarrufi muamelenin, alacağın oluştuğu tarihten önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, davalı borçlu ...'ın ..., ..., İçerenköy mah. 801 ada, 248 parsel, B.2, bağımsız bölüm 3 nolu taşınmazı diğer davalı ...'a satmak suretiyle oluşan tasarrufun davacı yönünden iptali ile taşınmaz üzerinde ... ... 24....
Sonuç olarak; dava konusu icra takibinin mükerrer olduğu, ilama dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılacak icra takiplerinin mutlaka ilamlı icra takibi olması gerektiği ve fakat davacının yeni başlatmış olduğu icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu anlaşılmakla davacının başlatılan bu ilamsız icra takibine dayalı olarak itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, dolayısıyla hukuki yarar dava şartının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/11668 esas sayılı dosyasına yaptığı icra takibinin davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile icra takibinin faize faiz yürütülmeme şartı ile 40.686,26 TL kıdem tazminatı, 1.050,28 TL İzin alacağı ve 116,63 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine alacakların likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine'', rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir....
Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında icra takibinin kesinleşmiş olması ve alacaklının elinde kesin aciz veya geçici aciz vesikası bulunması gerekir. Somut olaya gelince; İİK.'nın 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına yönelik kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Mahkemece, icra takibinin başlangıç tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle TBK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- İİK.nun 277. ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında tasarrufta bulunan kişi hakkında yapılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği halde davada davalı borçlu olarak gösterilen ... aleyhine yapılmış bir icra takibinin bulunmamasına ve iş bu dava dosyası ile birleştirilen davanın alacak isteğine ilişkin bulunmasına göre dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olmayıp BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa nedeniyle iptali davası olmakla hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 17.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı vekili, davalılardan ...’in müvekkiline olan borcu nedeniyle yaptıkları icra takibi sırasında adına kayıtlı taşınmaza haciz konulması için yazılan yazıya verilen cevapta, borçlunun taşınmazını diğer davalı ...’ye satması nedeniyle haciz şerhi işlenmediğini öne sürerek, borçlu tarafından alacaklılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapılan satış işleminin iptalini talep etmiştir. Davalılar, borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığını, yapılan icra takibinin de mahkemece iptal edildiğini, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....