Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Madde hükmüne göre belirleneceği, davalı belediyenin adresinin Kastamonu/Araç olduğu, bu yerin Araç İcra Müdürlüğünün yargı çevresinde kaldığı, bu itibarla itirazın iptali davasına konu edilen icra takibinin yetkisiz Ankara 13. İcra Müdürlüğünde açıldığı, dolayısıyla itirazın iptali davası şartlarından olan yetkili icra müdürlüğünde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması şartının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından dava şartı yokluğundan açılan davanın usulden reddine dair karar verilmiş verilen bu karara karşı davacı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, itirazın iptali, icra takibinin devamı istemiyle açılmış, mahkemece davanın davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici şirket tarafından davaya dayanak yapılan sözleşme, davacı şirket ile davalı ... parsel yönetim kurulu tarafından imzalanmıştır. Davacı yüklenici şirket tarafından icra takibi yönetim kurulu hakkında başlatılmıştır. ... 50 Ada blok yöneticiliği temsilcileri tarafından Av. ...’a verilen vekaletname ile icra takibine itiraz edilmiş, bu itiraz üzerine icra takibinin durması nedeniyle bu dava açılmıştır....

    ye borçlandığını, daha sonra ilamsız takibe özgü icra takibinde bulunulduğunu, borçlunun bu takibe herhangi bir itirazda bulunmadığını, takip kesinleştikten sonra P... A.Ş. tarafından tahsilatlar yapıldığını ve borçlunun menkul ve gayrı menkullerine hacizler konulduğunu, bundan dolayı kendilerinin alacaklarını tahsil edemediğini öne sürerek yapılan icra takibinin muvazaalı olması nedeniyle iptalini talep etmiş olmakla açılan davanın alacaklıları ızrar kastıyla yapılan işlemin iptaline ilişkindir. Bir başka anlatımla dava alacaklı davacının yaptığı icra takibinin etkisiz bırakılması amacı ile borçlu davalının danışıklı olarak aralarında organik bağ bulunan diğer şirkete borçlanmış gibi gösterilerek yapılan icra takibinin iptali istenilmektedir....

      Davacı alacaklı, davalı aleyhine 21.07.2011 tarihinde takibe geçmiş, itiraz üzerine 09.01.2012 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı şirketin 18.08.2011 tarihinde iflasına karar verilmiş, bu karar 20.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir. İİK'nun 193. maddesine göre müflisin taraf olduğu ilamsız icra takipleri iflasın açılması ile durur, iflas kararının kesinleşmesi ile düşer. İtirazın iptali davası açılmadan davalı hakkında verilen iflas kararı kesinleştiğinden, itirazın iptali davasına konu edilebilecek bir icra takibi bulunmadığından bu durumda itirazın iptali davası açılamaz. Mahkemece davaya esas icra takibinin düşmüş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetlidir. Ancak; davalı iflas idaresi memuru sıfatı ile davaya cevap verdiğinden lehine vekalet ücretine hükmedilemez. Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Davalı, hakkında yapılan ... 30.İcra Müdürlüğünün 2009/10625 sayılı takip dosyasına vermiş olduğu dilekçe ile, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bunun üzerine alacaklı temyize konu edilen ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/283 E.sayılı davayı açmış davalı bu davada da yetki itirazını tekrarlamıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi usulüne uygun biçimde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada usulüne uygun yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse mahkemenin yetkisine itiraz edilmese bile icra dairesinin yetkisine itiraz öncelikle incelenmelidir. Bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin bulunduğundan sözedilemez....

          Mahkemece, davalı tarafın akdi ilişkiyi inkar ettiği, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, yetkili olan ... İcra Dairesinde girişilmiş bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davasında hem icra dairesinin, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir. Nitekim, yerel mahkeme de bu usule uygun davranmıştır. Ne var ki, mahkemece, yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi gerektiğine ilişkin usul kuralı göz ardı edilmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2015/18472 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın borcun tümüne yönelik itirazı sonucunda icra takibinin durduğunu, 2015 yılı için bakım-onarım aidatı olarak aylık 50,00.-TL dışında 06/01/2015 tarihli genel kurulda alınan karar gereğince aylık 350,00.-TL hesabı ile mantolama aidatının da ödenmesi gerektiğini, bu sebeple davalı tarafın itirazının haklı nitelik taşımadığını belirterek davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece yapılan yargılama sonunda; icra takibinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiğinden, itirazın iptali davasında öncelikle icra dairesinin yetkisi konusu bir karar verilmesi gerektiği, davalı tarafın ticari ilişkiyi reddetmiş olmasına göre davacı tarafın para borcu alacağını ispatla mükellef olduğu, para borcunun varlığı belirlenmeden HMK'nun 10. maddesinin uygulanmasının olanaksız olduğu, davacı ile bir sözleşme bulunmadığından sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun söylenemeyeceği, genel yetki kuralının uygulanması gerektiği, yetkili icra dairesinin davalının ikametgah yeri olan ... İcra Daireleri olduğu, mahkemenin yargı çevresi içerisinde bir icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu icra takibinde davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile icra takibinin asıl alacak için taleple bağlı kalınarak 29.242,73-TL asıl alacak, 3.284,27-TL işlemiş faiz, faizin %5 BSMV'si olarak 164,21-TL, 245.00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 32.936,21-TL üzerinden devamına ve bu miktardan asıl alacak olan 29.242,73 TL ye icra takip tarihinden itibaren yıllık %72 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, 39.000-TL gayri nakdi kredi için icra müdürlüğü dosyasında veya davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, işlemiş faize ve ihtarname masrafına ilişkin fazla taleplerin reddine, takip tarihinde yürürlükte olan 2004 sayılı 6352 sayılı Kanunun 11 maddesiyle değişik İİK 67/2 maddesi gözetilerek hüküm altına alınan miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 6.587,24....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibinin iptali 11/04/2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değiştirilen 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı Hukuk İş bölümü İnceleme Kurulu'na gönderecektir. Uyuşmazlık, icra takibinin ve ödeme emrinin iptalleri istemine ilişkindir. Bu durumda; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin görevi içine girmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu