-TL. bedelli üç adet senedi ödemediklerini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını istemiştir. Birleşen Adana Asliye 5. Hukuk Mahkemesi’nin 2003/111 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, aboneliği davalı Musa ...’e ait sayacın elektrik faturasının ödenmediğini, borçluların ...’a müracaat ederek taksitlendirme dilekçesi verip, her biri 402.319.540.-TL.lık üç adet senet imzaladıklarını, senetlerin ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Birleşen Adana Asliye 2....
Davalı, borçlu vekili icra takibine itirazında, fatura bedellerinin ödendiğini de ileri sürerek borca itiraz etmiştir. Bu durumda davalı borçlu sözkonusu itiraz ile mal teslimini kabul etmiş, akdi ilişkiyi inkar etmeyip, ödeme savunmasında bulunmuştur. Hal böyle olunca davalı borçlunun ödeme savunmasını kanıtlamakla yükümlü olduğu gözetilmeden mahkemece ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yanılgılı gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, günlük 50 TL den 51 gün çalışan davacının bu çalışmasına ilişkin ücretinin ödendiği olgusunun işveren tarafından ispat edilemediği , çalıştırdığı işçinin çalışma gün sayısını ve ücretini bilmesi gerektiği halde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiği bu durumda 2250 TL asıl alacak açısından davanın kabulünün gerekli olup bu miktar açısından icra takibine itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve belirtilen miktarın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmetmenin hakkaniyete uygun düşeceği gerekçesi ile itirazın kısmen iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı Şirket vekili temyiz etmiştir....
Dava konusu olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 5.1.2008 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 7 günlük itiraz süresinin geçtikten sonra 23.1.2008 tarihinde borca itiraz etmiştir Davalının icra takibine itirazı süresinde olmadığına göre davacı alacaklı İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini isteyebilir. Davalının süresinde yapılmayan itirazı nedeniyle icra takibi durmayacağından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 5.1.2008 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 7 günlük itiraz süresinin geçtikten sonra 23.1.2008 tarihinde borca itiraz etmiştir Davalının icra takibine itirazı süresinde olmadığına göre davacı alacaklı İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini isteyebilir. Davalının süresinde yapılmayan itirazı nedeniyle icra takibi durmayacağından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece icra dosyasının uyaptan taranmış örneği istenilmiş, sonrasında ön inceleme duruşması ara kararı ile de icra dairesine müzekkere yazılarak davalı borçlu tarafından takibe yöneltilen bir itiraz olup olmadığı sorulmuş, icra müdürlüğünce verilen cevapta itirazın bulunmadığı bildirilmiştir. Bunun üzerine mahkemece icra takibine borçlu yanca yöneltilen bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak uyaptan yapılan incelemede, davalı borçluya 26.02.2020 tarihinde ödeme emri tebligatı yapıldığı, davalı borçlu vekili Av. ... tarafından uyap kanalı ile gönderilen 03.03.2020 tarihli dilekçe ile takibe süresinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı yanca icra takibine itiraz edildiği, yasal sürede itiraz üzerine başkaca bir işleme gerek kalmaksızın takibin kendiliğinden duracağı gözetildiğinde davacı vekilinin istinafı yerinde görülmüştür....
Davacı alacaklılar, 01/06/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 04/02/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 4.735,00 TL kira ve 61,36 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmişler, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Davacı alacaklılar, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye istemişlerdir. İ.İ.....269/3. maddesi uyarınca alacaklı kiralayan, borçlunun itirazı üzerine, yasal 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra, borçlunun itiraz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren hak düşürücü süre olan 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunabilir. Altı aylık hak düşürücü süre borçlunun itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren başlar. Öğrenme süresinin başlaması için yeterli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun süresinde icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisi ile takibe konu borca ve faize itirazda bulunması üzerine, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır....
Borçlu da icra takibine yaptığı itirazda yetkiye açıkça ve belirli şekilde itiraz etmiştir. Hal böyle iken, İstanbul İcra Dairesinin yetkili olmaması nedeniyle davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine olan itirazı yerinde görülerek yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasında yetkiye de itiraz ettiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, itirazın iptali, icra takibinin devamı istemiyle açılmış, mahkemece davanın davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici şirket tarafından davaya dayanak yapılan sözleşme, davacı şirket ile davalı ... parsel yönetim kurulu tarafından imzalanmıştır. Davacı yüklenici şirket tarafından icra takibi yönetim kurulu hakkında başlatılmıştır. ... 50 Ada blok yöneticiliği temsilcileri tarafından Av. ...’a verilen vekaletname ile icra takibine itiraz edilmiş, bu itiraz üzerine icra takibinin durması nedeniyle bu dava açılmıştır....